11 Ocak 2012 tarihinde Habertürk Televizyonunun "Hayatın İçinden" programına katılan İşadamı İshak Alaton'un 1942 yılında çıkarılan Varlık Vergisi'ni devletin halkına bir ihaneti olarak gördüğünü belirterek "Artık özür dileme zamanıdır" demesi, Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı içinde biriktirdiği nefretin de somut bir ifadesi olmuştur. Sayın Alaton, binlerce yıllık devlet geleneği olan Türk Devlet sistematiğinde Devlet kutsaldır ve Devletin halkına ihaneti diye bir şey söz konusu olamaz. Meraklar buyurmayınız, size rağmen, "Yüce Türk Milleti"nin bugüne kadar varlığını sürdürmesinin sebeb–i hikmeti ve ulusu oluşturan hemen her birey tarafından benimsenen "Devlet ebed müddet" genel ilkesi ile "Şeriatın kestiği parmak acımaz" veciz tümcelerine olan bağlılığı olmuştur. Bu durum İslam öncesi de böyle olmuştur, şimdi de böyledir, yarın da böyle olacaktır. İslam dini kabul edildikten sonra da, kurulan devletlerde "meşveret–itaat–biat" devletin vazgeçilmezleri arasına giren bir üçleme teşkil etmiştir. Sanırım, bu özlü ilkelerden ayrılındığı her seferde 200'ün üzerinde devlet batırılmasının sebepleri de bu yüzden anlaşılabilir.
Sayın Alaton, dünyaya veda etmeden önce gençliğinden beri içinde biriktirdiği kini hadi biz ona "seçilmiş travma" diyelim– sonlandırmak istiyor, haklıdır. Şapka çıkarmak lazım. Onun yakalandığı hastalık "Politik Psikoloji" ya da yaygın şekliyle "Psikolojik Mağduriyet"dir Bu durum, hem paranoid hem de şizonoid bir vakadır.
Sayın Alaton TC Devletini hedef alan salvolarına Kasım ayından itibaren başlamıştır. Sevgili okurlar anımsayacaksınız, bu sahib–i kalem de "Varlık Vergisinin 69.Yılı" dolayısıyla aynı adla bir makale yazmış, geçmişi ve olacakları gözler önüne sermeğe çalışmıştık. Hatırlayınız, demiştik ki" 11 Kasım 2011 günü saat 11:00'de Varlık Vergisi'ni protesto etmek için Haydarpaşa Garı'nda bir basın bildirisi okunduktan sonra, zehir zemberek bir panel yapılmıştır. Panelde başrollerde –kuşkusuz olmazsa olmazları– Türk ulus devletine saldırılarının yaşı "Böyyük Gladyatörü" İshak Alaton Efendi, Federalizm ve Başkanlık sisteminin yılmaz savunucusu, Yeni Anayasanın Mimarı Prof. Dr. Ergun Özbudun, Av. Cem Murat Sofuoğlu, Michail Vasiliadis, Prof. Dr. Serap Yazıcı ve etkinliğe katılan diğerlerini sizlerle paylaşmıştık. Haydarpaşa Garı'nda Varlık Vergisi protestonun arkasından, icra edilen panelde panelist olarak, kendilerine tevdi edilen "devletin altını oyma orta oyunu" oynadıklarından bahsetmiştik. Peki ne demişlerdi, bu panelde? Engin bilgi dağarcıklarından çıkan enfes kıymetlendirmeleri içeren konuşmalarıyla(?) 69 yıl önce, TBMM çatısı altında kabul edilen Varlık Vergisi Kanununu, "Türk Kamu Maliyesinin En Büyük Felaketlerinden Biri" olarak tanımlamayı da pekâlâ becerebilmişlerdi. Planlı olduğu anlaşılan bu eylemden tamı tamına iki ay sonra Habertürk televizyonunda:
"Nasıl Dersim ile ilgili özür dilendiyse Varlık Vergisi için de özür dilenmeli. O günün şartlarında bu kararı alan CHP hükümetiydi. CHP'nin bugünkü yönetimi çıkıp da büyük bir özveri ile biz "Varlık Vergisi" nden dolayı özür diliyoruz deseydi, parti de yönetimi de yücelirdi."sözlerini sarf edebilmiştir.
