Dokunulmazlık tartışması alevlendi
CHP'li Enis Berberoğlu ve HDP'li Leyla Güven ile Musa Farisoğluları'nın milletvekilliğinin haklarındaki kesinleşmiş yargı kararının TBMM Genel Kurulu'nda okunarak düşürülmesi, AK Parti ile CHP arasındaki 'dokunulmazlık' tartışmasını yeniden alevlendirdi.
05.06.2020 17:37:00





Dokunulmazlık tartışması Türkiye'de yeniden tartışılmaya başlandı. Bir çok AK Parti sözcüsü, üç milletvekilinin üyeliğinin sonlandırılmasına ilişkin süreci CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 2016'da yaptığı "kaldırın dokunulmazlıkları" çağrısının başlattığını savunuyor. 2016'da AK Parti'nin gündeme gündeme getirdiği ve CHP'nin de desteklediği anayasa değişikliği ile o değişikliğin tarihine kadar parlamentoda fezlekesi bulunan millevtekillerinin dokunulmazlığı kaldırılarak, yargılanmalarının yolu açılmış, bu süreçten en olumsuz etkilenen parti ise çok sayıda milletvekili tutuklanan HDP olmuştu. Oysa AK Parti, iktidarının ilk yıllarında, dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı çıktı.
Tartışma nasıl başladı?
2016'da yapılan Anayasa değişikliğinin yolunu açan süreç, 6-8 Ekim 2014'deki Kobani eylemleri nedeniyle 50'nin üzerindeki yurttaşın yaşamını yitirmesinden HDP ve eş genel başkanı Selahattin Demirtaş'ı sorumlu tutan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, artan terör olaylarını da gerekçe göstererek parlamentoya yaptığı dokunulmazlıkların kaldırılması çağrısıyla başlattı. Bu açıklamadan bir gün sonra ise dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, dokunulmazlığın sık sık "kürsü dokunulmazlığı" ile sınırlanmasını ve yolsuzluk yapan milletvekillerinin yargılanması gerektiğini savunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na "Gelin dokunulmazlıkları hep beraber kaldıralım. Şu anda Meclis'te dosya olarak bekleyen 506 dokunulmazlık fezlekesi var, hepsini birden kaldıralım, hodri meydan" çıkışı yaptı. Bu çıkışa Demirtaş'ın cevabı "550 milletvekilinin tamamının dokunulmazlığını kaldıralım" şeklinde olurken, Kılıçdaroğlu da, dokunulmazlıkların kaldırılmasından yana tavır koydu. Kılıçdaroğlu, şunları söylemişti: "Bazı çevrelerde endişe var. Deniyor ki 'yargı bağımsız değil.' Dolayısıyla bunlar hemen alıp sizi hapse atacaklar. Biz de diyoruz ki, eğer birisi hapse girecekse önce siyasetçi girsin. Eğer bedel ödenecekse önce bedeli biz ödeyelim." HABER MERKEZİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.