İstanbul'da işlenen bir cinayet gerekçe gösterilerek yaklaşık bin kilometre ötedeki Trabzon'un yöneticilerinin merkeze alınması tam da kurt, kuzu ve suyu bulandırma meselesi ile izah edilebilecek bir gelişme. Bu cinayeti tertipleyen şer odaklarının hedeflerinden birisi de, Trabzon üzerindeki şer planlarına engel gördükleri idarecileri oradan uzaklaştırmak olabilir. Eğer öyleyse, bu hedeflerine anında ulaştılar demektir.İstanbul'daki cenaze töreninde atılan "hepimiz Ermeniyiz" sloganı günlerdir tartışılıyor, bu tartışma kısa sürede biteceğe de benzemiyor. Bu meseleyi hafife alanlara, "ne olmuş yani Ermeni'yiz demekle Ermeni mi olunur?" diyenlere bazı hatırlatmalar yapmak isteriz. Bu noktaya nerden, nasıl gelindiğini anlamak için şartların ve ortamın nasıl oluşturulduğuna bir göz atmak gerek.Özellikle son on yılın gazetelerini tek tek incelerseniz çok yoğun bir şekilde; kilise, papaz, kardinal, keşiş, çan, haç gibi kelimelerin çok sık kullanıldığını, bunların resimleri ile gün aşırı bu millete servis edildiğini göreceksiniz.Uzun yıllar bu millete kanaat önderi, derin hoca diye takdim edilen zevatın papazlarla ve hahamlarla sarmaş-dolaş, kol kola fotoğraflarının da o yıllardan itibaren çarşaf çarşaf, ekran ekran yayınlandığına şahit olacaksınız.Bütün bunlara her yıl tekrarlanan "diyalog iftarlarını" bu iftar sofralarında papazlara yaptırılan sofra dualarını, ezan sesi ile çan sesinin beraber yayınlanmasını, papazların, hahamların Sırat Köprüsü'nden geçirilme sahnelerinin naklen yayınlanmasını, Müslüman bir kadınla bir Hıristiyan profesörün nikahlarının müftü, haham ve papazın huzurunda kıyılmasını ve bunun "diyalogun meyvelerinden" sayılmasını da eklerseniz, bu gün canım İstanbul sokaklarından yükselen "hepimiz Ermeniyiz" sloganının altyapısını nasıl oluştuğunu anlarsınız.Binlerce yıldır bu topraklarda Tevhid inancının bayraktarlığını yapmış olan bu milleti zihni ve itikadi açıdan iğfal ve ifsad faaliyetleri listesine bir derginin kapağına Hz İsa posterini yerleştirerek "İnsanlık Onun bekliyor" manşetinin atılmasını da ekleye bilirsiniz. Yine aynı dergide Noel babanın Anadolu Erenlerinden sayılması teklifinin yayınlanmasını da hatırlayabilirsiniz.Bu yayın gurubunun günlük gazetesinde, son işlenen cinayet bahane edilerek yayınlanan bir yazıda; Müslüman Türk milletinin bu topraklarda işgalci olduğu, bu toprakların kültürüne yabancı olduğu ve hakkı olmadığı halde bu toprakları aşırı derecede sahiplenmek istediği için insanlıktan uzaklaştığı açık açık yazıldığı halde hiçbir tepkinin gelmeyişi bu ifsad programının başarı ile işlediğinin bir göstergesidir. Bir toplum para vererek, ecdadına sövdürüyor, ecdadının bu topraklarda işgalci olduğunu yazdırıyorsa ve bundan gocunmuyorsa başka felaket, başka bir musibet beklemesine gerek yok, zaten gırtlağına kadar musibete batmış demektir.Yukarda sadece bir kısmını saydığımız cürümler işlenirken sus-pus oturanlar, üç-beş kuruşluk dünya menfaati için görmezlikten gelenler, İstanbul sokaklarından yükselen "hepimiz ermeniyiz" seslerini duyunca "ne oluyoruz?" demeye başladılar.Olanlar ortada; dün rüzgar ekildi bugün fırtına biçiliyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025