Hatırlayalım, İkinci Dünya Savaşının Stalingrad Muharebesinin o kanlı ortamında 11 Kasım 1942 tarihinde Varlık Vergisi Kanunu TBMM'de kanunlaşarak yürürlüğe girmiştir. Stalingrad Muharebesi en kanlı safhadan geçerken, Yahudiler toplama kamplarında soykırım derecesinde insanlık âleminin en feci vahşetlerine maruz kalırlarken, İshak Alaton'un ırkdaşları gaz odalarında yığınlarla katledilirken, Nazi kasaplarınca derilerinden abajurlar yapılırken, ilk defa varlıklılara TBMM çatısı altında vergi tarh edilmiştir. 2,5 Milyon Türk vatandaşının askere alınarak üretimden çekildiği, Nazi ordularının Trakya'da Türk sınırına dayandığı bir ortamda Varlık Vergisi Kanunu TBMM'de yasalaşarak, hem de çok az bir süre bir yıldan az bir süre yürürlükte kalmıştır. Daha sonra yine her zaman yapıldığı gibi savaş masrafları dar gelirliye çıkarılmış, halkımız meşhur karneli devreye bu yüzden sokulmuştur. CHP'ye yapıştırılan Karneli Devrin müsebbibleri olduğu halde vergi kaçıran, devlete dişini gösteren varlık vergisini vermeyen varlıklı vergi mükellefleridir. Bu kanun Avrupa'da neredeyse bir tek TBMM çatısı altında, Yahudi asıllı CHP Nevşehir Milletvekili Prof. Dr. Avram Galanti görev yaptığı bir zamanda kabul edilmiştir.
Peki, şimdi sormak lazım. Devlet, halkına bu arada Sayın Alaton'un babasına nasıl ihanet etmiştir? Ne olmuştur, ya da ne yapmıştır? Onu da kendisi televizyon programında yanıtlamıştır. Tarh edilen vergiyi ödemeyen, TC Devletine dişini gösteren beybabaları, Aşkale'ye siyah saçlı gitmiş, on ay sonra saçları beyazlanmış olarak geri dönmüştür. Peki, yüzlerce yıldır babalarını, eşlerini, oğullarını cepheye gönderip, sadece ölüm haberi ile yetinenlere ne demeli, Sayın Alaton! Unutmayın, yüzlerce yıldır, savaşlar nedeniyle bu ülkede ana–babalar oğullarını gömmüşlerdir ve arkasından onurlu bir biçimde "Vatan Sağolsun" demesini de bilebilmişlerdir. Türkiye'de her evde, her komda en azından bir şehit vardır, unutmayın. Yine unutmayınız ki, Türk Milli Mücadelesinin "Che Guevera"sı "Varlık Vergisi"ni öneren TC Hükümetinin Başbakanı Şükrü Saraçoğlu'na yıllar sonra hem de DP iktidarı döneminde kendisine tekrardan sorulduğunda, "Bugün olsa yine çekinmeden varlık vergisi kanun teklifinin altına imza edeceğini" ifade etmiştir. İşte bunun için Fenerbahçe Stadının ismi "Şükrü Saraçoğlu Stadıdır. Sakın ola bunu da unutmayınız!
Sayın Alaton, dünyaya veda etmeden önce gençliğinden beri içinde biriktirdiği kini hadi biz ona "seçilmiş travma" diyelim– sonlandırmak istiyor, haklıdır. Şapka çıkarmak lazım. Onun yakalandığı hastalık "Politik Psikoloji" ya da yaygın şekliyle "Psikolojik Mağduriyet"dir Bu durum, hem paranoid hem de şizonoid bir vakadır.
Sayın Alaton TC Devletini hedef alan salvolarına Kasım ayından itibaren başlamıştır. Sevgili okurlar anımsayacaksınız, bu sahib–i kalem de "Varlık Vergisinin 69.Yılı" dolayısıyla aynı adla bir makale yazmış, geçmişi ve olacakları gözler önüne sermeğe çalışmıştık. Hatırlayınız, demiştik ki" 11 Kasım 2011 günü saat 11:00'de Varlık Vergisi'ni protesto etmek için Haydarpaşa Garı'nda bir basın bildirisi okunduktan sonra, zehir zemberek bir panel yapılmıştır. Panelde başrollerde –kuşkusuz olmazsa olmazları– Türk ulus devletine saldırılarının yaşı "Böyyük Gladyatörü" İshak Alaton Efendi, Federalizm ve Başkanlık sisteminin yılmaz savunucusu, Yeni Anayasanın Mimarı Prof. Dr. Ergun Özbudun, Av. Cem Murat Sofuoğlu, Michail Vasiliadis, Prof. Dr. Serap Yazıcı ve etkinliğe katılan diğerlerini sizlerle paylaşmıştık. Haydarpaşa Garı'nda Varlık Vergisi protestonun arkasından, icra edilen panelde panelist olarak, kendilerine tevdi edilen "devletin altını oyma orta oyunu" oynadıklarından bahsetmiştik. Peki ne demişlerdi, bu panelde? Engin bilgi dağarcıklarından çıkan enfes kıymetlendirmeleri içeren konuşmalarıyla(?) 69 yıl önce, TBMM çatısı altında kabul edilen Varlık Vergisi Kanununu, "Türk Kamu Maliyesinin En Büyük Felaketlerinden Biri" olarak tanımlamayı da pekâlâ becerebilmişlerdi. Planlı olduğu anlaşılan bu eylemden tamı tamına iki ay sonra Habertürk televizyonunda:
"Nasıl Dersim ile ilgili özür dilendiyse Varlık Vergisi için de özür dilenmeli. O günün şartlarında bu kararı alan CHP hükümetiydi. CHP'nin bugünkü yönetimi çıkıp da büyük bir özveri ile biz "Varlık Vergisi" nden dolayı özür diliyoruz deseydi, parti de yönetimi de yücelirdi."sözlerini sarf edebilmiştir.
