Kofi Annan Planı ve Türkçe'ye çevrilmiş şekli, Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümü için anlaşma metni
Bu kitapçığın metninde birçok konular muğlak, birçok konular açık bırakılmış, birçokları ise adeta bir tuzak şeklinde sunulmaktadır.
1. Metinde KKTC'den hiç bahsedilmemektedir. Onun yerine parça devlet denilmektedir.
2. Bir taraftan Kıbrıslı Rumlar denmekte (acaba greek kelimesi mi Rum olarak tercüme edilmektedir? Öyle değilse Kıbrıslı Rumlara acaba eski Romalılar mı denmek istenmektedir?) Kaldı ki anlaşma metninin 4. maddesinin ek fıkrasında: Yunanistan'dan Rum olarak değil ve fakat elen Cumhuriyeti olarak bahsedilmektedir!
3. Anlaşmanın sınırı 28 Şubat olarak gösterilmektedir. Ondan sonraları kapılar büsbütün kapatılacak mı tam olarak belirtilmemektedir!
4. Demokratik olarak seçilmiş Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk liderlerine eşit olarak müzakere hakkı verilmektedir. (Denktaş çok zorlanarak istifa etmek zorunda kalırsa, Türk tarafının temsilcisi kim olacak?) Çünkü müzakereci tayinle değil, seçimle olunmaktadır!
5. Glafkos Klerides ve Rauf Denktaş'ın Avrupa Birliği'nin anlaşmada yardımcı olması için ek bir protokolün iki taraflı imzalı olarak 24 ve 25 Ekim 2002 tarihli olarak, sunuluşu zikredilmektedir. (Bu yazılım adeta AB'ye üye olmak için bir müracaat gibi görülmektedir. Ama doğruluk derecesi bilinmemektedir!)
6. Bu metindeki ek A'da: 1960'taki anlaşma da zikredilmektedir. Orada Kıbrıs'tan ortak vatan olarak söz edilmektedir.
Daha sonra geçmişte yaşanan trajik olaylardan da dem vurulmaktadır. Avrupa Birliği'ne Kıbrıs'ın katılması ve Türkiye'nin de AB'ye katılmasına umutla bakıldığı zikredilmektedir. Ama daha sonraları Kıbrıs bayrağı, ortak parça devlet bayrakları ve yanlarında AB bayrağının da yer alması durumunu zikretmektedir. Bu metinde Kıbrıs'tan AB'ye girmiş gözüyle bakılarak işlem yapılmaktadır!
7. Bir siyasi liderimizin "Belçika örneği" sözleri de bu metnin, 2. maddesi ve 2. fıkrasında örnek olarak zikredilmektedir.
8. Yerleşmeler maddesinde; Madde 3 vatandaşlık, yerleşme 2. fıkrasında: Bir parça devletten ötekine geçip yerleşme süreci 20 yıla uzanmaktadır. Her 3 yılda %3 artma ile sonunda %20'ye varmaktadır. Bu böyle devam edip sonunda nüfusun 1/3'üne vardığında, bu durum da ortadan kalkmaktadır.
Burası muğlak bu tarihten sonra nüfus yerleşmeleri serbest bırakılacak manasını taşır. O zaman eski tas eski hamam ortamı oluşmaktadır! Bu durum ise; Kuzey Kıbrıs Türk devletinin bir nevi sonu demektir.
4. Madde 6: yüksek mahkeme:
Her parça devletten 3'er ve Kıbrıslı olmayan 3 kişiden oluşacaktır. Kıbrıslı olmayan 3 kişi ise her zaman Rumların tarafında olmuştur.
6. Kıbrıs'ta Türkiye'nin çok kısıtlı miktarda askeri bulunacaktır. Bunun dışında hiçbir silahlı güç adada bulunmayacaktır. Bu da tuzak bir madde: İngilizlerin zaten çok büyük bir üssü mevcuttur. Kaldı ki güneyde başka bir üs açmakla meşguller. (Bunlardan ise hiç bahsedilmemektedir!)
Öte yandan Türkiye'nin garantörlüğü de kalkmaktadır. Kıbrıs'lı Türklerin geleceği Rumların ve BM insafına terk edilmektedir. Adeta Bosna ve Kosovalılar ve Filistinliler gibi!
7. Toprak anlaşmalarında sadece Türk tarafı toprak vermek zorunda bırakılıyor! Rumların elinde sanki hiç Türk toprağı yokmuş gibi davranılmaktadır.
Üstelik verilecek topraklardaki mülkiyetleri ellerinde tuttukları için mülkiyetin değeri artı 30-35 yıllık enflasyon nispetinde faizler yüklenecektir.
8. Madde 12 geçmiş işlemler:
Bu madde ile geçmişte 1960 ve daha sonraki anlaşmalarla kazanılan bütün haklar yürürlükten adeta kalkacaktır. Çünkü o anlaşmaların da şimdi ki yasama, yürütme ve yargıya uyması gerekir. Aksi takdirde hiçbir hak iddia edilemez.
Sonunda referandumların yapılması öngörülmektedir. Düşünün bu maddeleri bilmeyen, hiç görmeyen ve hiçbir şeyden haberi olmayan halkımıza medyanın sunduğu sahte cennetler vaad edilerek, Kıbrıs'ta yapılacak bir referandumun sonuçları ne olur!
