Emekli Orgeneral Hasan Iğsız'ın da akademisyen bir kızı varmış ve devleti katliamla itham eden bildiride onun da imzası varmış!
Olabilir mi? Olur!
Gerçi ahlak ve inancımıza göre babalar çocuklarından sorumludurlar ama çocuklar babalarından sorumlu değildir! Çocukların doğdukları günden itibaren büyümesinde ve yetişmesinde birinci derecede ana?baba sorumludur! "Ne doğrarsan aşına, o gelir kaşığına" derken atalarımız, bundan bahsederler!
Hasan Iğsız, malum bildiri ve o bildiriye imza koyanlar arasında kızı olunca, avukatı vasıtasıyla bir açıklama yapmış.
Bir şeyler söylemiş; yana yatırmış, çamura batırmış, bir baba olarak becerebildiğince kızını savunmuş.
Açıklamayı okurken; bir baba olarak diğergamlık yaptım. İçimden; "Âlimden zalim, zalimden âlim törermiş" dedim! Türkçülüğün mızrak misali çuvala sığdırılamayan rol modeli Atsız'ın, din değişip gayr?ı müslîm olan oğlunu, merhum Alparslan Türkeş'in, partilerine sırt çeviren oğullarını hatırladım, üzüldüm.
Arazi çoraplarını üşümesin diye annesine verip, şehit olarak toprağın vatan kalmasına katkı veren ölümsüzleşen Şehit Nuh Özdemir'i hatırladım, onurla aktı içime gözyaşlarım...
Avukat vasıtasıyla yapılan açıklamanın son cümlesinde ise çarpıldım! İrkildim!
"Eskiden askerler hoyrat, siviller demokrat olurdu ya... Roller değişmiş gibi" cümlesinde, midem bulandı!
Kişi aynada kendisini görür ve herkesi de kendisi gibi zanneder elbette!
Senin gibi, paşa edilince önce babasını asanlar yüzünden Ordu; "Hoyrat" diye tanımlandı! Allah, seni ve senin gibileri ıslah etsin!
Bütün dünyada dillere destan olan; "Ordunun işine şeytanın bile aklı ermez" tarifini, senin gibiler bozdunuz.
Gâzi Baş Komutan Mareşal Mustafa Kemal ATATÜRK'ün; "Ordunun siyasete katılması yüzünden Balkanları kaybettik. Ordu siyasete katılmaya devam ederse Güneydoğu'yu kaybederiz. Ordu asla siyasete katılmamalı" vasiyet emrini görmezden gelen sen ve senin gibi beceriksizlerin, demokratlık gösterileriniz yüzünden "Kozmik Oda"ya girildi!
Ordu; şimdi her birisi dünyanın bir yerine firar etmiş olan haysiyet fukaraları eliyle sizin gibi işbirlikçiler, en hafif söylemle beceriksizler yüzünden târ u mâr edildi!
"Allah'a şükürler ediyorum ki, Türkiye bunların zamanında bir savaşa falan girmemiş!" Dediği için çok kızdığım, çok sert tepki verdiğim siyasileri haklı çıkardın! Allah sorsun!
Sana ne Kardeşim demokrasiden, demokratlıktan?
Sen aslan gibi gerektiğinde ölüp?öldürerek sınırları koruma işine baksana!
İşi; Devletin bekası, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğü, Bayrağın inmemesi, Ezan'ın dinmemesi uğrunda ölüp?öldürmek olan Ordu ve mensuplarının ne işi olur demokrasiyle veya anti?demokratlıkla?
Sen ve senin gibileri oyla mı seçtik ki, demokratlık oynuyorsun!
Senin yüzünden, "Ergenekon Davaları" süresince; AKP Hükumetleri ve Hizmet Grubu A.Ş.'ye karşı verdiğim uğraşlarımdan, neredeyse pişman olasım var! Allah sorsun!
Cümleye bakar mısınız: "Eskiden askerler hoyrat, siviller demokrat olurdu ya... Roller değişmiş gibi..." Onların görev yapar gibi yaptıkları zamanda; askerlerin nasıl, sivillerin nasıl olduğuna dair müthiş bir panorama! O dönem; askerlerin de, sivillerin de rol yaptıklarının da, müthiş bir itirafı!
Demek ki, hırsız içeriden olduğu için, öküzümüz bacadan çıkarılmış!
Hırsız içeriden olduğu için, "Kozmik Oda"ya girilirken kapı zorlanmamış bile!
Beyinlerine; "Demokratlık HIV virüsü" bulaşmış bu NATO Generallerinden bir Genelkurmay Başkanı da; "Kötünün iyisine mecbur edildik!" demişti hatırladınız mı?
Şehit Nuh Özdemir'in ve şühedânın her damla kanına; Nuh Özdemir ve şühedâ için akıtılan her damla gözyaşına, sizin her biriniz biner kere kurban olun!
Çanakkale'de, Yedi Düvel'e; "Çanakkale geçilmez!" gerçeğini öğretmek için 253.000 kere can vererek ölümsüzleşen; "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum" emrini veren Gâzi Komutan'la o emri uygulayan Şühedânın her birine binlerce kere kurban ederiz sizi! Sizden kurban da olmaz ya!
3.500 yıllık yazılı tarihi olan bir milletin, Türk Milletinin devletini kuran ve ilk kurulduğu günden bugüne kadar koruyup kollayan Türk Ordusu ile Türk Başbuğlar, Türk Komutanlar ile sizin ne alakanız olabilir?
Sessiz kalsaydın bari be adam!
Bir de, o ihanet bildirisine ?güya? karşı çıkan demokrat dolma kalemlerden bazıları, bu Demokrat asker tavrı(!)nı alkışlamazlar mı?
