Devletin boynuna geçirilen bir idam ilmeği olarak demokrasi havariliği

BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey, hafta sonunda tarihi tespitler ve açılımlar yaptı Ankara'da? Demokrasi havariliği tezgahını da bozdu.Ne zaman Büyük Ortadoğu Projesi aktörlerinin maşası ve beslemesi durumundaki PKK terörüyle, milletimiz can veriyor, vatan evlatları şehit düşüyor, ülkede demokrasi havariliği başlıyor. Siyasette ve medyada ne kadar sözde demokrat varsa hepsi vaziyet alıyor.Hep aynı nakaratı tutturuyorlar:Terör meselesi, demokratik çerçevede halledilmelidir.PKK terörü, hukuk dahilinde çözülecektir.Terör azıyor diye, demokrasiden ve hukuktan taviz verilemez.Ankara'daki kimi etkili ve yetkililerin ağzında hep bu nakarat? AB-ABD'den fonlama ve iktidar beslemesi medya kalemşorlarının köşelerinde de hep bu nakarat!Vaziyet ma'lum? PKK terörü her hafta 10-15 canımızı alırken demokratik nutuklar savuranlar; sıra milletin meselelerine gelince, demokrasiyi unutuveriyorlar.Türk milletinin hukuk düzeni, sosyal güvenlik sistemi, ekonomi düzeni, bankacılık rejimi, enerji ve para piyasaları, kültür ve medeniyet değerleri AB'nin talimatlarına göre, ABD'nin aklına göre, IMF şeflerinin arzularına göre değiştiriliyor. Bütün bu icraatlar, millete danışılmadan yapılıyor; kimse demokrasiden söz etmiyor.Türk milletinin vatanı yabancıya satılıyor, şüheda kanıyla yoğrulmuş toprağı hükümet tarafından kamulaştırılmanın ardından ecnebiye peşkeş çekiliyor; milletin asla onayı ve rızası olmayan bütün işler çevriliyor, demokrasiye halel gelmiyor. Demokrasiyi kimse hatırlamıyor.Cumhuriyet mirası en karlı işletme ve fabrikalara kelepir fiyatına ecnebilere devrediliyor, millet evladı kapı dışarı edilerek işsiz bırakılıyor; burada demokrasiyi hatırlayan yok, demokrasiden söz eden yok?Vazifesi vatanı, milleti ve devleti korumak ve kollamak olan askerin eli-kolu "AB'ye uyum ve demokratik açılım" paketleriyle bağlanıyor. PKK terörü ise elini kolunu sallayarak Güngören'de de kalbimizden vuruyor, Dağlıca'da da, Aktütün'de de? Bu demokrasi havarilerine göre, milletin askerinin, devleti ve milleti teröre karşı korumak için çırpınması demokrasiye halel getiriyor, lakin PKK terörünün her gün milletimizi can evinden vurup geçmesi hiçbir şeye gölge düşürmüyor.Ülkemizde demokrasi tiyatrosu oynanarak, bir nevi PKK terörü semirtiliyor. Demokrasi, devlet ve milletin boynuna geçilmiş bir idam ilmeğine dönüştürülüyor.    Prof. Dr. Baş, bu "sözde demokrasi tezgahı"nı da bozuyor.Milletimiz, PKK terörüne karşı tedbir alınması taleplerini yüksek perdeden seslendirince, etkili ve yetkililer işi demokratlığa vuruyor. Böylece PKK da milletimizi yıllardan beri can evinden vurup duruyor.Prof. Dr. Baş, işi demokratik pişkinliğe vurarak veya demokrasi havariliğine soyunarak, hiç kimse devletin teröristler karşısında gücünü zayıflatamaz, milletimizi can evinden vurdurmayı devam ettiremez, diyor. Prof. Dr. Baş, demokratik pişkinlikle devlet ve milletin yok edilmesi oyununu bozuyor.Şeker veya tansiyon hastalığına yakalanmış bir insanın, doktoru tarafından perhize tabi tutulması, tuz-şeker gibi en temel bazı ihtiyaçlarına dahi kota konulması; o insanın özgürlüğünü engellemek değildir, diyor Prof. Dr. Baş. Hiç kimsenin, bu kronik şeker ve tansiyon hastalarına, efendim madem demokrasi var, bunlar da istedikleri kadar şeker, diledikleri kadar tuz yiyebilirler, demeye hak sahibi olmadığına dikkat çekiyor. Böyle bir yaklaşım, onları öldürmek demek olur, dolayısıyla burada esas olan perhizdir, hastalığı artıracak unsurlara engel olmaktır, diyor. Bu örnekten yola çıkarak, devlet ve milleti hedef alan "terör"e karşı alınması gereken tedbirlerin, asla demokrasi havariliği ile savsaklanamayacağının altını çiziyor.Devlet ve milletimiz için, terör belası, şeker ve tansiyon hastalığı gibi bir marazdır. Buna karşı tedbir almak, perhiz reçeteleri uygulamak; demokrasiyi ortadan kaldırmak değil; bilakis millet ve devletin bizzat varlığının korunmasının yanı sıra demokrasiyi de korumaktır. Aksi halde terör karşısında devlet ve milleti aciz düşüren bir demokrasi havariliği, bizzat devlet ve milletin boynuna geçirilmiş en az terör kadar ciddi "ikinci bir idam ilmeği"dir. Prof. Dr. Baş, Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet projeleriyle, demokratik, laik sosyal hukuk devletimizin ve milletimizin boynuna bir idam ilmeği olarak geçirilmeye çalışılan terör ve demokrasi havariliğini kökünden bitiriyor. Barışı, huzuru ve gerçek demokrasiyi projelendirip sunuyor.