Ehl-i Beyt gözyaşlarıyla anıldı
Muharrem ayı münasebetiyle Elazığ'da Ehl-i Beyt sempozyumu düzenlendi. Yoğun bir katılımın yaşandığı sempozyumda duygu dolu anlar yaşandı
25.11.2013 00:00:00
YENİ MESAJ / ELAZIĞMuharrem ayı münasebetiyle Elazığ'da Ehl-i Beyt sempozyumu düzenlendi. Murat İlkokulu Okul Aile Birliği Başkanı Ebru Aydın'ın organize ettiği sempozyuma konuşmacı olarak Araştırmacı-yazar Seçil Mumcuoğlu, Elazığ Cem Evi Bilim Başkanı Kazım Kaya, İlahiyatçı-yazar Fatih Kıvık, Sosyolog Ergül Güner ve Mimar Bayram Kavak katıldı. Sempozyuma İlahiyatçı yazar Fatih Kıvık'ın Kur'an tilavetiyle başlandı. Yoğun bir katılımın yaşandığı sempozyumda Bayram Kavak, Peygamber Efendimizin Veda Hutbesi sonrası Gadir-i Hûm denilen yere geldiğinde bir hutbe daha verdiği ve hutbesinde Hz. Ali'yi (as) kendisinden sonra halife, vasi ve imam tayin ettiğini ifade etti. İmam Hüseyin'in ismini Allah koyduSempozyuma İstanbul'dan katılan konuşmacı Seçil Mumcuoğlu ise Ehl-i Beyt'in faziletinden bahsederek İmam Hüseyin'in (as) hayatından kesitler sundu. Mumcuoğlu, İmam Hüseyin (as) dünyaya geldiği zaman Hz. Ali'nin (as) onu Peygamber Efendimize götürdüğünü ve isim verme mevzuunda Hz Ali'nin (as) Peygamber Efendimizin önüne geçemeyeceğini ifade ettiğini söyledi. Mumcuoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: "Peygamber Efendimiz de bu mevzuda Allah'ın (c.c) önüne geçemeyeceğini ifade etti. Bunun üzerine Cebrail (as) gelerek "Ali'nin (as) sana nisbeti Harun'un (as) Musa'ya (as) nisbeti gibidir" dedi. Dolayısıyla onun ismini Harun'un (as) oğlunun ismi olan Şübeyir koymasını istedi. Peygamber Efendimiz (sav) bu ismin Arapça karşılığını sorunca Cebrail (as) HÜSEYİN cevabını verdi." Bir diğer konuşmacı Sosyolog Ergül Güner ise konuşmasında, İslam'ı anlamak için Ehl-i Beyt'i; İmam Zeynel Abidin'i, İmam Muhammed Bakır'ı, İmam Cafer Sadık'ı, İmam Musa Kazım'ı? ta ki İmam Mehdi'ye kadar on iki İmam'ı tanımamız, yaşamamız ve feyizyâb olmamız gerektiğinin altını çizdi. İlahiyatçı Fatih Kıvık, Ehl-i Beyt'i anlatan ayet-i kerimelere yer verdi. Tathir ayetin (Ahzab-33)'den ve kesa hadisinden bahsederek Ehl-i Beyt'in tertemiz ve masum olduğunu anlattı. Mededdet (Şura-23) ayeti ile de İmam-ı Şafi'nin Ehl-i Beyt'i sevmenin farz olduğu görüşüne yer verdi. Mübahele (Al-i İmran-61) ayetiyle de "Oğullarımızı oğullarınızı, kadınlarımızı kadınlarınızı, kendimizi kendinizi çağıralım?" ayetinde oğullarımızdan kasıtla İmam Hasan ve İmam Hüseyin Efendilerimizin, Allah tarafından Rasûlullah (sav)'ın oğulları olarak tanımladığını ifade etti. Kadınlarımızdan kasıtla da Hz Fatıma validemizin kastedildiğini ve kendimizden kasıtla da Rasûlullah (sav) ve İmam Ali (as)'nin bir kastedildiğinin altını çizdi. Kıvık, konuşmasında birçok Ehl-i Beyt ile ilgili hadislerin Emevi ambargosuna takıldığını ve günümüze kadar devam ettiğini anlattı. Elazığ Cem Evi Bilim Başkanı Kazım Kaya, ise Kerbela faciasından kare kare kesitler sundu. Celal Abbas'ın ambargoyu kırıp kırbasıyla Ehl- Beyt taraflarına su getirmek için adeta kılıçla budandığını ve şehadet şerbetini içtiğini gözleri yaşlı bir şekilde anlattı. Kazım Dede'yi dinleyenler de gözyaşlarını tutamadılar. Biz eskiden bu gibi cümleleri konuşamazdık, korkardık diyen Kazım Dede bu gibi etkinlilerin devamlı surette yapılması ve bu konuların anlatılması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Baş'a teşekkürlerAyrıca Elazığ Cem Evi Bilim Başkanı Kazım Kaya Ehl-i Beyt'i sürekli olarak Türkiye'nin birçok ilinde yaptığı programlarla gündem eden Prof. Dr. Haydar Baş'a teşekkür etti. Son olarak Kazım Dede'nin dua cümlesi ve aşure dağıtımıyla sempozyum son buldu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.