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Ya Hu! Selâm, sevgi, duâ...
Olabilir mi? Olur!
Gerçi ahlak ve inancımıza göre babalar çocuklarından sorumludurlar ama çocuklar babalarından sorumlu değildir! Çocukların doğdukları günden itibaren büyümesinde ve yetişmesinde birinci derecede ana?baba sorumludur! "Ne doğrarsan aşına, o gelir kaşığına" derken atalarımız, bundan bahsederler!
Hasan Iğsız, malum bildiri ve o bildiriye imza koyanlar arasında kızı olunca, avukatı vasıtasıyla bir açıklama yapmış.
Bir şeyler söylemiş; yana yatırmış, çamura batırmış, bir baba olarak becerebildiğince kızını savunmuş.
Açıklamayı okurken; bir baba olarak diğergamlık yaptım. İçimden; "Âlimden zalim, zalimden âlim törermiş" dedim! Türkçülüğün mızrak misali çuvala sığdırılamayan rol modeli Atsız'ın, din değişip gayr?ı müslîm olan oğlunu, merhum Alparslan Türkeş'in, partilerine sırt çeviren oğullarını hatırladım, üzüldüm.
Arazi çoraplarını üşümesin diye annesine verip, şehit olarak toprağın vatan kalmasına katkı veren ölümsüzleşen Şehit Nuh Özdemir'i hatırladım, onurla aktı içime gözyaşlarım...
Avukat vasıtasıyla yapılan açıklamanın son cümlesinde ise çarpıldım! İrkildim!
"Eskiden askerler hoyrat, siviller demokrat olurdu ya... Roller değişmiş gibi" cümlesinde, midem bulandı!
Kişi aynada kendisini görür ve herkesi de kendisi gibi zanneder elbette!
Senin gibi, paşa edilince önce babasını asanlar yüzünden Ordu; "Hoyrat" diye tanımlandı! Allah, seni ve senin gibileri ıslah etsin!
Bütün dünyada dillere destan olan; "Ordunun işine şeytanın bile aklı ermez" tarifini, senin gibiler bozdunuz.
Gâzi Baş Komutan Mareşal Mustafa Kemal ATATÜRK'ün; "Ordunun siyasete katılması yüzünden Balkanları kaybettik. Ordu siyasete katılmaya devam ederse Güneydoğu'yu kaybederiz. Ordu asla siyasete katılmamalı" vasiyet emrini görmezden gelen sen ve senin gibi beceriksizlerin, demokratlık gösterileriniz yüzünden "Kozmik Oda"ya girildi!
Ordu; şimdi her birisi dünyanın bir yerine firar etmiş olan haysiyet fukaraları eliyle sizin gibi işbirlikçiler, en hafif söylemle beceriksizler yüzünden târ u mâr edildi!
"Allah'a şükürler ediyorum ki, Türkiye bunların zamanında bir savaşa falan girmemiş!" Dediği için çok kızdığım, çok sert tepki verdiğim siyasileri haklı çıkardın! Allah sorsun!
Sana ne Kardeşim demokrasiden, demokratlıktan?
Sen aslan gibi gerektiğinde ölüp?öldürerek sınırları koruma işine baksana!
İşi; Devletin bekası, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğü, Bayrağın inmemesi, Ezan'ın dinmemesi uğrunda ölüp?öldürmek olan Ordu ve mensuplarının ne işi olur demokrasiyle veya anti?demokratlıkla?
Sen ve senin gibileri oyla mı seçtik ki, demokratlık oynuyorsun!
Senin yüzünden, "Ergenekon Davaları" süresince; AKP Hükumetleri ve Hizmet Grubu A.Ş.'ye karşı verdiğim uğraşlarımdan, neredeyse pişman olasım var! Allah sorsun!
Cümleye bakar mısınız: "Eskiden askerler hoyrat, siviller demokrat olurdu ya... Roller değişmiş gibi..." Onların görev yapar gibi yaptıkları zamanda; askerlerin nasıl, sivillerin nasıl olduğuna dair müthiş bir panorama! O dönem; askerlerin de, sivillerin de rol yaptıklarının da, müthiş bir itirafı!
Demek ki, hırsız içeriden olduğu için, öküzümüz bacadan çıkarılmış!
Hırsız içeriden olduğu için, "Kozmik Oda"ya girilirken kapı zorlanmamış bile!
Beyinlerine; "Demokratlık HIV virüsü" bulaşmış bu NATO Generallerinden bir Genelkurmay Başkanı da; "Kötünün iyisine mecbur edildik!" demişti hatırladınız mı?
Şehit Nuh Özdemir'in ve şühedânın her damla kanına; Nuh Özdemir ve şühedâ için akıtılan her damla gözyaşına, sizin her biriniz biner kere kurban olun!
Çanakkale'de, Yedi Düvel'e; "Çanakkale geçilmez!" gerçeğini öğretmek için 253.000 kere can vererek ölümsüzleşen; "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum" emrini veren Gâzi Komutan'la o emri uygulayan Şühedânın her birine binlerce kere kurban ederiz sizi! Sizden kurban da olmaz ya!
3.500 yıllık yazılı tarihi olan bir milletin, Türk Milletinin devletini kuran ve ilk kurulduğu günden bugüne kadar koruyup kollayan Türk Ordusu ile Türk Başbuğlar, Türk Komutanlar ile sizin ne alakanız olabilir?
Sessiz kalsaydın bari be adam!
Bir de, o ihanet bildirisine ?güya? karşı çıkan demokrat dolma kalemlerden bazıları, bu Demokrat asker tavrı(!)nı alkışlamazlar mı?
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Ya Hu! Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017