Ben, Türkiye'de okulların 1 Ekim'de açılmasından ve 1 Haziran'da da kapanmasından yanayım. Ülkemizin iklim koşulları, iklim koşullarına paralel çalışma koşulları bu tarihi düşündürmüştür bana. Tarlada çalışan, ineklerin, koyunların otlatılmasında görev verilen kişiler genellikle 10 ile 15 yaşındaki erkek çocuklardır. Özellikle kırsal kesimdeki aileler bu nedenle çocuklarını zamanında okula gönderememektedirler.Evet, dün okullar açıldı. Uzun bir bayram tatilinin hemen arkasından okulların açılması tatile çıkan velilerin iki ayağını bir pabuca soktu gibi. Ya tatile çıkamadılar veya tatillerini yarıda keserek evlerine döndüler.Milyonlarca kişi okulun kapısından içeri girdi. Kimisi ilkokula, kimisi ortaokul ve liseye kimisi de üniversiteye? Özellikle yeni başlayan çocuklarımızın ve gençlerimizin ortak özelliği yeni bir okul, yeni arkadaşlar ve yeni öğretmenler olacak. İster istemez bu insanlarda tedirginlik ve heyecan kaçınılmazdır. Bu konuda da anne ve babalara çok görev düşüyor. Çocuklarını yalnız bırakmamak gibi. Bazı üniversiteler, yeni gelen öğrencilerin intibak etmeleri için okullarını ve çevreyi tanıtmak gibi girişimlerde bulunurlar ki bence bu olumlu yaklaşımdır. Çünkü bu arada yeni gelen gençlerin birbirleriyle tanışma olanakları da oluşuyor.Önceki yıllarda ilkokul birinci sınıfa kayıt yaptıran öğrenciler, bir hafta önceden okula alınır ve hazırlık dönemi yapılırdı. Sanıyorum ki bu yıl böyle bir girişim de olmadı. Umarım bu minicik yavruları, deneyimli öğretmenler, okutur. Bu öğretmen arkadaşlar da birkaç hafta bu çocukları okullarına, kendilerine alıştırma eğitimi yaparlar. Aksi halde o küçücük çocukta öğretmen ve okul korkusu belirirse hem öğretmen hem öğrenci hem de veliler çıkmaz yola girerler. Sonradan telafisi mümkün olmayan olumsuzluklar o gençleri bekleyebilir.Kontenjanlar dolayısıyla okul değiştirmeler sanki zaman yokmuş gibi okulun açıldığı ilk haftalara sıkıştırılmasını bir türlü anlamış değilim. Bu yaklaşım öğrencilerin başarısızlığını hatta okulu bırakmasını hazırlayan neden oluyor.Bir öğretmen olarak hep savunmuşumdur. Eğitimin temelini öğretmen oluşturur. Bir ülkenin huzurunda da temel taş yine öğretmendir diye. Öğretmenlerimiz ve okul yöneticilerimiz sınıflarına ve okullarına gelen çocuklarımıza ve gençlerimize kendi çocukları gibi bakmalıdırlar. Öğretmenlerimizin ve yöneticilerin, özgür, kişilikli olması ülke çıkarınadır. Yasalarla, yönetmeliklerle eğitim sınıfını kıskaç altına alınırsa, kişilikli ve doğruyu yanlışı tartışan nesiller yetiştirilemez. Onun için öğretmenlerin özlük haklarını geliştirmek devletin özellikle MEB'nin temel görevi olmalıdır.Zorunlu eğitim yani 12 yıllık kesintisiz eğitimin takipçisi elbette ki okul yöneticileri, o yaşanılan yerin mülki amiri ve o öğrenciyi okutan öğretmenin görevidir. Gelişmiş ülkelerde okullar öğretime zamanında hazırlanır. O ülkelerde öğretmenler alan bilgilerini yenilerler. Kanun tüzük ve pedagojik bilgiler edinirler ve bunun ötesinde öğretmenler verilen seminerlerle motive edilirler ve ilk günden derse başlarlar. Biz de ise ilk hafta şöyle böyle geçer.İnsan yaşamında öğrencilik ayrı bir boyuttur. İleri yaşlarda özlemle anılacak güzelliklerle doludur. Ama bizde sanki öğrencilerimize güzelliklerden çok eziyeti uygun buluyoruz. Yaz tatiline çıkan öğrenciye öğretmeni ödevler yüklemiştir. Şu kadar kitap okuyacaksın, şu kadar test çözeceksin? Eminim ki hiçbir öğrenci bu ödevlerden hoşlanmadığı gibi birçoğu da bu ödevleri yapmadan okuluna gider. Bu öğrencilerimiz ödevlerini yapamamış veya yapmamıştır ama yaz tatilini tedirgin yaşamıştır.Ülkemizin kan gölüne çevrildiği bir dönemde öğrencilerimize başarılar, öğretmen dostlarımıza da kolay gelsin diyorum.
Ekrem Yazar / diğer yazıları
- Atatürk Gençlik ve Spor Bayramı / 20.05.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023