Dil üzerinden dalavereler

-Gazeteleriniz nerede yayınlanıyor?-Türkiye'de.-Hangi dilde yayın yapıyorsunuz?-Türkçe.-Okuyucularınız Türk milleti öyle mi?-Elbette.-Maddi güç kaynağınız da Türk milleti değil mi?-Elbette.-Okuyucu ve sizi doyurucu kitleniz olan Türk milletini aşağılayan,düşmanlarını ise yücelten yazılar yayınlıyorsunuz, ayıp değil mi?-Mesela?-Mesela;-Türk milletinin reşit olmadığını, bu toprakların emanetçisi olduğunu, emanetçisi olmasına rağmen, yani gerçek sahibi olmamasına rağmen, bu topraklara aşırı düşkün olduğunu ve bu yüzden insanlıktan çıktığını, olgunlaşması engellenmiş bir millet olduğunu?iddia eden yazılar yayınlıyorsunuz ve düpedüz küfür ayarındaki bu yazıların yayın parasını da dönüp yine Türk milletinden tahsil ediyorsunuz, yüzünüz kızarmıyor mu?-Ama Türkçe'ye hizmet ediyoruz.-Hakkında, yukarıdaki küfürleri yayınladığınız millete, kendi dilinden küfrettiğiniz için hizmet mi etmiş oluyorsunuz?-Başka milletlere de öğretiyoruz.-Türkçe'yi sizden öğrenen başka milletler de, aynen sizin yaptığınız gibi, Türk milletine kendi dilinden küfretmenin inceliklerini de öğrenmiş olmuyorlar mı?-Biz sadece şarkı-türkü öğretiyoruz.-Sizin okuyucu ve doyurucu kitleniz Müslüman Türk milleti değil mi?-Evet.-Bu milletin baş tacı ettiği, kurallarına sarılarak daima yükseldiği ve yüceldiği yüce İslam dinini ısıtarak ve ılıtarak, tanınmaz hale getirmeniz de bu millete hizmet anlamına  mı geliyor?-Anlamadım.-Anlatalım; İslam, zulmün hiçbir çeşidini onaylamazken, zalimin bütün türlerini ve türevlerini şiddetle reddederken, sizin kazanınızda kaynayan ve direnci buharlaştırılan Müslümanlar günde beş vakit hem zulmü alkışlıyor hem de zalimlere methiyeler yazıyor. Bütün bunları da Türkçe yaptığınız için hem millete hem de diline hizmet mi etmiş oluyorsunuz?-Ben bilemem, "hizmet" diyorlar, biz de koşuyoruz.-İbrahim Peygamberden yüz yıllar sonra, hem de onun adını kullanarak; "İbrahimi dinler, İbrahim'de buluşalım" sloganı ile, gerçekte gönlü İbrahim'den yana olan Tevhid ehli bir milletin sırtı ile çağdaş Nemrutların ocağına odun taşıtmaktan utanmıyor musunuz?-Odun falan taşıtmıyoruz.-İbrahim peygamberi yakmak istedikleri ateş meydanına o gün, Nemrut'un yaverleri, yalakaları, köleleri gece-gündüz odun taşımıştı, bu gün ise sizler, yine İbrahimlerin, Ahmetlerin, Hasanların, Ayşelerin, Fatmaların yandığı, yakıldığı ateş meydanlarına, İbrahimlerin, Hasanların, Ayşelerin ve Fatmaların elleriyle odun taşıyorsunuz.Sizin sayenizde, Çağdaş Nemrutlar, koltuklarına yaslanmışlar, kahvelerini, şaraplarını yudumlayarak, İbrahimlerin, Zeyneplerin taşıdıkları odunların dev alevlerinde yine İbrahimlerin ve Zeyneplerin  cayır cayır yanmalarını kahkahalarla seyrediyorlar.Sizin dilinizde, sizin hizmet anlayışınızda, çağdaş İbrahimlerin çağdaş Nemrutlar tarafından ateşe atılmalarını alkışlamak mıdır? İbrahimlerin acıları mı paylaşılmalı yoksa Nemrutların sevinç çığlıkları mı?Çağdaş Nemrutlar ve Firavunlar tarafından dünyanın dört bir yanında Müslümanların yurtları, yuvaları başlarına yıkılırken, ırzları-namusları kirletilirken, Nemrut ve Firavunlara çay-kahve ikram ettiğiniz, sigaralarını yaktığınız artık saklanamaz bir gerçektir.Dil üzerinden dalaverelerinize milletin karnı toktur.Bilesiniz.