Bu kitapçığın metninde birçok konular muğlak, birçok konular açık bırakılmış, birçokları ise adeta bir tuzak şeklinde sunulmaktadır.
1. Metinde KKTC'den hiç bahsedilmemektedir. Onun yerine parça devlet denilmektedir.
2. Bir taraftan Kıbrıslı Rumlar denmekte (acaba greek kelimesi mi Rum olarak tercüme edilmektedir? Öyle değilse Kıbrıslı Rumlara acaba eski Romalılar mı denmek istenmektedir?) Kaldı ki anlaşma metninin 4. maddesinin ek fıkrasında: Yunanistan'dan Rum olarak değil ve fakat elen Cumhuriyeti olarak bahsedilmektedir!
3. Anlaşmanın sınırı 28 Şubat olarak gösterilmektedir. Ondan sonraları kapılar büsbütün kapatılacak mı tam olarak belirtilmemektedir!
4. Demokratik olarak seçilmiş Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk liderlerine eşit olarak müzakere hakkı verilmektedir. (Denktaş çok zorlanarak istifa etmek zorunda kalırsa, Türk tarafının temsilcisi kim olacak?) Çünkü müzakereci tayinle değil, seçimle olunmaktadır!
5. Glafkos Klerides ve Rauf Denktaş'ın Avrupa Birliği'nin anlaşmada yardımcı olması için ek bir protokolün iki taraflı imzalı olarak 24 ve 25 Ekim 2002 tarihli olarak, sunuluşu zikredilmektedir. (Bu yazılım adeta AB'ye üye olmak için bir müracaat gibi görülmektedir. Ama doğruluk derecesi bilinmemektedir!)
6. Bu metindeki ek A'da: 1960'taki anlaşma da zikredilmektedir. Orada Kıbrıs'tan ortak vatan olarak söz edilmektedir.
Daha sonra geçmişte yaşanan trajik olaylardan da dem vurulmaktadır. Avrupa Birliği'ne Kıbrıs'ın katılması ve Türkiye'nin de AB'ye katılmasına umutla bakıldığı zikredilmektedir. Ama daha sonraları Kıbrıs bayrağı, ortak parça devlet bayrakları ve yanlarında AB bayrağının da yer alması durumunu zikretmektedir. Bu metinde Kıbrıs'tan AB'ye girmiş gözüyle bakılarak işlem yapılmaktadır!
7. Bir siyasi liderimizin "Belçika örneği" sözleri de bu metnin, 2. maddesi ve 2. fıkrasında örnek olarak zikredilmektedir.
8. Yerleşmeler maddesinde; Madde 3 vatandaşlık, yerleşme 2. fıkrasında: Bir parça devletten ötekine geçip yerleşme süreci 20 yıla uzanmaktadır. Her 3 yılda %3 artma ile sonunda %20'ye varmaktadır. Bu böyle devam edip sonunda nüfusun 1/3'üne vardığında, bu durum da ortadan kalkmaktadır.
Burası muğlak bu tarihten sonra nüfus yerleşmeleri serbest bırakılacak manasını taşır. O zaman eski tas eski hamam ortamı oluşmaktadır! Bu durum ise; Kuzey Kıbrıs Türk devletinin bir nevi sonu demektir.
4. Madde 6: yüksek mahkeme:
Her parça devletten 3'er ve Kıbrıslı olmayan 3 kişiden oluşacaktır. Kıbrıslı olmayan 3 kişi ise her zaman Rumların tarafında olmuştur.
6. Kıbrıs'ta Türkiye'nin çok kısıtlı miktarda askeri bulunacaktır. Bunun dışında hiçbir silahlı güç adada bulunmayacaktır. Bu da tuzak bir madde: İngilizlerin zaten çok büyük bir üssü mevcuttur. Kaldı ki güneyde başka bir üs açmakla meşguller. (Bunlardan ise hiç bahsedilmemektedir!)
Öte yandan Türkiye'nin garantörlüğü de kalkmaktadır. Kıbrıs'lı Türklerin geleceği Rumların ve BM insafına terk edilmektedir. Adeta Bosna ve Kosovalılar ve Filistinliler gibi!
7. Toprak anlaşmalarında sadece Türk tarafı toprak vermek zorunda bırakılıyor! Rumların elinde sanki hiç Türk toprağı yokmuş gibi davranılmaktadır.
Üstelik verilecek topraklardaki mülkiyetleri ellerinde tuttukları için mülkiyetin değeri artı 30-35 yıllık enflasyon nispetinde faizler yüklenecektir.
8. Madde 12 geçmiş işlemler:
Bu madde ile geçmişte 1960 ve daha sonraki anlaşmalarla kazanılan bütün haklar yürürlükten adeta kalkacaktır. Çünkü o anlaşmaların da şimdi ki yasama, yürütme ve yargıya uyması gerekir. Aksi takdirde hiçbir hak iddia edilemez.
Sonunda referandumların yapılması öngörülmektedir. Düşünün bu maddeleri bilmeyen, hiç görmeyen ve hiçbir şeyden haberi olmayan halkımıza medyanın sunduğu sahte cennetler vaad edilerek, Kıbrıs'ta yapılacak bir referandumun sonuçları ne olur!
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006