Birçok insan günlük hayatında pazarlara uğramıştır. Oradaki amcalarımızın, teyzelerimizin kullandığı kelime benim çok ilgimi çeker. "Gel vatandaş gel; ürünün en iyisi burada hem de uygun fiyata." İşte bu, benim en çok ilgimi çeken sözdür. Uğradığım pazarlarda bu sözü söyleyenlere hep durur bakarım. Çünkü elindeki ürünleri satabilmek için sesini duyurmaktan başka şansı yoktur. Ürünlerini satabildiği an dünyalar onundur. Bundandır ki amcalarım, teyzelerim söylenir durur; "Gel vatandaş gel; ürünün en iyisi burada hem de uygun fiyata?"Şöyle bir düşünüldüğünde aslında hem iyi hem de uygun fiyata satılmaya çalışılan ürün değil, emeğin ta kendisidir. Vatandaşın alın teri, zamanı, onuru, sağlığı? Bu saymakla bitmez. Kapitalist sistemde işçi, zenginliği yapan fakat bundan faydalanamayan kişi olarak tanımlanır. Yani alın teri sana ait, karşılığı ise başkalarına? Senden istenilen şey, az ücretle en iyi ürünü yapmak için sabahtan akşama kadar çalışmak... Şimdi anlaşıldı değil mi; "Gel vatandaş gel; ürünün en iyisi burada ve uygun fiyata" sözlerinin ne anlama geldiği.Onlar her bu sözü söyledikçe ben kapitalist sistemin hakim olduğu pazarın vatandaşlarına diyorum ki; "Gör insanlık gör; alın teri burada hem de ucuz bir fiyata?" Bu durumda insanların ekonomik olarak çökmelerine sebep olan sadece "kaynakların sınırlı olduğu" anlayışı değil, insanların emeklerinin üzerinden servet sahibi olanların var olan kaynakların hepsini sadece kendilerine çalıştırarak daha fazla paraya sahip olma istekleridir. Mantık olarak düşünüldüğünde ihtiyacından fazla evi arabası ve yüksek geliri olan kişilere kaynak sınırsız oluyor da; asgari ücretle çalışan işçime, vatandaşıma gelindiğinde mi kaynak sınırlı oluyor.Bu durumu bir de manevi boyuta, inanç boyutuna getirdiğimiz zaman bitmek tükenmek bilmeyen sınırsız kaynaklara sahip olduğumuzu görüyoruz. Allah (c.c.) ayet-i kerimede şöyle buyurur: "Bu bizim rızkımız ona bitmek tükenmek yoktur." (Sa'd, 54).Hem gelir dağılımında adaletsiz olacaksın, vatandaşın alın terinin üzerinden daha fazla para kazanacaksın, sonra ortaya "kaynaklar sınırlıdır" diye teori koyacaksın; işçi bu duruma itiraz edip hakkını savunduğu zaman da Allah senin rızkını böyle vermiş diye susturacaksın. İşte bu noktada Milli Ekonomi Modeli, kapitalizmi tarihin çöplüğüne atmıştır.Milli Ekonomi Modeli, kapitalist sistemde bulunan emeğin harcanmasına ve gelir dağılımındaki adaletsizliğe itiraz ederek, Sa'd suresindeki ayette de buyrulduğu gibi; "Allah'ın rızkı yeryüzünde tükenmez" diyerek "kaynaklar sınırsızdır" tezini dünyaya kabul ettirmiştir.Tercih bizim... Ya Milli Ekonomi Modeli'nin uygulanmasına fırsat verip gelir dağılımındaki adaleti sağlayacağız ya da pazardaki teyzelerimizin, amcalarımızın sözünü sürekli duyup en iyi alın terini en ucuz fiyata vereceğiz.
Rabia Alioğlu / diğer yazıları
- Sessiz işgal / 11.07.2017
- 'Ben bir insan olmaya geldim' / 21.05.2017
- Bir fidan bir insan / 31.03.2017
- Bir devrin dönüm noktası / 20.03.2017
- İnsan ezgisi / 17.03.2017
- İnsana aç insanlık / 07.06.2016
- Sirke küpünden bal taştığını gördünüz mü? / 04.12.2015
- Bir gecede alim olmak / 30.10.2015
- Lal Anadolu / 12.09.2015
- Çorak gönüller / 24.08.2015
- 'Ben bir insan olmaya geldim' / 21.05.2017
- Bir fidan bir insan / 31.03.2017
- Bir devrin dönüm noktası / 20.03.2017
- İnsan ezgisi / 17.03.2017
- İnsana aç insanlık / 07.06.2016
- Sirke küpünden bal taştığını gördünüz mü? / 04.12.2015
- Bir gecede alim olmak / 30.10.2015
- Lal Anadolu / 12.09.2015
- Çorak gönüller / 24.08.2015