12 temmuz 2019 Cuma günü minberlerden güzel bir hutbe dinledik.
FETÖ'nün iç yüzünü, yıllarca devam eden fesat planlarını ve dini kullanarak, milletimizin dini duygularını istismar ederek millete ne büyük tuzaklar kurduğunu, 15 Temmuz 2016'da da milletin başına ne büyük çoraplar ördüğünü anlatan güzel bir hutbe idi.
Böyle bir hutbe aslında o felaket gününe gelmeden yıllar evvel camilerimizde okunmalı, milletimiz yaklaşmakta olan bu hain tuzağa karşı yıllar evvel uyarılmalıydı.
Mademki bu şebeke dini kullanıyordu, milletin dini duygularını istismar ediyordu öyleyse milleti bu tuzağa karşı uyarmak vazifesi ilk önce Diyanet'in olmalıydı.
Bu milletin esnafı, işçisi, köylüsü, çiftçisi dişinden tırnağından artırarak kurduğu okullarda, yaptığı İmam-Hatip, Kur'an Kursu ve İlahiyat fakültelerinde okuyup mezun olan, belli makamlara gelen, kürsüye minbere çıkan cümle hocalardan beklerdi ki yaklaşmakta olan bu tehlikeye karşı kendilerini uyarsınlar.
Bu milletin, hem bu müesseselerin kuruluşunda hem de buralarda okuyanların üzerinde hesaba sığmayacak kadar hakları ve emekleri var.
Kabul edelim, itiraf edelim ki İlahiyat camiası ve Diyanet camiası millete olan bu borcunu ödeyememiş, tehlikeyi önceden haber verememiştir ve hesapsız sermayenin ve bilmem kaç neslin heba olmasını adeta seyretmişlerdir.
Takvimler 1997 yılının ortalarını gösterirken FETÖ elebaşının Papa'yı ziyarete gideceği haberleri basında dolaşmaya başlamıştı ve bu haberlere ilk tepki gösteren sayın Prof. Dr. Haydar Baş olmuştu.
Bir kitapçık çapında uzunca bir mektup yazarak ve bir heyet ile kendisine göndererek uyarmış ve söz konusu ziyaret gerçekleştikten sonra da millete dönerek bu hareketin milletin ve devletin başına nice belalar açacağını anlatmaya başlamıştı.
Haydar Hoca'nın ve ekibinin o günkü gayretleri, o yıllardaki faaliyetleri ne yazık ki bu camianın büyük çoğunluğu tarafından dudak kıvırma, bıyık altı gülmelerle karşılanıyordu.
Aradan geçen her hafta, her ay ve her yıl Haydar Baş ve kadrosunu haklı çıkardı ve bilindiği gibi millet olarak 15 Temmuz 2016 felaketini hep beraber yaşadık.
Sözünü ettiğim hutbeyi dinlerken kendi kendime defalarca sordum; Diyanet bu hutbeyi mesela 15 Temmuz'dan bir hafta, bir ay, bir yıl evvel camilerde okutabilir miydi?
Dolu dövüp sel her yanı aldıktan sonra feryadın bir faydası yok, basiret o dur ki tehlikeyi gelmeden hissetsin ve milleti uyarsın.
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024