Türkiye Sağlık Davranışları ve Yaşam Tarzları Araştırması 2006'ya göre, hastalanan her beş kişiden biri doktora gitmek yerine, bildiği ilaçları kullanıp kendi kendini iyileştirmeye çalışıyor. Doç. Dr. Fatih MAHİR/ İç Hastalıkları Uzmanı 100 kişiden 5'i ise yine tıptan yardım almak yerine, kendince pratik bulduğu başka yöntemleri kullanıyor. 10 Türk'ten biri ise sağlığını kaderine terk ediyor; "Yatarsam bir şeyim kalmaz" diye düşünüyor. Yapılan bir araştırmaya göre, 6 bölge, 27 ilden, 15 yaşın üstündeki 11 bin 645 kişiyle yapılan anket Türklerin sağlıklarına gereğince önem vermediğini ortaya çıkardı. Araştırmaya katılanların yüzde 68'i herhangi bir hastalıklarının bulunmadığını söyledi. Herhangi bir hastalığı bulunanların yüzde 18'i bir, yüzde 7'si iki, yüzde 7'si üç ve daha fazla hastalığa sahip olduğunu ifade etti. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşayanların ise yüzde 71'i hiçbir kronik hastalıkları bulunmadığını söylediler. Oranın yüksekliğine dikkat çeken araştırmacılar, bu sonucu bölgede yaşayanların kronik hastalıklarının farkında olmamalarına bağlıyor. Teşhis edilen hastalıklar, aslında bu bölgelerde en fazla bilinen ve şikayet edilen hastalık konusunda da fikir veriyor: Yüksek tansiyon, romatizmal hastalıklar ve kireçlenme, mide hastalıkları. Bunları migren-kronik başağrısı izliyor.En sık rastlanan kronik hastalıklardan yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, şeker ve kalp hastalıklarına birlikte bakıldığında, kadınların daha büyük risk altında olduğu görülüyor. 100 kadından 16'sı bu hastalıkları bir arada yaşıyor. Erkeklerde ise oran 11 civarında. Araştırma bu hastalıkların yaşla ilişkisini de bir kez daha gözler önüne serdi. 46 yaşını geçen her üç kişiden birinde, dört hastalıktan birine mutlaka rastlandığı tespit edildi. - Doktora, sağlık kuruluşuna başvururum: % 64- Bildiğim ilaçları kullanmaya başlarım: % 18- Bir şey yapmam, kendiliğinden geçmesini beklerim: % 10- Eczaneye gider ve tavsiyede bulunmasını isterim: % 5- Başkalarının tavsiyesini alırım: % 3.Halkımız sağlık durumunu "iyi" olarak değerlendiriyor. Yüzde 68'inde teşhis edilmiş, kronik hastalık yok. Ancak nüfusun beşte ikisi aynı zamanda kendi kendisinin doktoru. Yüzde 36'sı hastalandığında veya hastalık hissettiğinde hekim ya da bir sağlık kurumuna başvurmuyor. Tek başına bu bulgu bile aslında gerek sağlık sistemi, gerekse ilaç firmaları açısından farklı fırsatlara işaret ediyor. Kendi kendisini tedavi eden hastaların ülkesi Türkiye'de, hatalı ilaç kullanımı aslında bir kısır döngüyü de yaratıyor. Türklerin sağlık bilincine kavuşması gerektiği çok açık. Sağlık kuruluşlarının rolü değişmeli ve ilaç pazarı yeniden şekillenmeli.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.