logo
29 MART 2024

'Dinlerarası Diyalog, Vatikan merkezlidir'

Dinlerarası Diyalog'un Vatikan merkezli bir proje olduğunu vurgulayan gazeteci-yazar Murat Çabas, "Vatikan'ın resmi yayın organı Kateşizm kitabında, 'Diyalogun tek amacı İncil'i tanıtmaktır. Muhataplar İsa'yı tanrı olarak kabul etmek zorundadırlar' denilmektedir" diye konuştu.
30.10.2016 00:00:00
Milletimizi asırlardır bir ve beraber tutan, hatta en zor dönemlerimizde bile bizi birbirimize kenetleyen iki ana unsur, şüphesiz ki, dini ve milli bütünlüğümüzdür.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey, "Dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzün, milli bütünlüğümüz ise dini bütünlüğümüzün teminatıdır" diyerek bu önemli gerçeğin altını çizmiştir. Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda dünyanın en güçlü devletlerini geri püskürtmemizin temelinde bu unsurlara sahip olmamız ve bu değerlerimizi korumamız yatmaktadır.
Bugün ülkemiz üzerinde hesabı olanlar bu gerçeği çok iyi bilmektedirler ve yıllardan beri de bu değerlerden uzaklaşmamız, kopmamız için gayret sarf etmekteler. İçerideki taşeronları da kullanarak bu hedefteki projelerini adım adım uygulamışlardır.
Dikkat ederseniz, Türkiye, gerek dini gerekse milli konularda en fazla tavizi, ülkemizdeki FETÖ'nün öncülüğünü yaptığı Dinlerarası Diyalog süreciyle beraber vermeye başlamıştır.
Dinlerarası Diyalog, Vatikan merkezli bir projedir ve Vatikan'ın resmi yayın organlarında "Asya'nın Hıristiyanlaştırılması" olarak ifade edilmektedir.
Vatikan'ın resmi yayın organı Kateşizm kitabında, "Diyalogun tek amacı İncil'i tanıtmaktır. Muhataplar İsa'yı tanrı olarak kabul etmek zorundadırlar" denilmektedir.
Dinlerarası Diyalog bir misyonerlik faaliyetidir
Bir önceki Papa 2. Jean Paul'un "Kurtarıcı Misyon" isimli eserinde Diyalog şöyle anlatılmaktadır: "Dinlerarası Diyalog, Kilise'nin insanları kiliseye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır. Karşılıklı bilgilenme ve anlayışı zenginleştirme vasıtası ve metodu olarak diyalog misyona zıt değildir. Esasen misyon ve misyonun şekilleriyle diyalog arasında özel bir bağ vardır. Bu misyon aslında Mesih'i ve İncil'i bilmeyenlere ve diğer dinlere mensup olanlara yöneliktir."
Almanya'da yayımlanan Welt Am Sonntag gazetesi "Milyonlar Muhammed'e karşı" manşetiyle yayınladığı raporda, Vatikan'ın İslam'ı engellemek, Hz. Muhammed'i karalamak için milyarlarca dolarlık fon tahsis ettiğini yazmıştır.
Ülkemizde Dinlerarası Diyalog süreci, 1998 yılında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in Papa'ya ziyaretiyle fiili olarak başlamıştır.
Gülen, "Pek muhterem Papa cenapları" hitabıyla Papa'ya yazdığı mektubunda, "Papa 6. Paul cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog için Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz" ifadelerine yer vermişti.
Yine aynı Gülen'in organize ettiği Abant toplantılarında Dinlerarası Diyalog akademik bir düzeye taşınmış ve pratik olarak icraata dökülmesinin zemini hazırlanmıştır.
Abant toplantılarında boy gösteriyorlardı
Abant toplantılarını iyi hatırlayalım. Bugünün FETÖ'ye lanet okuyan birçok siyasetçisi o gün Abant'ta FETÖ elebaşı ile beraber fotoğraf karesinde yer almanın telaşındaydı. Ve o toplantılarda alınan, "Akılla vahiy çelişirse, akıl tercih edilir" kararına hiçbiri tepki göstermemişti, aksine alkışlamıştı.
Diyalogcu zihniyete sahip olanlar, 3 Kasım seçimleriyle siyasi iradenin açtığı kapıdan girerek devlet kurumlarında ciddi bir kadrolaşmaya başlamış, bu şekilde bu zihniyet önemli makam ve mevkilere taşınmış, daha önce diyalog kapsamında, sadece konuşulan tartışılan mevzular fiiliyata dökülmeye başlanmıştır.
Bu noktada yapılan icraatları şu şekilde sıralayabiliriz:
* Hahamlarla, papazlarla ortak iftar programları yapılmış hatta bazı programlarda iftar duası papazlara yaptırılmıştır.
* Müslüman bir kadınla, Hıristiyan bir erkeğin evlenmesi bizzat Allah'ın emriyle yasak olmasına rağmen, Harran'da bir organizasyonla Müslüman bir kadınla bir papaz evlendirilmiş, Zaman gazetesi bu haberi manşetten "Bu bir devrimdir" diye vermiştir. Dikkat ediniz, yapılan devrim Allah'ın hükmüne karşı yapılan bir devrimdir.
