Canımızı yaman yakan dikenler?
Yüreğimizin ortasına ortasına batan dikenler? Gözümüzün bebeğine saplanıp gözümüzde gözyaşı bırakmayan dikenler?
Ve bu dikenleri bu topraklara dikenler, bu dikenlerin tohumlarını ve fidelerini bu coğrafyaya ekenler?
Mutlaka yargı önüne çıkarılmalıdırlar ve millet huzurunda hesap vermelidirler.
Diken ziraatçılığını ve ihracatçılığını uluslararası düzeyde yapan "küresel diken yetiştiricilerini" artık tüm dünya tanıyor ve milletimiz de tanıyor ama onlara içerden taşeronluk yapanlar bu toz-duman ortamda şimdilik saklanmasını beceriyorlar.
Bugün canımızı yaman yakan, yüreğimizin ortasına ortasına batan, göz bebeklerimize saplanan bu dikeler hangi bataklıklarda büyüyüp geliştiler ve bu coğrafyada bu bataklıkların oluşmasına kimlerin ne kadar katkısı var?
Adı ne olursa olsun, namlusunu, askerimize, polisimize, sivil vatandaşımıza, misafirlerimize, huzurumuza, birliğimize, dirliğimize ve kardeşliğimize doğrultan terör gurupları özellikle Irak işgalinden sonra oluşmadılar mı?
Daha önce var olanlar PKK örneğinde olduğu gibi söz konusu işgalden sonra palazlanıp gelişmediler mi?
"Arap Baharı" adındaki fesat planı ile hallaç pamuğu gibi atılan İslam ülkeleri bu tür terör gurupları için tam bir kuluçka makinesi görevi yapmadılar mı?
Altı seneden beri sözde iç savaşla, aslında haçlı-siyonist şebekelerle kasıp-kavrulan Suriye konusunda, Suriye'nin mevcut duruma düşürülmesi meselesinde ABD ve İsrail ile aynı çizgide yer alanların ifşa zamanı gelmedi mi?
Bugün canımızı yaman yakan ve göz bebeklerimize saplanan dikenlerin dikilip boy verdiği serpilip geliştiği bataklıklar, Irak'ın işgalinden sonra, özellikle Suriye'nin terör guruplarınca işgalinden sonra oluştu ise, bu bataklıkların oluşmasında su taşıyanların, diken dikenlerin ve sulayanların hesap verme zamanları ne zaman gelecek?
Daha da önemlisi, belki en önemlisi; bugün göz bebeğine saplanan bu dikenlerle canı yanan millet, bu dikenlerin, tohum ve fide temininde, dikilmesinde, sulanıp büyütülmesinde görev alanların gerçek yüzlerini ne zaman görecek ve hilelerini ne zaman sezecek?
Bu zehirli dikenlerin hiç olmazsa bundan sonra daha başka yüreklere, daha başka göz bebeklerine saplanıp daha başka canlar yakmaması için dikenleri ve sulayıcılarını yakından tanımak gerekmez mi?
BOP'un bir gereği olarak terör guruplarının üremesi için müsait hale getirilen İslam ülkelerinin bu perişanlığında kimin, kimlerin zerre kadar katsı varsa yargı önüne çıkıp mutlaka hesap vermelidirler.
Bataklığı oluşturanlar onlardır.
Dikenleri dikenler onlardır.
Dikenlerin sulayıp boy vermelerine imkan hazırlayanlar onlardır ve yandaşlarıdır.
Her terör saldırısından sonra, her defa onlarca can kaybından sonra ekranlara çıkıp ahkam kesmeden önce insan bir defa da geriye dönüp yazdıklarına bir bakar, bu güne kadar "yağcılık" adına ne söylediklerine bir bakar.
Yandaş kalemler, günü kurtarmak için dün yazdıklarını bugün unutuyorlar, zannediyorlar ki arşivler de unutuyor.
Evet, bugün canımızı yaman yakan, yüreğimizin ortasına batan, göz bebeklerimize saplanan bu hem dikenler, hem su taşıyanlar hem de sulayanlar tez zamanda yargının önüne dikilmelidirler.
