logo
17 NİSAN 2024

Doğal gaz daha da pahalı olacak

15.02.2007 00:00:00
Petrol-İş Sendikası'nın BOTAŞ raporuna göre, ithalat şirketlerinin özelleştirilmesi durumunda 2009'dan itibaren doğal gazın daha pahalı kullanılacığı öngörülüyor Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç ile Petrol-İş tarafından hazırlanan "Boru Hatları ile Ham Petrol ve Doğal gaz Taşımacılığı-BOTAŞ" adlı raporla ilgili basın toplantısı düzenledi. Türk-İş Genel Merkezindeki basın toplantısında raporun özetini okuyan Öztaşkın, Türkiye'de boru hatlarıyla doğalgaz taşımacılığı faaliyetleri ve doğal gaz alım-satım işlemlerinin BOTAŞ tarafından yürütüldüğünü söyledi.BOTAŞ'ın 9 tane 25-30 yıllık süreli doğalgaz alım anlaşması bulunduğuna dikkati çeken Öztaşkın, "Bu anlaşmalar, doğal gaz alınmasa bile bedelinin ödenmesini gerektiren 'Yıllık alım yükümlülüğü' (Al ya da öde) içermektedir" dedi.Türkiye'nin yeterli doğal gaz depolama tesisine sahip olmadığını kaydeden Öztaşkın, 'Yıllık alım yükümlülüğü'ne dayalı olarak ithal edilen doğal gazın depolanamamasının, ciddi anlamda doğalgaz sıkıntısına ve kaynak kaybına yol açtığını anlattı. Öztaşkın, "Ayrıca, BOTAŞ'ın doğal gaz alımlarında alım yükümlülüğü bulunmasına karşın, yurt içinde doğalgaz satışı yaptığı sektörlere bu yaptırım uygulanmamaktadır. Bu orantısız uygulama, BOTAŞ'ın gelir kaybına uğramasına neden olmaktadır" diye konuştu.Öztaşkın, 2005 sonu itibarıyla BOTAŞ'ın tahsil edilemeyen alacaklarının 2.4 milyar YTL anapara, 4.8 milyar YTL faiz olmak üzere toplam 7.2 milyar düzeyinde olduğuna dikkat çekerek, bunun yüzde 90.6'sının Elektrik Üretim A.Ş. ve Hamitabat Elektrik A.Ş'ye, yüzde 6.6'sının ise EGO'ya ait olduğunu ifade etti. BOTAŞ'ın, Irak-Türkiye ham petrol boru hattının işletmesine konulan kısıtlamalar nedeniyle oluşan 740 milyon dolar tutarındaki alacağını da tahsil edemediğini belirten Öztaşkın, bu durumun, BOTAŞ'ın işletme ve yatırım finansmanı için kullandığı kredileri zamanında ödeyememesine ve faizle yeni krediler alarak borçlanmasına yol açtığını söyledi."Özel sektöre devir, büyük risk"Mustafa Öztaşkın, "Dünya Bankası ve IMF'nin dayatmasıyla çıkarılan Doğal gaz Piyasası Yasası uyarınca, 2004'te dağıtım alanından çıkarılan BOTAŞ'ın doğalgaz alım kontratlarının yüzde 80'lik kısmının da özel şirketlere devredilmesinin dayatıldığını" öne sürdü.BOTAŞ'ın, 2009'da 2 ayrı şirket biçiminde yeniden yapılandırılarak iletim zincirinin kamuda bırakılacağını, ithalat şirketinin ise özelleştirileceğini anlatan Öztaşkın, şunları kaydetti: "Oysa talep esnekliği çok zayıf bir ekonomik mal niteliğindeki doğalgaz fiyat dengesinin, serbest piyasa mekanizmasında sağlanması oldukça zordur. Doğal gaz satıcısı ülkelerin, şirketlerin bir tür tekel oluşturduğu bu piyasada çok sayıda küçük şirketin yer alması, doğal gaz ithalatçısı ülkeye hiçbir yarar sağlamayacaktır. Doğal gaz satıcıları, genellikle devlet şirketleridir. Alım-satım anlaşmalarında pazarlıkların devletten devlete yapılması, doğalgaz fiyatları ödeme yükümlülükleri, ek indirim sözleşme maddelerinde kamu şirketi olan alıcıya önemli olanak ve avantajlar sağlamaktadır."Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattıMustafa Öztaşkın, BOTAŞ'ın devlet adına üstlendiği Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol boru hattının "yapım ihale süreçlerinin şeffaf ve katılımcı olmadığını" ileri sürdü. Projenin Türkiye bölümünün işletilmesi için 1996'da merkezi Jersey Kanal Adaları'nda bulunan BOTAŞ International Limited Şirketinin (BIL) BOTAŞ'a bağlı ortaklık olarak kurulduğunu anlatan Öztaşkın, BIL'ın BOTAŞ'a bağlı olmasına karşın, personel alımında ve özlük haklarında özel hukuk kurallarının uygulandığını söyledi.Öztaşkın, şunları kaydetti: "Diploma unvanları, mesleklerine dair bilgi ve belgelere ulaşılamayan bu personel, ayda 5-18 bin dolar arasında ücretlerle istihdam edilmiş ve kurum içinde gerilimlerin, çatışmaların olmasına neden olmuştur. BIL, her yıl zarar ederek faaliyetlerini sürdürmektedir. 2004'te 9.6 milyon YTL, 2005'te 23.2 milyon YTL ve Nisan 2006 tarihinde ise 7.7 milyon YTL faaliyet zararı gerçekleşmiştir. BOTAŞ'ın 2005'te 8.2 milyar YTL ciro, 20 milyon dolar vergi ödemesi ve 225.3 milyon dolar dönem karı gerçekleşmiştir.""BOTAŞ'ta yönetsel karmaşa ve yönetim krizi"Öztaşkın, BOTAŞ'ta sık sık değişen genel müdürlerin yerine çoğunlukla vekaleten yapılan atamaların, yönetim krizine ve riskli uygulamalara neden olduğunu öne sürdü.Öztaşkın, BOTAŞ'ta örgütlü bulunan Petrol-İş'in işletmeye ilişkin taleplerini şöyle sıraladı: "Uzun süredir vekaleten yürütülen genel müdürlüğe, en kısa sürede asaleten atama yapılması, yönetsel istikrarsızlığa neden olan yönetim kurulu üyeliklerindeki eksikliğin tamamlanması, son yıllarda çalışanlar arasında derinleşen ücret farklılıklarının giderilmesi, kaldırılan ücret skalası ve yan kademe sisteminin güncelleştirilerek yeniden uygulanması, sahada çalışanlar arasında eşitliğin ve adaletin sağlanması için saha tazminatının tüm bölgeleri içerecek biçimde genişletilmesi, işletmenin mali açıdan darboğaza girmemesi için alacaklarının en etkili bir biçimde izlenmesi ve güvence altına alınmasına ilişkin uygulamanın hızla gerçekleştirilmesi."Öztaşkın, doğalg az üretim ve ticaretinin giderek arttığı bir bölgede, doğal gaz alım anlaşmalarını devretmiş, ikiye bölünerek sadece iletimden sorumlu bir kamu kuruluşunun, uluslararası arenada önemli bir rol oynamasının ve belirleyici olmasının mümkün olmadığını kaydederek, "Gerek toplumsal çıkarın gözetilerek kamu yararının gerçekleşmesi, gerekse çalışma barışının sağlanması için BOTAŞ'ın kontrat devirleri işlemlerinden vazgeçilerek, kamusal niteliği güçlendirilmelidir" diye konuştu.
Neler olacak neler?
İktisat profesöründen özel açıklamalar
İsrail'in yaptığı terör eylemi
İsrail, uluslararası hukuku ihlal etti
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı
'En büyük hatam o kareye girmekti'
'Suistimalleri engellemeye yönelik tedbir'
Şimşek'ten KDV açıklaması
Erdoğan'dan 31 Mart yorumu
'İlk kazanan sandık olmuştur'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı
Neler olacak neler?
İktisat profesöründen özel açıklamalar
İsrail'in yaptığı terör eylemi
İsrail, uluslararası hukuku ihlal etti
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı
'En büyük hatam o kareye girmekti'
'Suistimalleri engellemeye yönelik tedbir'
Şimşek'ten KDV açıklaması
Erdoğan'dan 31 Mart yorumu
'İlk kazanan sandık olmuştur'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı

BM, Şam saldırısında İsrail'i suçlu buldu

 
 
Ortadoğu'da terör estiren İsrail, sadece Gazze'de soykırım yapmakla kalmıyor, aynı zamanda başka ülkelerde terör eylemlerinde de bulunuyor. İsrail; özellikle Lübnan'da ve Suriye'de çok sayıda alçakça terör eylemlerinde bulundu. Son olarak Şam'da İran Büyükelçiliğini bombalaması bardağı taşıran damla oldu.
16.04.2024 23:27:00
AHMET TURAN YİĞİT
 BM, Şam saldırısında İsrail'i suçlu buldu
 BM, Şam saldırısında İsrail'i suçlu buldu

İsrail, bir devlet mi, terör örgütü mü? Yapay yolla kurulan bir devlet... İşgal yoluyla kurulan bir terör devleti! Tıpkı Avustralya ve ABD gibi başkalarına ait toprakları çalarak kurulan bir devlet... ABD ve Avustralya nasıl yerlileri yok ederek, beyazlardan oluşan bir devlete dönüştüyse, İsrail de İngilizlerin yardımıyla ve katkısıyla Filistinlileri katlederek aşama aşama devlete dönüştü. Terör yoluyla kurulan bir devlet, terörden vazgeçmiyor. Tıpkı ABD gibi... ABD, son 70 yılda Vietnam'dan Irak'a, Panama'dan Honduras'a, Haiti'den Afganistan'a çok sayıda ülkeyi işgal etti. ABD'nin İsrail'i desteklemesinin bir nedeni de bu... Diğer nedeni ise ABD ekonomisine ve siyasetine 6.3 milyon  AmerikalıYahudinin yön vermesi...

İsrail terörü tescillendi


Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından görevlendirilen bir grup bağımsız uzman, İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlediği saldırının uluslararası hukuku ihlal ettiğini söyledi. Açıkçası İsrail'in eyleminin bir terör eylemi olduğu BM uzmanları tarafından ortaya koyuldu. Özel raportörler ve bağımsız uzmanlar tarafından hazırlanan raporda "İsrail ve İran arasındaki misilleme amaçlı askeri saldırılar yaşam hakkını ihlal etmektedir ve derhal durdurulmalıdır" denildi. Raporda şu ifadelere yer verildi: "Tüm ülkelerin, terörle mücadele de dahil olmak üzere, yurtdışındaki askeri operasyonlarda bireyleri keyfi olarak yaşam haklarından mahrum bırakmaları yasaktır. Yabancı topraklarda yapılan öldürme eylemleri uluslararası hukuk kapsamında izin verilmediği sürece keyfidir."

İsrail, BM Şart'ını ihlal etti

Uzmanlar İsrail'in 1 Nisan'da meşru müdafaada bulunmuş gibi görünmediğini zira İran'ın İsrail'e doğrudan 'silahlı saldırıda' bulunduğuna ya da saldırmak üzere devlet dışı silahlı gruplar gönderdiğine dair hiçbir kanıt sunmadığını da ortaya koydu. Uzmanlar, İsrail'in saldırı için herhangi bir yasal gerekçe sunmadığını ya da Birleşmiş Milletler Şartı'nın 51. Maddesi'nin gerektirdiği şekilde Güvenlik Konseyi'ne bildirmediğini kaydetti.
Uzmanlar, "İsrail'in saldırısı sonuç olarak Şart uyarınca başka bir devlete karşı silahlı güç kullanma yasağını ihlal etmiştir" dedi.

Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı: En büyük hatam o kareye girmekti

"Ayhan Bora Kaplan" suç örgütü sanıklarının yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, örgüt yöneticiliğiyle suçlanan Bora Kaplan savunma yaptı.
16.04.2024 22:11:00
Anadolu Ajansı
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı: En büyük hatam o kareye girmekti
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı: En büyük hatam o kareye girmekti
"Ayhan Bora Kaplan" suç örgütüne ilişkin 28'i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.

Duruşmada, suç örgütü lideri olmakla yargılanan Bora Kaplan savunma yaptı.

Kaplan, 8 aydır suçsuz yere cezaevinde olduğunu, kendisine iftira atıldığını öne sürdü.

Türkiye'den kaçmak üzereyken yakalandığına ilişkin iddiayı reddeden Kaplan, "Ben geri zekalı mıyım? Niye bilet alayım. Ben o gün ofisimden çıkarken kendi aracımla çıktım. Bana ait olan aracımla havaalanına geldik ve orda yavaşladım. Silahlı kişileri gördüm. Araçtan iner inmez beni yere yapıştırdılar." dedi.

Aracında bulunan 50 bin avroyu, yurt dışına çıkacağı için yanına aldığını söyleyen Kaplan, iş adamı olduğu için bu parayı yanında bulundurduğunu savundu.

"Limon satarak işe başladım"

Kaplan, iddianamenin ön yargıyla hazırlandığını, gözaltına alındıktan sonra 8 saat ifade verdiğini, savunmasının baskıyla aldığını iddia etti. Dosya kapsamında birlikte yargılandığı sanıklardan bazılarını ticari ilişkilerinden dolayı tanıdığını, kişisel ilişkilerinin örgüt ilişkisi olarak iddianameye yansıtıldığını iddia eden Kaplan, savunmasına şöyle devam etti:

"Limon satarak işe başladım. Liseyi bitirdim kuruyemişçi açtım. Sonra bir arkadaşım 'Telefonculukta daha çok para var' dedi. Kapattım kuruyemişçiyi, telefoncu açtım. Sonra bir arkadaşım limon pazarında bana bir yer aldı vergi levhası falan da var. Sonra DVD satmaya başladım. 4 tane yerde ayrı ayrı CD dükkanı açtım. Kardeşim de duruyordu başında. Korsan CD'ler çıkınca satışlar düştü. Ben de kadın kıyafeti satmaya başladım. Ardından İstanbul Merter'den aldığım kıyafetleri yine İstanbul'da satmaya başladım."

Kaplan, bir süre sonra Ankara'da gece kulübü açtığını ve mekanında ünlü sanatçıların sahne aldığını anlatarak, "Ardından polislerin anlamsız bir baskısı başladı. Polisler geliyor, ardından Genel Bilgi Toplama (GBT) yapmaya başlıyorlar. 2 saat sürüyor ve insanlar bir şey içemediği için hesap ödemeden gidiyor, iflahımı kuruttular." diye konuştu.

İddianamede adı geçen hiç kimseyle bir örgüt kurmadığını öne süren Kaplan, "Ben kurulu bir mekan almadım, kimsenin mekanına çökmedim." şeklinde konuştu. Kaplan, telefon kayıtlarında geçen "büyük abi" tabirinin kendisine ait bir sıfat olmadığını, gizli tanık ifadelerinin de gerçeği yansıtmadığını savundu.

Kaplan, hiçbir cinayet işlemediğini ve cinayeti azmettirmediğini öne sürerek, 2016'da gerçekleştirilen silahlı saldırıda hayatını kaybeden Mahfuz Tatar'ın, kendisinin talimatıyla suç örgütü üyelerince öldürüldüğü iddiasını da kabul etmedi. Bora Kaplan, Mahfuz Tatar cinayetiyle ilgisinin bulunmadığını, yalan tanıklarla kendisinin suçlandığını iddia etti.

