Devleti kağıttan gemiye dönüştüren karton siyaset

Türkiye, kağıttan siyasete teslim olmuş vaziyette. Siz buna karton politika da diyebilirsiniz. Meclis'e konuşlanmış iktidar ve muhalefet cenahı, kağıt üzerinden laf cambazlığı yapıyor.Türk devleti ve milleti ise "reel bir batış" yaşıyor? Ekonomide, kültürde, iç politikada, dış politikada, dinde diyanette, milli birlik ve bütünlükte!Her alanda reel bir çöküş, reel bir çözülme, reel bir dağılma yaşıyoruz hep beraber. Hep beraber kaybediyoruz.Milletin gerçekleri fark etmesini nasıl biraz daha geciktirebiliriz hesabı içindeki siyaset esnafı, halkın gözünün önüne, hala "kağıttan siyaset mertek"ler koyuyor. Kartondan beyanat kuleleri örülüyor.Eskiler, laf ile peynir gemisi yürümez, derdi. Şimdi ortada ne peynir kaldı, ne gemi? Kağıt üzerinden siyaset işleri, millet-devlet işleri yürütülüyor.Başbakan R. T. Erdoğan'ın, Deniz Baykal'ın veya Devlet Bahçeli'nin konuşmalarına kulak kabartın bakalım, efelendikleri kağıtlarına şöyle bir göz atın Allah aşkına? Devlet ve millet namına hangi çözüm var, hangi proje var, hangi çıkış yolu var?!Yok? İncir çekirdeğini doldurmayacak çıkışlar, koca koca laflar; hepsi bu... Millet ve devlet adına; hiç.İşsizlik artmış, ne diyorsunuz beyler? Hiç?Vatandaş aç, biilaç; ne diyorsunuz beyler?! Hiç?Tarım, sanayi, imalat batmış; ne diyorsunuz beyler? Ihhh?Vatandaşın cebinde kuruş kalmamış; ne diyorsunuz beyler?! Hiç?Elektriğe zam, gaza zam, tuza zam, suya zam, bu gider mi böyle; ne diyorsunuz beyler?! Kem küm?Bu gidişatı hayra çevirecek bir projeniz var mı, beyler?!Nerede? Görünen köy kılavuz istemez.O halde ne işiniz var Meclis koltuklarında, ne diye meşgul ediyorsunuz oraları?!Bu soru, hepsini kızdırıyor.Ankara'dakiler bu noktada susuyor; ama herkes gizli gizli, böyle geldi böyle gider, diyor?. Ardından gelsin, kağıttan beyanatlar, kağıttan kuleler. Ama artık, böyle geldi, böyle gitmiyor diyor millet.Ancak medyadan beslemeler devre yapıyor. Ekranlar açılıyor, flaşlar giriyor araya?Savrulun beyler, Erdoğan konuşuyor! Savrulun beyler, Baykal konuşuyor! Savrulun beyler, Bahçeli konuşuyor!Savrulun beyler, çömezleri konuşuyor.Gürlüyorlar. Bağrışıyorlar. Kapışıyorlar? Kayıkçı kavgası!Netice ne?! Ortada her zaman olduğu gibi yine büyük bir hiç? Millet yine işsiz kalıyor, yine aç kalıyor. Vatan yine ecnebiye satılıyor. İşletmeler yine yabancılara devrediliyor. Borç yine kabarıyor. Dış ticaret açığı rekor kırıyor. Cari açık kabarıyor. Zam, vergi, faiz ve hacizler altında yine millet can çekişiyor.Millet, madem ki çözümünüz yok, ne işiniz var hala o Meclis koltuklarında, ne diye meşgul ediyorsunuz oraları, diye sorma takatı dahi kendinde bulamıyor. Niye mi? Can çekişen millet, üç paket makarnaya, birkaç torba kömüre, birkaç kuruş harçlığa kanıyor? Kısa günün kârı diye hesap ediliyor.Kısa günün kârı, çözümsüz iktidarlar eliyle vatanın satılmasına dönüşüyor, milletin işsiz kalmasına dönüşüyor. Zam oluyor, vergi oluyor?Millet, biraz geç kaldı, lakin şimdi, bu hesabında yanlış olduğunu görüyor. Meclis koltukları kimseye babadan-dededen miras kalmış değil, diyor. Artık çözümü olan, devlet ve millete dair projesi olan işbaşı yapsın istiyor. Kağıt üzerinden siyaset yapanları, kartondan kuleler gibi devirip sandığa gömmeye hazırlanıyor.Denemedik parti kalmadı, diyor milletimiz ve ekliyor bir tek BTP hariç? Çözümü olan kimse yok ortalıkta, diyor milletimiz ve ekliyor, bir tek BTP ve Prof. Dr. Haydar Baş bey hariç diyor.BTP'nin ve Prof. Dr. Baş'ın açıklamalarına bakıldığında, millet ve devlet adına hep çözümün olduğunu, hep projenin konuşulduğunu, hep çıkış yollarının gösterildiğini, artık herkes görüyor. Hatta köşede-bucakta kalmış particiklerden kocamış asırlık partilere kadar hepsinin daraldıkları yerlerde Prof. Dr. Baş'ın model ve projelerinden aşırdıklarını fark ediyor milletimiz? Bu bağlamda Türkiye'de tek parti kaldı, o da BTP.Milletimiz, gönlündeki bu aslanı sandığa yansıtırsa, BTP'nin tek başına iktidarıyla, Türkiye kurtulur.  Aksi halde devlet de, kağıt üzerinden siyaset yapanlar, milleti de, devleti de kağıttan gemi gibi batırırlar.