Dış politikada temel ilke ulusal çıkarlardır.Köklü devlet geleneğine sahip ülkelerde körü körüne dostluk ya da körüne düşmanlık, dış politikada kendisine yer bulamaz.Bu ülkelerde kişisel hırslara, saplantılara yer yoktur.Asıl olan ülke menfaatidir.***Şimdi sözü Suriye'ye ve AKP hükümetinin Suriye politikasına getirelim.Ne yazık ki Türkiye AKP eliyle girişte verdiğimiz ilkeleri yerle bir etti.Kraldan çok kralcı bir tavır Türkiye'yi büyük bir bataklığın içine sürükledi.Son gelişmeler bize şunu gösteriyor, başımızda yanlışında ısrar eden, çırpındıkça daha da batan, kendisiyle birlikte Türkiye'yi de itibarsızlaştıran bir iktidar var.ABD?İsrail ikilisinin kurguladığı Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında sahneye sürülen isyancılara tam destek veren, bu isyanlara karşı mücadele eden bir devlet başkanına (ki bu başkana kısa bir süre öncesine kadar "kardeşim" diye hitap ediyorlardı) her fırsatta ağır hakaretlerde bulunan, terörist diyen bir iktidar profili.Türkiye dostluğuna da, düşmanlığına da güvenilmez bir ülke konumuna düşürüldü.***Rusya'nın ağırlığını koymasıyla ABD'nin operasyon fikrinden geri adım atması daha doğrusu geri adım atmak zorunda kalması dikkat çekici bir durum ortaya çıkardı.Geldiğimiz noktada gördük ki Türkiye dışında tüm ülkelerin bir "B" planı varmış.ABD bile şimdi Esad'a zeytin dalı uzatıyor. Zira yeni konjonktürde menfaatleri bunu gerektiriyor.ABD gazıyla Suriye'ye bodoslama dalan AKP hükümeti ise ortada tek başına sipsivri kala kaldı, üstelik de kucağında bir yığın sorunla.Bir milyona yakın mülteci, yolgeçen hanına dönmüş uzun bir sınır, kanka olunan başa bela silahlı çeteler ve daha da önemlisi sonuna kadar düşmanlığını kazandığımız bir komşu ülke ve uluslararası arenada Türkiye terörist gruplara destek veriyor imajı.Basiretsizliğin, iş bilmezliğin en tipik örneğiyle, üniversitelerde ders olarak okutulacak bir dış politika çuvallaması ile karşı karşıyayız.***Şimdi AKP'nin Türkiye'yi nasıl bir batağın içine çektiğini gösteren 3 açıklama aktaracağım.İlk açıklamanın sahibi ABD Dışişleri Bakanı John Kerry.Suriye'nin kimyasal silahları imha anlaşmasına uymasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Tom Jerry pardon John Kerry "Esad takdiri hak ediyor" dedi.İkinci açıklama ise yazımızın başında da belirttiğimiz gibi ortaya koyduğu tavırla ABD'ye geri adım attıran Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin'den.Putin "ABD ile ilişkilerimizde bir tıkanma yoktur. Suriye'deki durum konusunda bazı görüş ayrılıklarımız vardı fakat bunların birçoğu taktik bakımından anlaşmazlıklardır" dedi.Ve son açıklama Başbakan Erdoğan'dan.Erdoğan, "Beşar Esad'ı ben artık bir siyasi olarak kabul etmiyorum. O devlet terörü estiren bir teröristtir" dedi.***Ardı ardına gelen bu 3 açıklama bize yazımızın girişinde aktardığımız dış politika ilkelerini hatırlatıyor.Ne demiştik tekrar edelim:Dış politikada temel ilke ülke menfaatidir. Köklü devlet geleneğine sahip ülkelerde körü körüne dostluk ya da körüne düşmanlık dış politikada kendisine yer bulamaz.Bu ülkelerde kişisel hırslara, saplantılara yer yoktur.Tabi bu durum milli iktidarlar için geçerli. Varlığını küresel güçlere borçlu olan iktidarlar için farklı kurallar söz konusudur. Bu kuralların başında efendilerinin talimatlarını düşünmeden yerine getirmek gelmektedir.Bu tavır günün birinde (Saddam örneğinde olduğu gibi) daracağına çıkarılmak gibi bir sonuç doğurmasına rağmen.Saygılar.
Bayram Coşkun / diğer yazıları
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021