Türkiye'nin ekmeğini yediği halde, ekmeğini yediği ülkeye ihanet eden eli kalem tutan yazarlar her geçen gün daha da seslerini yükseltiyorlar.
Yine bunlardan biri geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. Bir yazar Türkiye'de bir milyon ermeni öldürüldü şeklinde ermeni yanlısı açıklamaklarda bulundu. Ermenilerin hesabına çok makbul olan bu açıklamalar Türk devletine ve Türk milletine zarar verecek açıklamalardır.
Bu açıklamalarından sonra Ermeniler tarafından kahraman(!) olarak ifade edilen bu yazar, Ermenilerin ve Türk düşmanlarının kahramanı olduğu doğrudur ama bu yazarın Türk milletinin düşmanı olduğu da bir başka doğrudur.
Bu milletin beslediği ve şimdi Ekmeğini yediği milletinin gözünü oyan bu ve benzeri yazarlar, Ermeni iddialarını desteklerken, Almanya'da Türkiye'nin 100 yıl önceki Ermeni meselesinde oynadığı rolü gözden geçirmesini isteyen bir parlamento önergesi verilmesi bizleri hiç şaşırtmamalıdır.
Söz konusu yazarın Türk milletine bu saldırısı ne ilk ne de son olacaktır. Bakın bir süre önce bir okurum gönderdiği aşağıdaki yazıda bu yazarın Türk düşmanlığının bir örneğini daha nasıl ortaya koyuyor.
Feryal Güler isimli ABD'de asistanlık eğitimi gören bir Türk bayan bu ermeni dostu yazarın bir romanını imzalayacağını duyarak sevinçle imza gününe gidiyor. Bundan sonrasını Feryal Hanımdan okuyalım dilerseniz.
"Bir iki ay önce Philadelphia Halk Kütüphanesine O. P. bir romanının tanıtımını yapmak için gelmişti. Koşa koşa gittim, yalnız bırakmayalım, böyle güzel organizasyonları destekleyelim anlamında. Salona ulaştık ve en öndeki koltuklara bir Türk arkadaşımla beraber oturduk. Merak içerisinde beklemeye başladık.
O.P. geldi. Türkiye'yi anlatmaya başladı. Tasvir ettiği ülke sanki Türkiye değildi. Yazı yazmak, özgürce konuşmak ülkemizde hala zormuş. Erzurum'a ya da diğer Doğu illerine öyle her isteyen elini kolunu sallayarak gidemez, giderse de başına bin bir türlü bela gelirmiş.
Kitabını yazabilmek için yayınevi, O. P.'ye zarar ziyan gelmesi diye polislere haber vermiş, kalacağı otel uyarılmış, basın kartı çıkarılmış vb. Ve bütün bu olumsuzluklar hala devam ediyormuş. Bunları dinleyenlerin yüzde 95'i Amerikalı idi. Ve maalesef soru-cevap kısmında ise, "Hala Türkiye'de seyahat etmek korku verici mi? Yazılan konulara ve kitap içeriklerine baskı var mı? şeklinde sorular geldi.
O akşam bir Türk Hanım O. P.'ye sordu;
"Bu kadar olumsuzluklara rağmen hiç memnun olduğunuz bir husus yok mu?
O.P. ise şöyle cevap verdi;
"Ben Turizm Bakanı değilim. Türkiye'yi pazarlamaya gelmedim"
Ama Amerikalı hocam 6 kez ülkemizin Doğu illerinde kar tatilini yapmış. Hala bana memnuniyetle yaşadıklarını anlatabiliyor"
İşte Amerika'da eğitim gören Feryal Hanım'ın izlenimleri bunlar.
Son olarak şunu söylemek lazım. Ekmeğini yediği yere ihanet edenler, bir gün ekmeğini yedikleri yerden tekmeyi de yiyeceklerini unutmasınlar...
Yine bunlardan biri geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. Bir yazar Türkiye'de bir milyon ermeni öldürüldü şeklinde ermeni yanlısı açıklamaklarda bulundu. Ermenilerin hesabına çok makbul olan bu açıklamalar Türk devletine ve Türk milletine zarar verecek açıklamalardır.
Bu açıklamalarından sonra Ermeniler tarafından kahraman(!) olarak ifade edilen bu yazar, Ermenilerin ve Türk düşmanlarının kahramanı olduğu doğrudur ama bu yazarın Türk milletinin düşmanı olduğu da bir başka doğrudur.
Bu milletin beslediği ve şimdi Ekmeğini yediği milletinin gözünü oyan bu ve benzeri yazarlar, Ermeni iddialarını desteklerken, Almanya'da Türkiye'nin 100 yıl önceki Ermeni meselesinde oynadığı rolü gözden geçirmesini isteyen bir parlamento önergesi verilmesi bizleri hiç şaşırtmamalıdır.
Söz konusu yazarın Türk milletine bu saldırısı ne ilk ne de son olacaktır. Bakın bir süre önce bir okurum gönderdiği aşağıdaki yazıda bu yazarın Türk düşmanlığının bir örneğini daha nasıl ortaya koyuyor.
Feryal Güler isimli ABD'de asistanlık eğitimi gören bir Türk bayan bu ermeni dostu yazarın bir romanını imzalayacağını duyarak sevinçle imza gününe gidiyor. Bundan sonrasını Feryal Hanımdan okuyalım dilerseniz.
"Bir iki ay önce Philadelphia Halk Kütüphanesine O. P. bir romanının tanıtımını yapmak için gelmişti. Koşa koşa gittim, yalnız bırakmayalım, böyle güzel organizasyonları destekleyelim anlamında. Salona ulaştık ve en öndeki koltuklara bir Türk arkadaşımla beraber oturduk. Merak içerisinde beklemeye başladık.
O.P. geldi. Türkiye'yi anlatmaya başladı. Tasvir ettiği ülke sanki Türkiye değildi. Yazı yazmak, özgürce konuşmak ülkemizde hala zormuş. Erzurum'a ya da diğer Doğu illerine öyle her isteyen elini kolunu sallayarak gidemez, giderse de başına bin bir türlü bela gelirmiş.
Kitabını yazabilmek için yayınevi, O. P.'ye zarar ziyan gelmesi diye polislere haber vermiş, kalacağı otel uyarılmış, basın kartı çıkarılmış vb. Ve bütün bu olumsuzluklar hala devam ediyormuş. Bunları dinleyenlerin yüzde 95'i Amerikalı idi. Ve maalesef soru-cevap kısmında ise, "Hala Türkiye'de seyahat etmek korku verici mi? Yazılan konulara ve kitap içeriklerine baskı var mı? şeklinde sorular geldi.
O akşam bir Türk Hanım O. P.'ye sordu;
"Bu kadar olumsuzluklara rağmen hiç memnun olduğunuz bir husus yok mu?
O.P. ise şöyle cevap verdi;
"Ben Turizm Bakanı değilim. Türkiye'yi pazarlamaya gelmedim"
Ama Amerikalı hocam 6 kez ülkemizin Doğu illerinde kar tatilini yapmış. Hala bana memnuniyetle yaşadıklarını anlatabiliyor"
İşte Amerika'da eğitim gören Feryal Hanım'ın izlenimleri bunlar.
Son olarak şunu söylemek lazım. Ekmeğini yediği yere ihanet edenler, bir gün ekmeğini yedikleri yerden tekmeyi de yiyeceklerini unutmasınlar...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024