Delikten aşağı?

1964'te askeri güvenlik kurumunun başına getirildi.Siyasi muhaliflere ve rejimi tehdit eden unsurlara karşı gösterdiği acımasız mücadele Habib Burgiba'yı memnun ettiği için içişleri bakanlığına atanarak ödüllendirildi.1 Ekim 1987'de Burgiba tarafından başbakanlığa getirildi.Tunus o yıl iç savaşın eşiğindeydi.Zeynel Abidin bin Ali, yaşını ve aklî dengesinin yerinde olmadığını bahane ederek kendisini başbakanlığa getiren Habib Burgiba'yı görevinden uzaklaştırdı. 5 haftalık başbakan Zeynel Abidin bin Ali, artık Tunus cumhurbaşkanıydı.Burgiba'dan illallah etmiş olan Tunus halkı bin Ali'nin iktidarını sevinçle karşıladı. Tunusluların yaşadıkları sevincin hayal kırıklığına dönüşmesi için çok zaman geçmeyecekti. Kısa süre sonra Zeynel Abidin bin Ali, gerçek yüzünü gösterdi.Dini özgürlükleri engelledi. Başörtüsü kullanmayı sokakta bile yasakladı. Siyasi muhaliflerine göz açtırmadı. Basın, O'nun döneminde özgürlüğü unuttu. 1990'lı yıllarda 10 bin muhalifini siyasî muhalefet ettikleri gerekçesiyle hapishanelere tıktı. Zeynel Abidin döneminde Tunus'un Batı yanlısı dış politikasında hiçbir değişiklik olmadı.Tunus'u tam bir polis devletine dönüştürdü. Üniformalı polis gücü rejimin bekçisi haline geldi. Doğrudan devlet başkanı bin Ali'den emir alıyorlardı. Muhammed Buazizi adında bir Tunuslu gencin 2010 Aralık ayında kendini yakması sonucu başlayan ayaklanmalardan sonra 14 Ocak 2011'de ülkeden kaçtı.23 yıl boyunca Tunus'u despotça yönetti. Ülkenin kaynaklarını hem şahsi çıkarları için çarçur etti hem de yabancılara peşkeş çekti. 2011'de o çok samimi olduğu batılı ülkeler tarafından tetiklenen ayaklanmalarla delikten aşağı süpürüldü.Tunus için Zeynel Abidin bin Ali defteri artık kapanmıştı.Delikten aşağı süpürülme devam ettiKahire'deki Mısır Askeri Akademisi'nden 1949 yılında mezun oldu.Sovyetler Birliği'nde ileri uçuş ve bombardıman teknikleri konusunda öğrenim gördü. 1969 yılına kadar 3 yıl Hava Akademisi komutanlığını yürüttü. 1972'de Enver Sedat tarafından hava kuvvetleri komutanlığına getirildi. Mısır, Hava Kuvvetleri'ndeki başarılarıyla adından sıkça söz ettirdi. 1974'te Enver Sedat O'nu mareşal yaptı.Bir yıl sonra devlet başkan yardımcılığına getirilecekti. Artık Mısır'da 2. adam olmuştu Hüsnü Mübarek. 6 Ekim 1981'de Enver Sedat bir suikast sonucu öldürülünce Devlet Başkanı olmak için önünde hiçbir engel kalmamıştı.Aynı yıl Mübarek, Mısır devlet başkanı oldu.1981 yılında oturduğu devlet başkanlığı koltuğundan 30 yıl boyunca kalkmadı. Onu o koltuktan yine oturtanlar kaldırdı.Bu yılın 10 Şubatında çok güvendiği batılı ülkelerin istihbarat örgütlerinin kışkırtmasıyla Tahrir Meydanı'na yüz binlerce Mısırlı toplanınca önce yetkilerini yardımcısı olan Ömer Süleyman'a devretti, ertesi gün de görevinden istifa etti.Ağustos 2011'de Kahire'de daha önce Hüsnü Mübarek'le aynı adı taşıyan binada yargıç karşısına çıkarıldı.Geri dönüşü olmayan yola girilmişti. Mübarek duruşma salonundaki sanık kafesine sedye üzerinde getirildi. Devrik liderin içine konulduğu demir kafes, Mübarek'in kendi özel icadıydı. Bu demir kafeste on binlerce masum Mısırlı yargılanmış, seslerini duyan kimse onlara yardım edememişti.Aynı demir kafese tıkılan Hüsnü Mübarek'in yargılanmasının canlı olarak yayınlandığı televizyon kanalları o gün rating rekorları kırdı.Bir dönemin tek adamı Hüsnü Mübarek, artık delikten aşağıya süpürülmüştü. Bu iki delikten aşağıya süpürülüş, batılıların kuklası olarak ülkelerini yöneten sözde liderlerin eninde sonunda efendileri olan batılılar tarafından bu şekilde paçavra gibi delikten aşağı süpürüleceğini göstermektir. Fark edilen bir gerçek de şudur ki; Batılıların kuklası olan liderler enselerinde delikten aşağı süpürülme korkusunu her zaman hissetmektedir. Şimdi sıra acaba kimde?