Rüyanın gerçeği
Abdülhak Hamit, bir genç hanımla sohbet ediyordu: "Dün gece bir rüya gördüm, dedi. Rüyada genç, zengin ve aşık mışım..." Genç kadın gülümser: "Bir de uyandınız ki, bunlardan hiç biri yok değil mi?" Şair-i azam cevap verir: "Hayır, yalnız gençliğimle zenginliğim rüya imiş..."
Fer ve ham
Abdülhak Hamit Tarhan dostu Ferit Kam'a "Sorma, ahir demlerimizde isimlerimizin sonuna birer 'it' getirdiler" diye yakınır. Ferit Kam, "Benim ismimin başı, parlaklık anlamında olan 'fer' yine iyi, seninkisi büsbütün kötü: Çünkü olgunlaşmamış demek olan 'ham'lıktan geliyor."
Miskin değil sakin
Oldukça coşkun bir tabiata sahip olan Namık Kemal, bir gece Abdülhak Hamit'e çatar ve "miskin!" diye bağırır. Hamit, daha sonra Namık Kemal'e yazdığı mektupta mizacını bir cümlede izah eder: "Üstadım ben miskin değilim sakinim."
Boyacı kim?
Son yıllarını Maçka Palas'ın bodrum katında bir dairede geçiren Abdülhak Hamit, bir gün kapısının önünde iskarpinlerini boyarken, oradan geçen sonradan görme bir komşusu alay eder: "Ne o! Yoksa kendi ayakkabılarınızı mı boyuyorsunuz?" Şairin cevabı hemen ve zekice: "Evet. Ya siz kiminkileri boyuyorsunuz?"
Kime kaside
Hayatı boyunca genelde refah içinde yaşayan Abdülhak Hamit, bir ara para sıkıntısı çeker. Sait Halim Paşa ona, "Zat-ı şahaneye (Sultan Reşat) bir kaside yazsanız da size bir ihsan-ı şahane alsak" der. Hamid'in kaşları çatılır: "Ben hayatımda iki padişaha kaside yazdım. İkisi de sağ değil ve birini adı Fatih, birinin Selim! Sağlara kaside yazmak adetim değildir." Şair-i azam, bu adetini daha sonra bozacak ve Atatürk'e kaside yazacaktır. Değerli hocam Prof.Dr. İnci Enginün, bu kitabın ilk baskısını okuduktan sonra bana, Hamit'in İkinci Abdülhamid'e de kaside yazdığını hatırlattı. Hocama teşekkür ederek, bu bilgiyi okuyuculara aktarıyorum.
Edebiyatımızın Güleryüzü/ Mehmet Nuri YARDIM
Abdülhak Hamit, bir genç hanımla sohbet ediyordu: "Dün gece bir rüya gördüm, dedi. Rüyada genç, zengin ve aşık mışım..." Genç kadın gülümser: "Bir de uyandınız ki, bunlardan hiç biri yok değil mi?" Şair-i azam cevap verir: "Hayır, yalnız gençliğimle zenginliğim rüya imiş..."
Fer ve ham
Abdülhak Hamit Tarhan dostu Ferit Kam'a "Sorma, ahir demlerimizde isimlerimizin sonuna birer 'it' getirdiler" diye yakınır. Ferit Kam, "Benim ismimin başı, parlaklık anlamında olan 'fer' yine iyi, seninkisi büsbütün kötü: Çünkü olgunlaşmamış demek olan 'ham'lıktan geliyor."
Miskin değil sakin
Oldukça coşkun bir tabiata sahip olan Namık Kemal, bir gece Abdülhak Hamit'e çatar ve "miskin!" diye bağırır. Hamit, daha sonra Namık Kemal'e yazdığı mektupta mizacını bir cümlede izah eder: "Üstadım ben miskin değilim sakinim."
Boyacı kim?
Son yıllarını Maçka Palas'ın bodrum katında bir dairede geçiren Abdülhak Hamit, bir gün kapısının önünde iskarpinlerini boyarken, oradan geçen sonradan görme bir komşusu alay eder: "Ne o! Yoksa kendi ayakkabılarınızı mı boyuyorsunuz?" Şairin cevabı hemen ve zekice: "Evet. Ya siz kiminkileri boyuyorsunuz?"
Kime kaside
Hayatı boyunca genelde refah içinde yaşayan Abdülhak Hamit, bir ara para sıkıntısı çeker. Sait Halim Paşa ona, "Zat-ı şahaneye (Sultan Reşat) bir kaside yazsanız da size bir ihsan-ı şahane alsak" der. Hamid'in kaşları çatılır: "Ben hayatımda iki padişaha kaside yazdım. İkisi de sağ değil ve birini adı Fatih, birinin Selim! Sağlara kaside yazmak adetim değildir." Şair-i azam, bu adetini daha sonra bozacak ve Atatürk'e kaside yazacaktır. Değerli hocam Prof.Dr. İnci Enginün, bu kitabın ilk baskısını okuduktan sonra bana, Hamit'in İkinci Abdülhamid'e de kaside yazdığını hatırlattı. Hocama teşekkür ederek, bu bilgiyi okuyuculara aktarıyorum.
Edebiyatımızın Güleryüzü/ Mehmet Nuri YARDIM
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.