Yüreğimizin ortasına ortasına batan dikenler? Gözümüzün bebeğine saplanıp gözümüzde gözyaşı bırakmayan dikenler?
Ve bu dikenleri bu topraklara dikenler, bu dikenlerin tohumlarını ve fidelerini bu coğrafyaya ekenler?
Mutlaka yargı önüne çıkarılmalıdırlar ve millet huzurunda hesap vermelidirler.
Diken ziraatçılığını ve ihracatçılığını uluslararası düzeyde yapan "küresel diken yetiştiricilerini" artık tüm dünya tanıyor ve milletimiz de tanıyor ama onlara içerden taşeronluk yapanlar bu toz-duman ortamda şimdilik saklanmasını beceriyorlar.
Bugün canımızı yaman yakan, yüreğimizin ortasına ortasına batan, göz bebeklerimize saplanan bu dikeler hangi bataklıklarda büyüyüp geliştiler ve bu coğrafyada bu bataklıkların oluşmasına kimlerin ne kadar katkısı var?
Adı ne olursa olsun, namlusunu, askerimize, polisimize, sivil vatandaşımıza, misafirlerimize, huzurumuza, birliğimize, dirliğimize ve kardeşliğimize doğrultan terör gurupları özellikle Irak işgalinden sonra oluşmadılar mı?
Daha önce var olanlar PKK örneğinde olduğu gibi söz konusu işgalden sonra palazlanıp gelişmediler mi?
"Arap Baharı" adındaki fesat planı ile hallaç pamuğu gibi atılan İslam ülkeleri bu tür terör gurupları için tam bir kuluçka makinesi görevi yapmadılar mı?
Altı seneden beri sözde iç savaşla, aslında haçlı-siyonist şebekelerle kasıp-kavrulan Suriye konusunda, Suriye'nin mevcut duruma düşürülmesi meselesinde ABD ve İsrail ile aynı çizgide yer alanların ifşa zamanı gelmedi mi?
Bugün canımızı yaman yakan ve göz bebeklerimize saplanan dikenlerin dikilip boy verdiği serpilip geliştiği bataklıklar, Irak'ın işgalinden sonra, özellikle Suriye'nin terör guruplarınca işgalinden sonra oluştu ise, bu bataklıkların oluşmasında su taşıyanların, diken dikenlerin ve sulayanların hesap verme zamanları ne zaman gelecek?
Daha da önemlisi, belki en önemlisi; bugün göz bebeğine saplanan bu dikenlerle canı yanan millet, bu dikenlerin, tohum ve fide temininde, dikilmesinde, sulanıp büyütülmesinde görev alanların gerçek yüzlerini ne zaman görecek ve hilelerini ne zaman sezecek?
Bu zehirli dikenlerin hiç olmazsa bundan sonra daha başka yüreklere, daha başka göz bebeklerine saplanıp daha başka canlar yakmaması için dikenleri ve sulayıcılarını yakından tanımak gerekmez mi?
BOP'un bir gereği olarak terör guruplarının üremesi için müsait hale getirilen İslam ülkelerinin bu perişanlığında kimin, kimlerin zerre kadar katsı varsa yargı önüne çıkıp mutlaka hesap vermelidirler.
Bataklığı oluşturanlar onlardır.
Dikenleri dikenler onlardır.
Dikenlerin sulayıp boy vermelerine imkan hazırlayanlar onlardır ve yandaşlarıdır.
Her terör saldırısından sonra, her defa onlarca can kaybından sonra ekranlara çıkıp ahkam kesmeden önce insan bir defa da geriye dönüp yazdıklarına bir bakar, bu güne kadar "yağcılık" adına ne söylediklerine bir bakar.
Yandaş kalemler, günü kurtarmak için dün yazdıklarını bugün unutuyorlar, zannediyorlar ki arşivler de unutuyor.
Evet, bugün canımızı yaman yakan, yüreğimizin ortasına batan, göz bebeklerimize saplanan bu hem dikenler, hem su taşıyanlar hem de sulayanlar tez zamanda yargının önüne dikilmelidirler.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024