Devlet millet içindir, millet devlet içindir. Kaldırın bir tarafı ne devlet kalır, ne millet. Devletler milletin çıkarlarını, güvenliğini ve sağlığını korumak için vardır. Onun içindir ki; "Yapılan bütün kanunlar, icraatlar ancak ve ancak milletin menfaatlerine yönelik olmalıdır." Esas olan yukarıda bahsedilen şekilde olmasına rağmen, maalesef bizim ülkemizde uygulama böyle olmamaktadır. Bütün planlarını AB ve ABD ekseninde hazırlayanlar, ancak onların direktifleri içerisinde hareket etmektedirler. Devletin bekasına kast edenlerle mücadelenin şekli ve zamanından tutunda, ekonomiden siyasete, eğitimden sağlığa, her şeyimiz, başkalarının fikir ve insafına bırakılmıştır.Devletin bekası ve milletin refahı için demokratik yolarla iktidar edilen siyasiler, ne devletin bekası ne de milletin refahına yönelik kalıcı çözümler sunmaktadırlar. Her halükârda; olan aziz milletimize olmakta, eza ve cefayı yine kendisi çekmektedir. Yönetime talip olanlar, iktidar olunca, hemen her siyasi gibi enkaz edebiyatı yaparak, çözümsüzlüklerine bahane olarak kendilerinden öncekileri suçlamakla yetinip, adeta çözümün "başka bahara" kaldığı mesajını tercih etmektedirler. Aslında yapılanlar; kendilerinin çözümünün olmadığının ikrarından ibarettir.Gelinen bu durum gerek devletin bekası ve gerekse milletin refahı açısından hiç de iç açıcı değildir. Tarihi şanlı sayfalarla dolu olan bu millet, gerektiği zaman nasıl davranacağını da bilmekten aciz değildir. Yapılanlara karşı sessiz kalması milletin devletini hala baba sıfatında görmek istemesinden kaynaklanmaktadır. Milletimiz hala;"Baba devlet mutlaka benim dertlerime çözüm bulacaktır" mantığını korumaktadır. AKP iktidar olduğu günden bu yana adeta devletin "babalık vasfı" unutulur oldu. Bir baba düşünün evladı hasta, şifa için kapı kapı dolaşmakta derdine çare bulmakta zorlanmaktadır. Zaten hastalıklarla sürekli başı dertte olan vatandaş, bir nebze olsun dertlerine çare bulmakla meşgul olurken Maliye bakanlığının 1 Temmuz tarihli bir genelgeyle derdine dert katılmıştır.Getirilen yeni düzenlemeler ile artık teşhis ve tedavi işlemleri çok zor bir dönemece girmiştir. Bunun ne manaya geldiğini ancak sağlığını kaybedip bir sağlık kurumuna müracaat edenler hemen öğrenecektir.Eskiden sık kullanılan "Allah hekime hükümete muhtaç etmesin" sözü şiddetle milletin gündemine oturmaktadır. Devlet-millet barışı bir darbe daha yemiştir.Devlete Baba vasfını kaybettirenler, milleti adeta canından bezdirmiştir. Vatandaş kendi güvenliğini, sağlığını kaybetmekle kalmayıp, geleceğinden umutlarını kaybetmiştir. Devletinden baba şefkati göremeyen milletin, devletine karşı aidiyet duyguları zayıflamakta, böylece devlet millet düşmanlarının ekmeğine yağ sürülmektedir. Toplumda bu durum gayet ciddi bir vaziyette hissedilmeğe başlanmıştır. Tehlike sinyalleri kulak tırmalamaktadır.Türkün tarihinde gerek devlet olarak gerek millet olarak, hiç bu kadar aciz bir vaziyet arz etmemiştik. Çıkın sokaklara; bakın insanların yüz ifadelerine, Sorun insanlara hallerini?Halinden memnun, gerek milletin gerekse de devletin geleceğinden emin olan kaç kişiye rastlarsınız? 5000 yıllık tarihi olan "ulu çınara" kurt düştü, hala görmediniz mi?Düşülen hal, "mandacılık sendromudur" biz biz olmaktan çıktığımızın halidir. Bütün planlarını AB üzerine bina edenlerin iflas halidir.Akl-ı selim, kalbinde vatan ve mukaddesat duyguları taşıyan herkesi dün ile bugünü muhasebe etmeye davet ediyorum. Yapılacak muhasebenin geciktiği ve gereğinin yapılmadığı her gün "devletin bekası, milletin geleceği" tehlikeye girecektir.Milletimiz, devletini seven milletine âşık ekonomiden siyasete, kültürden sağlığa, her türlü projesini milli çıkarlar üzerine bina eden ve hayalinde "kâinat devleti" olan, her türlü proje ve donanıma sahip kadroları kendine iktidar etmek için eğer çalışmalara bugünden başlamazsa; geleceğini kendi elleri ile karartmayı tercih ettiğinin resmidir.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- ‘Biz bitti demeden bitmez’ miş / 20.04.2024
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024
- Bayramı fırsat bilmelidir / 09.04.2024
- Elveda ey Ramazan / 08.04.2024
- ‘Oldum’ diyen insan azarmış / 06.04.2024
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024
- Bayramı fırsat bilmelidir / 09.04.2024
- Elveda ey Ramazan / 08.04.2024
- ‘Oldum’ diyen insan azarmış / 06.04.2024