Eğitimin en önemli özelliklerinden biri nesillerin birbirine bağlanmasıdır. Bu toplumun bütünlüğünü sağlar ve düzenli bir şekilde varlığını sürdürebilmesine, bireyler arasında dayanışma duygusunu güçlendirir. Bu devamlılığın öneminden olsa gerek ki, dünyanın en iyi okulları birkaç asırdır hiç geleneklerinden taviz vermeden eğitim ve öğretimlerine devam edebiliyorlar. Bu okullar hem çok başarılı, hem de mensuplarını bir kültürle yetiştiriyorlar. İsimlerini belirtmeye gerek yok bu tür okulların ülkemizde de örnekleri var.
Sağlıklı bir milletin oluşumunda aile ve eğitim kurumlarının çok büyük bir önemi vardır. John Locke ifadesi ile insan zihni boş bir levhadır. (Tabula Rasa). Bu boş levhayı ancak deneyimlerimizle doldurmak mümkündür.
Eğitimle, toplumsal ortak değerleri ne kadar iyi aktarabilirsek insanları değer yargılarına uygun biçimde yetiştiririz. Biz duygusunu inşa etmiş oluruz. Gelecek bütün problemleri yani hastalık, deprem, savaş, kıtlık vs. gibi çok ciddi sorunları, biz duygusunu inşa etmiş olan toplumların daha kolay atlattığını söyleyebiliriz. Güç, moral, motivasyon, maneviyata sahip insanlardan müteşekkil toplumların üstesinden gelemeyeceği neredeyse hiçbir problem olamaz. Bu nedenle eğitim Bir toplumun beka meselesidir.
Bir toplumun en büyük zenginliği ne yeraltı zenginlikleridir, ne de yer üstü zenginlikleridir. Bir toplumun en büyük zenginliği yetişmiş, kabiliyetli insan gücüdür. Tarihe şöyle bir baktığımız zaman yeraltı ve yerüstü zenginlikleri açısından çok zengin olan ülkelerin, bazı ülkeler tarafından istila edildiğini, sömürgeleştirildiğini görmekteyiz.
Petrolleri var, altınları var, elmasları var ama bütün bu zenginliklere rağmen istiladan, köleleştirilmek ten sömürgeleşmekten kurtulamadıklarını görüyoruz. Kurtuluşlarını gerçekleştiren uluslarda yine içlerinden çıkardıkları liderlerle bunu başarmışlardır. Örneğin Kenya'nın kurtuluş mücadelesini veren "Kenyata" gibi. Bu nedenle Bir toplumun en büyük zenginliği yetişmiş insan gücüdür. Bu insanların yetişmesi için de elbette ki çok iyi bir eğitim sistemine ihtiyaç vardır.
Toplumların gelişmişlik düzeyine baktığımız zaman, gelişmişlik standartlarının ülkelerin eğitim ve öğretime verdikleri kıymetle doğru orantılı olduğu görülecektir. Çok gelişmiş olan ülkelerin eğitimlerinin de çok iyi olduğunu görüyoruz. Az gelişmiş olan ülkelerin eğitimlerini az geliştiğini görüyoruz.
Çağımızda bilginin, verinin ne kadar kıymetli olduğunu yaşayarak görüyoruz. Bunun üretimi ve kontrolü ancak yetişmiş insanlarla mümkündür. Eğitimde, ekonomik sahada, teknolojide, siyasette, hukukta, tarımda, başarı ancak ve ancak iyi yetişmiş insan kaynağıyla olur.
İbn-i Haldun'un "coğrafya kaderdir" diye bir sözü var. Diyorum ki bu söz hadi kısmen doğru olsun. Ama yetişmiş insan gücüne sahip devletlerin çölleri nasıl cennet yaptıklarını, yetişmiş insan gücüne sahip olmayanların ise cennet gibi yurtları nasıl cehenneme çevirdiklerini görüyoruz.
2. dünya savaşı sonrası neredeyse bütünüyle harabe haline gelen Almanya ve Japonya'nın kısa sürede nasıl tekrar büyük bir güç haline gelebilmesini nasıl açıklayacağız? Elbette ki bu harabe olan, ülkeleri ayağa kaldıran, temel kuvvet kesinlikle, iyi yetişmiş insan kaynağının eseri olduğunu söyleyebiliriz. Eğitimi güçlü olan ülkelerin yetiştirdiği insan gücü sayesinde nasıl da küllerinden doğduğunu görüyoruz. Eğitim insanların ve toplumların geleceklerine yönelik yapılan en stratejik yatırımdır. (devam edecek…)
- Matematiğin, fiziğin formülü mü yoksa insanlığın formülü mü? / 19.02.2024
- İnsanlığa insanlık yolculuğu şart / 15.01.2024
- Güçlü aile güçlü millet demektir / 19.12.2023
- Cumhuriyet yüz yaşında, nice yüzyıllara / 01.11.2023
- Saygı beyaz çizgimiz olmalı / 15.10.2023
- Dinin mücadelesi dinsizlikle değil din ile olmuştur / 10.09.2023
- Mum kadar ışığı yok, Kendini Güneş sananlar / 06.09.2023
- Merhamet, hürmet, muhabbet / 28.08.2023
- Aslında çifte kıble olmaz / 25.08.2023