* "Hıristiyanlar da cennetliktir", "Ehl?i Kitapla amentüde ittifakımız var" gibi bir Müslüman'ı dinden çıkartacak ifadeler millete kabul ettirilmeye çalışılmış, Mardin Kasımiye Medresesi'nde yapılan bir Diyalog organizasyonunda camdan sembolik bir Sırat köprüsü oluşturularak hahamlar, papazlar cennete sokulmuştur.
* Yapılan bazı yasal değişikliklerle, kilise evlerinin açılmasının önündeki engeller kaldırılmış ve toplam 70 bin kilise evi açılmıştır. Bu arada bir taraftan bu evler açılırken, diğer taraftan da tadilat, ya da din görevlisi atanmaması gibi bahanelerle camiler de kapatılmaya başlanmıştır.
Dinin içini boşaltma faaliyetleri
* Bir taraftan misyonerlik faaliyetlerinin önü açılırken, bir taraftan da Türk gençliğinin İslam dinini öğrenmesi zorlaştırılmıştır. Kuran kurslarına kısıtlamalar, yaş sınırlamaları getirilmiş hatta büyük bir terör suçuymuş gibi de uymayanlara hapis cezası getirilmiştir.
* Tabii, Diyalogculara bu da yetmemiş, okullarda öğretilen ve zaten yetersiz olan din derslerine de müdahale etmişlerdir. Önce din derslerinin içi boşaltılmış; Kelime?i Tevhidden "Muhammedü'r?Resulullah" ifadesi çıkartılarak başlanmış, ardından da Peygamberimiz tamamen rafa kaldırılarak Peygambersiz bir İslam öğretilmeye çalışılmıştır. "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" 5. sınıf kitabının 18. sayfasında 7. maddede Kelime?i Tevhid sadece "Lailaheillallah" olarak belirtilmektedir. Genç dimağlara kendi dinimiz olan İslam eksik ve yanlış öğretilirken, Hıristiyanlık, Yahudilik ve hatta Budistlik yanlış tarafları ifade edilmeden ders kitaplarına girmiştir.
* Din dersi kitaplarına muharref Tevrat ve İncil'den bölümler konulmuştur.
* Diyalog mantığına uygun, içinde tahrif edilmiş İncil ve Tevrat'tan alıntıların da bulunduğu meal ve tefsir çalışmaları yapılmıştır.
* Milli Eğitim kitaplarında ciddi tahrifatlar yapılmıştır: İlkokul 6. sınıf Din Kültürü kitabının 96. sayfasında "Dört Büyük Kutsal Kitap" başlığı adı altında "Peygamberlerden bazılarına öğütler kitaplar gönderilmiştir. Bunlardan dördü günümüze kadar gelmiştir. Bütün olarak elimizdedir. Bu kitaplara dört büyük kutsal kitap denir" ifadelerine yer verilmiştir. 
İnancımıza göre günümüze kadar gelen bir kitap vardır, o da Kur'an?ı Kerim'dir; diğerleri ise tahrif olmuşlardır. Tahrif olduğunu belirtmeden, diğer kitapların da günümüze kadar geldiğini çocuklarımıza öğretmenin mantığı ve amacı nedir? Bu, siyasi amaçlı misyonerlik faaliyetlerinin ekmeğine yağ sürmez mi? Bunlar yüzde 99 Müslüman olan bir ülkenin ders kitabında geçmektedir.
Ehl-i Beyt'i dışlayan anlayış
* Veda Hutbesi'nde "Size iki şey emanet ediyorum?" ifadesi değiştirilerek, "Tek şey bırakıyorum, o da Allah'ın kitabı Kur'an" ifadesi konulmuş ve Peygamberimiz ve Ehl?i Beyt'i devre dışı bırakılmaya çalışılmıştır.
* Peygamber Efendimizi dışlama hedefli başka bir örnek de 2003 yılında yapılan bir sınavda görülmektedir. İkinci Deneme Sınavı 4. Sınıf soru kitapçığında "Gönderilen en son peygamber hangisidir?" sorusu sorulmaktadır. Cevapların içerisinde "Hz. Muhammed (s.a.v.)" olmasına rağmen, sınava giren herkesi şok eder bir şekilde, doğru cevap olarak "Hz. İbrahim" şıkkı kabul edilmiştir. Sınav sonrasında bu cevapla ilgili herhangi bir tekzip yapılmamıştır.
* Yine İslam tarihi oyunca hiçbir örneği olmayan ve büyük bir edepsizlik sayılan bir uygulama daha yapılmıştır. 4. sınıf din dersi kitaplarına ve 5. sınıf din dersi kitaplarına Hz. Muhammed'in (s.a.v.) ve sahabesinin minyatür resimleri konulmuştur. Bu kitapların UNESCO'un desteğiyle bedava verilmesi de ayrıca düşündürücüdür.
(devamı yarın?)
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'

Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde zincirleme trafik kazasında 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı.
28.03.2024 22:45:00
Anadolu Ajansı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Siverek-Şanlıurfa kara yolunun 3'üncü kilometresi Siverek Devlet Hastanesi yakınlarında, Mehmet Karakayalı idaresindeki 34 SRM 01 plakalı otomobil, Kudbettin Kazancı yönetimindeki 07 GHV 87 plakalı hafif ticari araç ve Hamdullah Kınış'ın kullandığı 63 N 5314 plakalı motosiklet çarpıştı.

Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye 112 Acil Servis, polis, jandarma ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

Kazada yaralanan 9 kişi Siverek Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralılardan İbrahim Erol, Hamdullah Kınış ile kimliği henüz belirlenemeyen 1 kişi yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Kaza nedeniyle ulaşıma kapanan kara yolu, araçların kaldırılmasının ardından yeniden trafiğe açıldı.

Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, sosyal medya platformu X hesabından, Siverek ilçesinde meydana gelen kazada 3 kişinin hayatını kaybettiğini, 6 kişinin de yaralandığını belirterek, şu ifadelere yer verdi:

"Kazaya trafik ve sağlık birimlerimiz tarafından en hızlı şekilde müdahale edilmiş, yaralılar hastaneye kaldırılmıştır. Kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum." 

Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi
28.03.2024 15:32:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:37:04
AA
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin imzasıyla illere gönderilen genelgede, eğitim kurumlarının, 31 Mart Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde, seçmenin oy kullanmasına imkan verecek şekilde hazırlanacağı belirtildi.

Genelgede, seçimlerin ardından Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarının, eğitim-öğretime hazır hale getirilmesi amacıyla 1 Nisan 2024 Pazartesi gününün tatil edildiği bildirildi.

Öte yandan 1 Nisan günü yönetici ve öğretmenler, aylık karşılığı ders, varsa ek ders, ders niteliğinde yönetim, hazırlık ve planlama görevlerini yapmış sayılacak. 

Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde

Geçen yıl yaşanan müsilaj tehlikesiyle büyük bir mücadele gerçekleştirmek zorunda kalan Marmara Denizi, atıkların denize boşaltılması devam ettiği için bu yıl da ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkacak. Marmara şimdiden alarm vermeye başladı
28.03.2024 14:55:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:00:59
Ahmet Haydar Tarhanlı
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Müsilaj, kapalı denizlerde zaman zaman ortaya çıkan bir salgıdır. Fitoplankton adı verilen mikro alglerin aşırı çoğalması sonucu ortaya çıkar. Bu mukoza benzeri yapı, suyun içindeki mikroorganizmalar için uygun bir beslenme habitatı oluşturur ve zararlı canlılar da bu salgının üzerinde toplanır.

Denizin üstünde gördüğümüz beyaz, köpük benzeri yapı aslında "buzdağının görünen kısmıdır". Denizin altında ise bu salgı bir tül gibi uzanır.

Marmara Denizi, geçen yıl su yüzeyini ve derinlerini saran müsilajla boğuştu. Müsilajın yoğunluğu arttı ve çevresel kaygılara neden oldu. Bu sene de müsilaj tehlikesiin Marmara'yı tehdit edeceği ifade ediliyor.

Müsilajın temel sebebi, atıkların denize boşaltılması. Bu sebep temelden çözülmedikçe müsilaj sorunu artarak devam edecek.

Deniz biyoloğu Mert Gökalp, "Marmara Denizi feryat ediyor. Bu, Marmara Denizi'nin foseptik çukuru olabileceğinin bir sinyali" uyarısını yapıyor.

Profesör Mustafa Sarı, Marmara Denizi'ne arıtmadan atık boşaltımının acilen durması gerektiğini vurguluyor.

Hidrobiyolog Levent Artüz ise bu durumun bir zincir ve sonuç olduğunu ifade ediyor.

Gelecekte ne bekliyor?

Müsilajın yakın ve uzak gelecekte Marmara Denizi'ni, deniz canlılarını ve çevresinde yaşayan insanları nasıl etkileyeceği henüz net değil.

Ancak çözüm için atık yönetimi, arıtma tesislerinin etkin kullanımı ve bilinçli tüketim önemlidir.

Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin dokuzuncu turunda da iki aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
28.03.2024 11:15:00 / Güncelleme: 28.03.2024 16:31:51
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
24 Mart 2020'de Yargıtay Başkanlığı görevine seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da sandık kuruldu ve pazartesi saat 08.00 itibarıyla Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk 8 turunda hiçbir aday, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamadı.

Bugün gerçekleştirilen dokuzuncu tur da sonuçlandı.

Dokuzuncu turda adaylardan Mehmet Akarca 119, Ömer Kerkez ise 138 oy aldı.

Oylamada 11 oy boş, 68 oy ise geçersiz sayıldı. İki aday da salt çoğunluğu bu turda da sağlayamadı.

Oylama onuncu tur ile devam edecek.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.