Derya, bütün suları çağırıyordu, bir kere daha çağırdı ve bir damla olarak düştüğüm İzmir II. Kuvayı Milliye nehri ile ben de Deryâmız'a doğru koşmaya hazırlanıyordum.Bütün kafile arkadaşlarımız hevesli, heyecanlıydık.Nasip değilmiş! Hikmetine suâl olunmaz, sanki daha dereye damlayamadan kızgın bir güneşe denk geldim ve yeniden sulaşmak üzere buharlaştım!Aldığım bir hastalık haberi üzerine âcilen kafileden ayrılarak eve dönmek zorunda kaldım!Üzgündüm! Suya hasret kızgın çöl kumu haletindeydim!Selâm gönderebilmiştim ancak, yoldaşlarımla Gönül Adam'a..9. Milli Ekonomi Modeli Kongresi'ni kendi ekranlarımızdan seyretmek varmış nasîbimde!Hazırlığımı yaptım; kâğıtkalemimle ekran karşısına geçtim.Çağrıyı duyarak Deryâya koşan, her biri bir diğeri kadar şeffaf, duru, pâk Gönüldaşlarımı salona sığmaz halleriyle seyrettikçe coştum.Dünyanın dört yanından davetliler anons ediliyordu, coşuyordum.Gönüldaşlarımızdan Ehîl Panelistler anons ediliyordu, iftihâr ediyordum.Deryâsına susamış su damlalarının; önce kendilerini, sonra en yakınlarındakileri temizlemeğe başlamak için heveslerini izliyordum tek tek seyircilerin yüzlerinde, beden dillerinde...Hadiseye, suların deryâlarına koşmalarının tezahürü olan, bir îman gölüne dönüşen salonda, Baştürk'ümüz Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız'ın, "Dünyada tek olan tezin, Milli Ekonomi Modeli'nin tek sahîbi bendenizim!" cümlesinde, ekran başında, "Allahüekbeeer!" diye sayha attım!Allah'ın lûtfu ve nasîbi ile Muhteşem Türk Atatürk'ün; "Bir Türk dünyaya bedeldir" sözünü ispatlayan, bir Tek Adam'la şereflenmiştik!Aynı anda Yandaş medya ekranlarında, Uzun Adam'a sesleniliyordu! Muhteşem Türk Atatürk'ün birleştirip millet ettiği adına Türk Milletini 36 etnik parçaya bölerek mâhirâne övünen Uzun Adam'ın dokunulmaz ederek sivrilttiği bir bölücü, milyonlara seslenerek; "Bakmayın öyle birilerinin her şeye karşı çıktığına, bakmayın öyle 'Türkiye benden sorulur, Türkiye'de tek adam benim' diyenlere aldanmayın. Evet sen teksin ve yalnızsın, tek kalmaya devam edeceksin" diye sesleniyordu!Meydanlarda siyâset yaptığını zannedenler de, bir "tek"ten bahsediyordu; Muhteşem Türk'ten 90 sene sonra Atatürk'çe, Hacı Bektaş'ça, Ahmet Yesevî'ce kükreyen Prof. Dr. Haydara Baş da, bir "Tek"ten bahsediyordu!Siyâsetin kirlettiği meydanlarda Demirtaş'ın tarif ettiği harîs "Tek"ten utanırken hatta ileri derecede iğrenirken; muhteşem bir salonda, muhteşem binlerce Kuvvacı'ya ve ekranlardan milyonlara seslenen Haydar Hoca'nın, "Tek sahibi bendenizim" mütevazılığı ile takdim ettiği, Tek düşünce ile, dünya insanlığına rehberliğe başlayan Tek Doğru Model ile iftihâr ediyordum!Yabancı konukların; üzerlerinde hiç bir siyâsi baskı ve mahalle baskıları olmadan anlattıkları Milli Ekonomi Modeli ile, "Biz dünyamızı ahiretimiz için yaşarız" karakterli mûcidi ile ve O'na inanıp biat edip Ehli Beyt Gemisi'ne binerek "Kâinat Türk Devleti Seferi"ne iştirak eden on binlerle iftihâr ettim.Bize, Türk Milletine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne bu onuru yaşatan, "Bir Türk dünyaya bedeldir" inancının yaşayan tezahürü Prof. Dr. Haydar Baş ile tarifsiz onurlandım!Bir yanda kabına, Anadolu'ya, Türk dünyasına sığmayan "İmam Hasan, İmam Hüseyin nefesiyle konuşuyorum" diyen ve bütün dünyaya bereket olarak akan, çağıldayan bir fikir deryâsı; diğer yanda tahliye deliğinden sızıntı yaparak ötmeye başlayan AKP Düdüklü Tenceresi!Defalarca yazdım, defalarca söyledim ama tekrarlayacağım! Hem de körler görünceye, sağırlar duyuncaya kadar tekrarlayacağım: Türkiye'de bütün yozlaşmalara, bütün deformasyonlara rağmen iki parti var; biri Baştürk Haydar Hoca Önderliğindeki BAĞIMSIZ TÜRKİYE PARTİSİ, diğeri bütün öbür particilik oynayan partiler!Particilik oynayan diğerlerinin başı AKP, kaynayan cadı kazanı ateşinde sızıntıya başlayan düdüklü tencere gibi ötmeğe, ciyaklamaya başlarken; Müslüman Türk Dünyasına ikinci güneş gibi doğan, İslâm Âlemini Tevhid'in Merkezi Ehli Beyt'e çağıran; her çağrısında büyüyen BTP ve gerçek manada tek önderi Haydar Baş'ın Ehli Beyt'çe, Mütedeyyin Müslüman Türk'çe ve tevazuun büyüklüğünce seslenişini, mukayese ederek izledim.Bana bir daha; "Elhamdülillah Türk'üm" demenin tarifsiz hazzını yaşatan BAŞTÜRK'ümüze müteşekkîrim...Varlığı ile müftehîrim ve dünyaya yön veren Fikir Adamlığı ile de tarifsiz onurluyum!AKP Düdüklü tenceresi; ister Arınç'ın ağzından, ister Uzun Adam'ın ağzından kızgın buhar sızdırarak ne kadar öterse ötsün; mızrak çuvala sığmadı, sığmıyor, sığmayacak!"Doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın, Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın.""OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMYEN." Vesselâm... Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017