Sovyetler Birliği, sosyalist ekonomi modelinin en tipik örneği idi. Sosyalist ülkeler, her alanda ve özellikle de ekonomide Sovyetler Birliği'ni örnek alıyordu. Sosyalist ekonomi modelinin doğurduğu acı sonuçları, başta Sovyetler Birliği olmak üzere, tüm sosyalist ülkeler yaşadılar. Sovyetler Birliği'nin son Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'un başlattığı Glasnost ve Prestroyka politikalarıyla, sosyalist ekonomi modeli yıkıldı. Diğer sosyalist ülkeler de Sovyetler Birliği'ni izledi. Jean Ziegler, "Dünyanın Yeni Sahipleri" adlı kitabında sosyalist ekonomi modelinin yıkılışından sonraki gelişmeleri şöyle anlatır: "1991 Ağustos'unda Sovyetler Birliği dağıldı. Mafya çeteleri tüm canlılıklarıyla yerden biten mantarlar gibi bir anda ortalığı sardılar? Böylece Rusya ve Sovyetler Birliği kalıntısı yeni devletlerde en vahşi, en acımasız kapitalizm doğmuş oldu. Sıradan vatandaş bu şartlarda, kuşku ve yolunu şaşırmışlık içerisinde, tümüyle güvensiz bir ortamda var olmaya çalıştı. Eski kurumların çöküşü üzerine art arda gelen ekonomik ve toplumsal darbelerin acısını yaşadı." (s.262). Kapitalistler, Rusya'nın içine düştüğü bu hali fırsat bilerek, var güçleriyle üzerine çullandılar. Sovyetler Birliği'nin enkazını paylaşma yarışına giriştiler. O günlerde Rusya'nın hali gerçekten içler acısıydı. Her şeyi pazara çıkarılmıştı. Deyim yerindeyse kapitalistlere Rusya'da gün doğmuştu. Julie A. Nelson da, "Hayatımızdaki Ekonomi" adlı kitabında Ziegler'in görüşlerini şöyle teyit etmektedir: "Belki de yakın tarihimizdeki en çarpıcı konu komünizmin yıkımından sonra Rusya'da yaşananlardır. Birçok iktisatçı, devlet kontrolünün 'yükümlülükleri' Rus toplumunun üzerinden kalktığında serbest pazarların canlanmasını bekledi. Kapitalizmin 'doğal güçleri' ve 'ekonomik yasaları' zincirlerden kurtulunca neredeyse otomatik olarak, ilk olarak Adam Smith'in tanımını yaptığı ana sistemi doğuracağını düşündüler. Bunun yerine, beklediğimiz gibi, kargaşa, bozulma, sahtekârlık, cinayet ve organize pazardan çok organize suçla ortak noktası bulunan bir ekonomi gelişti" (s.32-33). Kısacası Rusya, uzun yıllardır dünyada uygulanan sosyalist ve kapitalist ekonomi modellerini deneyerek müşahhas bir örnek oluşturmuştur. Ekonomi kelimesinin önüne sosyalist ve kapitalist kelimelerinin konulması, bu modellerin bilimsel olmadığını, ideolojilerden oluştuğunu göstermektedir. Ama ne yazık ki, her iki ekonomi modeli de, bilim diye ekonomi fakültelerinde okutulmaktadır. Ekonomi alanında şöyle bir gelenek vardır. Yeni olan ekonomik görüşler, hemen kabul edilmez, şüphe ve tereddütle karşılanır. İnsanlar yeni görüşleri uygulamaktan korkarlar. Birisi cesaret gösterip uygular ve olumlu sonuç alırsa, başkaları da onu takip eder. O bakımdan yeni ekonomik görüşleri uygulamak ve örnek olmak çok önemlidir. Bu konuda da Rusya, yine müşahhas örnek olmuş bir ülkedir. Şöyle ki, Rusya, Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'Milli Ekonomi Modeli'ni ilk olarak uygulamış, olumlu sonuçlar elde etmiş ve tüm dünyayı şaşırtmıştır. Tersinden söylersek Rusya, hem sosyalist, hem de kapitalist ekonomi modellerini yıkmış, Milli Ekonomi Modeli'nin doğruluğunu ispatlamış bir ülkedir. Bazılarına göre kapitalizmin yıkılışı, dünyada komünizmin yıkılışından daha büyük etki yapacaktır. Bunu da Rusya 'Milli Ekonomi Modeli' ile sessizce gerçekleştirmiştir. Sessizce diyoruz, fakat bu devrimin sesi, bir zaman sonra çok gür bir şekilde çıkacak ve herkes bunu duyacak, görecek ve yaşayacaktır. Gönül isterdi ki, Rusya'dan önce 'Milli Ekonomi Modeli'ni Türkiye uygulasın ve örnek olma şerefini kazansın. Maalesef böyle olmadı. Türkiye'yi idare edenler, bu tarihi fırsatı kaçırdılar. "Zararın neresinden dönülürse kârdır" anlayışıyla hareket edip, geç de olsa dönmelerini temenni ediyoruz.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018