Dünya'nın dibi gözüküyor
15.08.2002 00:00:00
Dünya genelinde çevre konularındaki gözlemleriyle dikkat çeken Amerikan Worldwatch Enstitüsü tarafından hazırlanan ve Türkiye'de TEMA Vakfı tarafından yayınlanan raporda, dünyanın nüfus ve doğal kaynaklarının 2025 yılında arzu edilmeyen noktalara ulaşacağı belirtildi. Artan nüfusun doğal kaynakları hoyratça kullandığı vurgulanan raporda, bu konularda ana başlıklar halinde şu bilgilere yer verildi:
| TATLI SU: Dünyada bugün 505 milyon kişi su kıtlığı ya da sıkıntısı çekilen ülkelerde yaşamaktadır. 2025 yılına gelindiğinde bu sayının 2.4 milyar ile 3.4 milyar olması, yani bugünkü dünya nüfusunun yarısına ulaşması beklenmektedir.
| TARIM ALANLARI:
1960'ta dünyada kişi başına ortalama 0.44 hektar tarım alanı düşüyordu. Bugün ise bu oran 0.25 hektardan azdır. Verimli toprak alanları hakkındaki en iyimser tahminlere göre ülkelerin gıda konusunda kendilerine yetebilmesi için kişi başına 0.07 hektar tarım alanlarına ihtiyaç vardır. Bugün bu asgari alana sahip 420 milyon kişi var. 2025'de bu sayı 1 milyarı aşabilir.
| ORMANLAR: Bugün 40 ülkede 1.8 milyar kişiye, kişi başına bir hektarın onda biri kadar orman düşüyor. Yani çeyrek dönüm kadar. 2025'e kadar bu sayı üçe katlanarak 4.6 milyara çıkabilir. Gelişmekte olan ülkelerdeki genç kızlar ve kadınlar odun bulabilmek için daha uzun mesafeler katetmek zorunda kalacaklar. Ayrıca dünyada bilginin en önemli anahtarı olan kağıt sıkıntısı baş gösterecek.
| BİO ÇEŞİTLİLİK: Dünyanın bio çeşitlilik açısından önem arz eden 25 bölgesinden 19'unda nüfus dünya ortalamasından daha yüksek bir hızla artmaktadır. Buralarda nüfus, yılda yüzde 1.8 hızla artış göstermekte, dünya ortalamasını geride bırakmaktadır.
| NÜFUS VE ÇEVRE: Nüfus arttıkça herkesin karbondioksit, metan ve diğer ısı hapsedici gazları vereceği hava miktarı azalmaktadır. Nüfusun sera gazı emisyonları üzerindeki etkilerine en çarpıcı örnek ABD'dir. ABD dünya nüfusunun yüzde 5'ine sahipken sera gazı emisyonlarının yüzde 25'ine neden olmaktadır. ABD'nin mevcut nüfusunda önümüzdeki 50 yıl içinde beklenen 114 milyon artışın neden olacağı karbon emisyonları, aynı dönemde Afrika nüfusuna eklenecek 1.2 milyar kişinin üreteceği emisyona eşdeğer olacaktır.
| TATLI SU: Dünyada bugün 505 milyon kişi su kıtlığı ya da sıkıntısı çekilen ülkelerde yaşamaktadır. 2025 yılına gelindiğinde bu sayının 2.4 milyar ile 3.4 milyar olması, yani bugünkü dünya nüfusunun yarısına ulaşması beklenmektedir.
| TARIM ALANLARI:
1960'ta dünyada kişi başına ortalama 0.44 hektar tarım alanı düşüyordu. Bugün ise bu oran 0.25 hektardan azdır. Verimli toprak alanları hakkındaki en iyimser tahminlere göre ülkelerin gıda konusunda kendilerine yetebilmesi için kişi başına 0.07 hektar tarım alanlarına ihtiyaç vardır. Bugün bu asgari alana sahip 420 milyon kişi var. 2025'de bu sayı 1 milyarı aşabilir.
| ORMANLAR: Bugün 40 ülkede 1.8 milyar kişiye, kişi başına bir hektarın onda biri kadar orman düşüyor. Yani çeyrek dönüm kadar. 2025'e kadar bu sayı üçe katlanarak 4.6 milyara çıkabilir. Gelişmekte olan ülkelerdeki genç kızlar ve kadınlar odun bulabilmek için daha uzun mesafeler katetmek zorunda kalacaklar. Ayrıca dünyada bilginin en önemli anahtarı olan kağıt sıkıntısı baş gösterecek.
| BİO ÇEŞİTLİLİK: Dünyanın bio çeşitlilik açısından önem arz eden 25 bölgesinden 19'unda nüfus dünya ortalamasından daha yüksek bir hızla artmaktadır. Buralarda nüfus, yılda yüzde 1.8 hızla artış göstermekte, dünya ortalamasını geride bırakmaktadır.
| NÜFUS VE ÇEVRE: Nüfus arttıkça herkesin karbondioksit, metan ve diğer ısı hapsedici gazları vereceği hava miktarı azalmaktadır. Nüfusun sera gazı emisyonları üzerindeki etkilerine en çarpıcı örnek ABD'dir. ABD dünya nüfusunun yüzde 5'ine sahipken sera gazı emisyonlarının yüzde 25'ine neden olmaktadır. ABD'nin mevcut nüfusunda önümüzdeki 50 yıl içinde beklenen 114 milyon artışın neden olacağı karbon emisyonları, aynı dönemde Afrika nüfusuna eklenecek 1.2 milyar kişinin üreteceği emisyona eşdeğer olacaktır.
