Şerefsiz, alçak ‘biji Apo’

60 bin kişinin katili ve PKK terör örgütünün elebaşı olan şahıs için böyle bir başlık attım diye herhalde hakkımda soruşturma açılmaz.

Aziz Türk milleti!

Türkiye son 23 yılda nereden nereye savruldu ve olmaz denilen ne varsa hepsinin olduğu bir noktaya nasıl ve ne ara gelmiştir, lütfen anlayan varsa beri gelsin.

Ekonomide yaşanan savrulma ve dibe vurmaları, hiç dile getirmeye bile gerek yok.

O kadar yorulduk ki, bütün bu olan biten yanlışlıkları dile getirmekten; sanki ülkede hükümet yok, ordu yok!

Bir tek biz mi görüyor, hissediyor ve yaşıyoruz olan biten facia ötesi durumları?

Bu ülkenin ana muhalefeti nerede diye sorsam, "Görmüyor musun her gün bir il ve ilçede meydanlarda" diye yanıt gelecektir.

Ben deniz 34 yıllık bir gazetecilik birikimi ile olayları analiz ediyorum. Şunun bunun talimatı veya belli bir tarafın sesi ve hassasiyeti ile yazmıyorum. Olay neyse ve neyi çıplak gözle görüyorsam onu aktarıyorum.

Türkiye'de çok ciddi bir ana muhalefet sorunu var.

Bugün Türkiye'de iktidar değil, sadece hükümet var.

İktidar olmak başka bir şey! İktidar aynı zamanda, muktedir olandır.

Bugün canlı gözlerle izlediğimiz Türkiye manzarasına baktığımızda, her yönü ve anlamıyla savrulmakta olan ve tamamen yönünü kaybetmiş bir Ankara siyaseti görüntüsü söz konusudur.

Bununla neyi kastettiğimin de artık bir anlamı kalmadı.

Zira hiçbir uyarının zerre miktarı bir etkisi ve de taraftarı olmuyor. Çünkü siyasetin savrulmasıyla milletin savrulması da eş zamanlı oluyor.

Üzülerek ve ürkerek belirtmeliyim ki, tarihte bu tip savrulmaların yaşandığı nice devlet ve milletler, yer ile yeksan olmuştur. Onların bir kısmının şanslı olduğu taraf şuydu; yıkılırlar ama yine kendi iç dinamikleriyle ayağa dikilirlerdi.

Şimdi Türkiye manzarasına baktığımızda durum hiç de böyle gözükmemektedir.

Şu sebeple ki, Türkiye'nin en zayıf anında üzerine çullanacak devletlerin varlığı ve niyetleri bellidir ve işin ilginç tarafı, biz de bunu bildiğimiz halde onlarla stratejik dostluklarımızı derinleştirerek devam ettiriyoruz.

Yani anlayacağınız, Stockholm sendromu yaşıyoruz!

Şimdi tekrar başlığa dönelim.

Geçtiğimiz hafta Atatürk'ün kurduğu TBMM çatısı altında grup toplantısını yapan DEM, Türk milletinin sabrını ve sınırlarını bir kere daha test etmiştir.

Parti adına konuşan şahsın, Güneydoğu bölgemizden "Kürdistan" diye bahsetmesi ve salonda bulunanların, "Biji Apo" sloganları atmasının dayanılacak ve bir saniye bile tahammül edilecek tarafı yoktur.

Cumhuriyet tarihimizde bu bir ilktir!

Bu durum siyaseten çökertildiğimiz ve bağımsızlığımızın tümüyle el değiştirdiği anlamını taşımaktadır.

Anında DEM'e kapatma davası açılmalıydı. İlgili şahısların tamamı tutuklanmalı ve en ağır cezaya çarptırılmalıydı.

Hayırdır beyler!

Esir kampından kurtulmuş esirler gibi, neyin narası ve nutkunu atmaktasınız?

Kim demiş bu ülkede "Kürt sorunu" var diye?