"En büyük hatam o kareye girmekti"

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi gecesi TRT Genel Müdürlüğü binası önündeki fotoğrafının hatırlatılması ve "TRT'ye gittiğinizde uzun namlulu silahları nereden buldunuz?" sorusu üzerine Kaplan, silahları nasıl elde ettiğini söyleyemeyeceğini belirtti. Bora Kaplan, şöyle devam etti:

"15 Temmuz'da herkesi topladım, sokağa davet ettim. Ardından TRT'ye gittim. Tanıdık, tanımadık fotoğraf çektiriyordu, bana da gel dediler ben de çocuklarıma anı olsun diye o kareye girdim. Keşke girmeseydim. Sonra lanetlendim. Sonra muhalifler ve sözde gazeteciler hakkımda 'Soylu'nun gizli adamı' gibi şeyler söyledi. En büyük hatam o kareye girmekti."

"Soylu ile bağlantım yok"

​​​​​​​Kaplan, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile herhangi bir bağlantısının olmadığını da ifade etti.

"Ayhan Bora Kaplan" isimli bir suç örgütünün olamayacağını da savunan Kaplan, "Çevremden kimse ailem haricinde bana 'Ayhan' demez, hep 'Bora' derler. Ayhan ismini amcam koymak istemiş, olmamış. Ben sonradan Ayhan ismini kimliğime ekletmek istedim fakat avukatım sabıkam olduğu için böyle bir çelişki yaratmayalım dedi." diye konuştu.

Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine Basri Bağcı seçildi

Anayasa Mahkemesi (AYM) üyesi Basri Bağcı, Yüksek Mahkemenin başkanvekilliği görevine seçildi

16.04.2024 12:39:00 / Güncelleme: 16.04.2024 12:44:12
AA
Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine Basri Bağcı seçildi
Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine Basri Bağcı seçildi

AYM Başkanı Zühtü Arslan'nın görev süresinin 20 Nisan'da dolacak olması nedeniyle 21 Mart'ta yapılan seçimde başkanvekilliği görevini yürüten Kadir Özkaya, Yüksek Mahkemenin yeni başkanı seçilmişti.

Edinilen bilgiye göre, Özkaya'dan boşalan başkanvekilliği görevi için AYM Genel Kurulunda seçim yapıldı. Basri Bağcı, 9 oy alarak salt çoğunluğu sağladı ve Anayasa Mahkemesi Başkanvekili oldu.

Bağcı'nın öz geçmişi

Basri Bağcı, 1967'de Ankara'nın Elmadağ ilçesinde doğdu, 1988'de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu.

Ankara adli yargı hakim adayı olarak 1989'da mesleğe başlayan Bağcı, sırasıyla Sivas Gürün, Siirt Pervari, Konya Hüyük'te cumhuriyet savcılığı, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığında adalet müfettişliği, adalet başmüfettişliği ve çeşitli görevlerinin ardından 2017'de Yargıtay üyeliğine seçildi.

Bağcı, 2 Nisan 2020'de Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmiş, 6 Nisan 2020'de görevine başlamıştı.

Yargıtay Başkanı seçimi 17. turda da sonuçsuz kaldı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin 17. turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı

16.04.2024 12:13:00 / Güncelleme: 16.04.2024 12:34:24
AA
Yargıtay Başkanı seçimi 17. turda da sonuçsuz kaldı
Yargıtay Başkanı seçimi 17. turda da sonuçsuz kaldı

Mehmet Akarca, Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçildi, 4 yıllık görev süresi 24 Mart itibarıyla doldu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay üyeleri 25 Mart Pazartesi sandık başına gitti.

Seçimin ilk 16 turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması üzerine bugün 17. tur oylaması yapıldı.

Oylama sonucu Mehmet Akarca 105, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez 104, 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk ise 108 oy aldı. Seçime katılım 328 olarak kayıtlara geçerken, 1 boş oy kullanıldı, oylardan 10'u da geçersiz sayıldı.

Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 18. tur oylamayla devam ediliyor.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor. 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.