‘Ebediyet yurdu için azık alınız’
Hz. Ali (a.s) bir hutbesinde buyurdu ki: “Ey insanlar dünya fena yurdudur. Ahiret ise beka yurdudur. Bu geçiş mahallinden ebediyet yurdu için kendinize azık alınız. Dünyada yaşıyorsunuz ama ahiret için yaratıldınız. Dünya zehire benzer, onu tanımayan yer”
29.11.2023 11:12:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





İmam Hasan Askerî (a.s) babalarından, onlar da İmam Seccad (a.s)'dan Emire'l-Müminin (a.s)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Birçok gafil insan vardır ki kefeni olacağını bilmediği halde kendisine elbise diker. Kendisine mezar olacağını bilmeden ev yapmaya kalkar."
Hz. Ali (a.s) hutbelerinin birinde şöyle buyurmaktadır: "Ey insanlar dünya fena yurdudur. Ahiret ise beka yurdudur. Bu geçiş mahallinden ebediyet yurdu için kendinize azık alınız. Esrarınızın gizli olmadığı kimse (Allah) karşısında çirkin amellerinizi açığa vurmayınız. Bedenleriniz dünyadan çıkmadan gönüllerinizi dünyadan çıkarınız. Dünyada yaşıyorsunuz ama ahiret için yaratıldınız. Dünya zehre benzer, onu tanımayan yer. İnsan ölünce melekler, 'Önceden ne gönderdi?' der; insanlar ise, 'Geride ne bıraktı?' diye sorarlar. O halde size faydalı olacak iyilikleri önceden gönderin. Hasret duyacağınız amelleri geride bırakmayınız. Zira mahrum, malının hayrından mahrum olan kimsedir. Hasret duyulacak kimse, sadaka ve hayırlarla amellerinin kefesini ağırlaştıran, cennetteki yerini ve sırat köprüsünden geçişini güzelleştiren, kolaylaştıran kimsedir."
İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim Aşûra günü işlerinin ve ihtiyaçlarının peşine gitmezse Allah da onun dünya ve ahiret ihtiyaçlarını giderir. Her kim Aşûra gününü musibet hüzün ve ağlama günü kabul ederse Allah da kıyamet gününü sevinç günü karar kılar. Cennette gözleri bizi görmekle aydınlanır. Herkes Aşûra gününü bereket günü kabul eder ve evi için o gün bir şey stok ederse, stok ettiği şeylerin bereketi olmaz."
İmam Hasan Askerî babalarından, onlar da Hz. Ali (a.s)'dan şöyle nakletmişlerdir: "Besmele, Hamd (Fatiha) sûresinden bir ayettir. Hamd sûresi yedi ayettir ve besmeleyle kemale ermektedir. Peygamber'den şöyle buyurduğunu işittim: Allah-u Teâlâ bana şöyle buyurmuştur: '(Ey Muhammed) and olsun biz sana tekrarlanan yedi ayeti ve yüce Kur'an'ı verdik.' (Hicr/87).
Önce Hamd sûresi ile beni minnettar kıldı, onu Kur'an ile yan yana zikretti. Hamd sûresi, Arş hazinelerinde olan en değerli şeydir. Allah Teâlâ onu Muhammed'e özgü kıldı ve kendisini onunla şereflendirdi. Süleyman dışında hiç bir peygamberi bu fazilete kendisiyle ortak kılmadı. Zira Allah-u Teâlâ, Süleyman'a Besmele ayetini ihsan etti. Nitekim Allah-u Teâlâ Belkıs'ın dilinden şöyle buyurmaktadır: 'Sebe melikesi, ey ileri gelenler! Bana, Bismillahirrahmanirrahim diye başlayan ve sakın bana karşı başkaldırmayın ve teslim olarak gelin, diyen Süleyman'dan gönderilen önemli bir mektup bırakıldı, dedi.' (Nahl/29-31).