Hatırlayalım, İkinci Dünya Savaşının Stalingrad Muharebesinin o kanlı ortamında 11 Kasım 1942 tarihinde Varlık Vergisi Kanunu TBMM'de kanunlaşarak yürürlüğe girmiştir. Stalingrad Muharebesi en kanlı safhadan geçerken, Yahudiler toplama kamplarında soykırım derecesinde insanlık âleminin en feci vahşetlerine maruz kalırlarken, İshak Alaton'un ırkdaşları gaz odalarında yığınlarla katledilirken, Nazi kasaplarınca derilerinden abajurlar yapılırken, ilk defa varlıklılara TBMM çatısı altında vergi tarh edilmiştir. 2,5 Milyon Türk vatandaşının askere alınarak üretimden çekildiği, Nazi ordularının Trakya'da Türk sınırına dayandığı bir ortamda Varlık Vergisi Kanunu TBMM'de yasalaşarak, hem de çok az bir süre bir yıldan az bir süre yürürlükte kalmıştır. Daha sonra yine her zaman yapıldığı gibi savaş masrafları dar gelirliye çıkarılmış, halkımız meşhur karneli devreye bu yüzden sokulmuştur. CHP'ye yapıştırılan Karneli Devrin müsebbibleri olduğu halde vergi kaçıran, devlete dişini gösteren varlık vergisini vermeyen varlıklı vergi mükellefleridir. Bu kanun Avrupa'da neredeyse bir tek TBMM çatısı altında, Yahudi asıllı CHP Nevşehir Milletvekili Prof. Dr. Avram Galanti görev yaptığı bir zamanda kabul edilmiştir.
Peki, şimdi sormak lazım. Devlet, halkına bu arada Sayın Alaton'un babasına nasıl ihanet etmiştir? Ne olmuştur, ya da ne yapmıştır? Onu da kendisi televizyon programında yanıtlamıştır. Tarh edilen vergiyi ödemeyen, TC Devletine dişini gösteren beybabaları, Aşkale'ye siyah saçlı gitmiş, on ay sonra saçları beyazlanmış olarak geri dönmüştür. Peki, yüzlerce yıldır babalarını, eşlerini, oğullarını cepheye gönderip, sadece ölüm haberi ile yetinenlere ne demeli, Sayın Alaton! Unutmayın, yüzlerce yıldır, savaşlar nedeniyle bu ülkede ana–babalar oğullarını gömmüşlerdir ve arkasından onurlu bir biçimde "Vatan Sağolsun" demesini de bilebilmişlerdir. Türkiye'de her evde, her komda en azından bir şehit vardır, unutmayın. Yine unutmayınız ki, Türk Milli Mücadelesinin "Che Guevera"sı "Varlık Vergisi"ni öneren TC Hükümetinin Başbakanı Şükrü Saraçoğlu'na yıllar sonra hem de DP iktidarı döneminde kendisine tekrardan sorulduğunda, "Bugün olsa yine çekinmeden varlık vergisi kanun teklifinin altına imza edeceğini" ifade etmiştir. İşte bunun için Fenerbahçe Stadının ismi "Şükrü Saraçoğlu Stadıdır. Sakın ola bunu da unutmayınız!
YeniMesaj / diğer yazıları
- Gaflette ısrar / 24.01.2015
- 'Namaz kılan kimse felaha ermiştir' / 10.11.2014
- Saftan Başbakan olur mu? / 06.03.2014
- Ulusal devlet üzerine / 03.03.2014
- Anne sütü / 08.02.2014
- Minik cerrahlar / 20.01.2014
- Doğal yaşam / 13.01.2014
- Basit ve sade / 12.05.2013
- Faiz sarmalı / 24.03.2013
- Topraklarımız elimizden alınıyor / 20.03.2013
- 'Namaz kılan kimse felaha ermiştir' / 10.11.2014
- Saftan Başbakan olur mu? / 06.03.2014
- Ulusal devlet üzerine / 03.03.2014
- Anne sütü / 08.02.2014
- Minik cerrahlar / 20.01.2014
- Doğal yaşam / 13.01.2014
- Basit ve sade / 12.05.2013
- Faiz sarmalı / 24.03.2013
- Topraklarımız elimizden alınıyor / 20.03.2013