Her kim Muhammed ve Ehli Beyt'inin velayetine inanarak okur, onların emrine itaat eder, zahir ve batınına iman ederse, Allah da her harfine karşılık kendisine tüm dünyadan, hayır ve mallarından daha üstün olan iyilikler verir. Her kim onu okuyan kariyi dinlerse, kendisine onu okuyan karinin sevabı verilir. O halde size verilen bu hayırdan hakkıyla istifade etmeye çalışınız, bu sizler için bir ganimettir. Sakın vakit geçip de kalpleriniz hasret içinde kalmasın."
(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk İbn-i Babeveyh)
Hz. Ali (a.s) hutbelerinin birinde şöyle buyurmaktadır: "Ey insanlar dünya fena yurdudur. Ahiret ise beka yurdudur. Bu geçiş mahallinden ebediyet yurdu için kendinize azık alınız. Esrarınızın gizli olmadığı kimse (Allah) karşısında çirkin amellerinizi açığa vurmayınız. Bedenleriniz dünyadan çıkmadan gönüllerinizi dünyadan çıkarınız. Dünyada yaşıyorsunuz ama ahiret için yaratıldınız. Dünya zehre benzer, onu tanımayan yer. İnsan ölünce melekler, 'Önceden ne gönderdi?' der; insanlar ise, 'Geride ne bıraktı?' diye sorarlar. O halde size faydalı olacak iyilikleri önceden gönderin. Hasret duyacağınız amelleri geride bırakmayınız. Zira mahrum, malının hayrından mahrum olan kimsedir. Hasret duyulacak kimse, sadaka ve hayırlarla amellerinin kefesini ağırlaştıran, cennetteki yerini ve sırat köprüsünden geçişini güzelleştiren, kolaylaştıran kimsedir."
İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim Aşûra günü işlerinin ve ihtiyaçlarının peşine gitmezse Allah da onun dünya ve ahiret ihtiyaçlarını giderir. Her kim Aşûra gününü musibet hüzün ve ağlama günü kabul ederse Allah da kıyamet gününü sevinç günü karar kılar. Cennette gözleri bizi görmekle aydınlanır. Herkes Aşûra gününü bereket günü kabul eder ve evi için o gün bir şey stok ederse, stok ettiği şeylerin bereketi olmaz."
İmam Hasan Askerî babalarından, onlar da Hz. Ali (a.s)'dan şöyle nakletmişlerdir: "Besmele, Hamd (Fatiha) sûresinden bir ayettir. Hamd sûresi yedi ayettir ve besmeleyle kemale ermektedir. Peygamber'den şöyle buyurduğunu işittim: Allah-u Teâlâ bana şöyle buyurmuştur: '(Ey Muhammed) and olsun biz sana tekrarlanan yedi ayeti ve yüce Kur'an'ı verdik.' (Hicr/87).
Önce Hamd sûresi ile beni minnettar kıldı, onu Kur'an ile yan yana zikretti. Hamd sûresi, Arş hazinelerinde olan en değerli şeydir. Allah Teâlâ onu Muhammed'e özgü kıldı ve kendisini onunla şereflendirdi. Süleyman dışında hiç bir peygamberi bu fazilete kendisiyle ortak kılmadı. Zira Allah-u Teâlâ, Süleyman'a Besmele ayetini ihsan etti. Nitekim Allah-u Teâlâ Belkıs'ın dilinden şöyle buyurmaktadır: 'Sebe melikesi, ey ileri gelenler! Bana, Bismillahirrahmanirrahim diye başlayan ve sakın bana karşı başkaldırmayın ve teslim olarak gelin, diyen Süleyman'dan gönderilen önemli bir mektup bırakıldı, dedi.' (Nahl/29-31).
Her kim Muhammed ve Ehli Beyt'inin velayetine inanarak okur, onların emrine itaat eder, zahir ve batınına iman ederse, Allah da her harfine karşılık kendisine tüm dünyadan, hayır ve mallarından daha üstün olan iyilikler verir. Her kim onu okuyan kariyi dinlerse, kendisine onu okuyan karinin sevabı verilir. O halde size verilen bu hayırdan hakkıyla istifade etmeye çalışınız, bu sizler için bir ganimettir. Sakın vakit geçip de kalpleriniz hasret içinde kalmasın."
(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk İbn-i Babeveyh)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.