Bre gafiller!

Bre hainler!

Şayet bu ülkede böyle bir sorun olsaydı, eşsiz önderimiz yüce Atatürk'ün kurduğu TBMM'de bu zırvalıklara tevessül edebilir miydiniz?

Sizin Kürt diye bir derdiniz varsa Allah da benim belamı versin!

Sizin tek bir derdiniz var. O da, İsrail'in tamamlamak üzere olduğu 'BOP'un gönüllü askeri olmak veya bu projeye bedava ajanlık yapmak! Sizin hiçbiriniz Kürt değilsiniz.

Apo dediğiniz ve tasması ABD'nin elinde olan aşağılık terör örgütü elebaşı Öcalan Kürt mü?

PKK terör örgütü içerisinde yer aldığı halde ele geçirilen çok sayıda sünnetsiz itlerin neresi Kürt?

İsrail neden PYD-YPG gibi terör örgütlerini destekliyor.

Siz bunlara da Kürt diyorsunuz. Siz bu aziz Türk milletini gerçekten de ahmak ve zavallı mı zannediyorsunuz? Ne dersek yapmak zorundalar mı diye düşünüyorsunuz? Tutturmuşsunuz bir "Kürt meselesi" gidiyorsunuz.

740'lardan önce tarihin herhangi bir yerinde Kürt ifadesine rast gelinmiş midir?

Kürt diye bir millet veya onların kurduğu bir devlet var mıdır?

Nerede senin kendine has dilin ve alfaben?

Kullandığın lehçe, Türkçenin bir koludur. Kullandığın yazı ve alfabe, Türk alfabesidir.

Kürt ifadesinin ilk nereden ve hangi yanlış söylencelerin sonucu ortaya çıktığını çok defa yazdık. Böyle bir halk veya millet tarih sahnesinde hiç olmamıştır.

"Atalarımız Med'lerdir" diyorlar ama heyhat… Med'lerin Türk kökenli olduklarını bütün araştırmalarımla hem ben, hem de diğer gerçek tarihçiler ortaya koymuştur.

Aklınızı başınıza almayacağınız ve yaptığımız tüm ikaz ve uyarılara aldırış etmediğiniz çok açık seçik görülmektedir.

Zannediyorsunuz ki, bu iktidar çeşitli saiklerle ABD'nin cenderesinde olduğu için ses çıkaramaz ve biz de bunu fırsat bilerek süratle özerkliğe gider ve daha sonra da federasyona yelken açarız.

Söyleyin bakalım delikanlı gibi, bu ülkenin kurucusu ve kurucu değerleri ile sizin ne alıp veremediğiniz var?

Anayasa 66 çok açık değil mi?

Neyini beğenmiyorsunuz?

Bakın bugün kapatılmanıza sebep olacak çıkışı yaptığınız TBMM'de Atatürk 1922 yılında nasıl bir konuşma yapmıştı:

"Hep birlikte bakışlarımızı, vicdanımızın merkezi olan millete dikelim. Orada erdemin, vefa ve içten bağlılığın, yenileme arzusunun, egemenlik aşkının ve geleceğin sönmeyen ateşi yanmaktadır. Bu kutsal ateş, kendi içindeki bilgisizlik ve karanlığı yakacak ve bağımsızlığımızın önüne dikilecek olan bütün engelleri yıkacaktır. Efendiler, millet önünde, onun hak ettiği bağımsızlığın önünde, onun layık olduğu gelişme ve yenileme arzusu önünde, her kuvvet ancak milletin irade ve amaçlarına uymak şartıyla yaşayabilir. Milletin irade ve amaçlarına uymayanların talihi hüsrandır, çökmedir."

Ulu önderimiz burada bir milletten ve onun birliğinden, kardeşliğinden ve de huzur ve refahından bahsetmiyor mu?

"Türkiye Cumhuriyetini kuranlara Türk milleti denir" sözü hangi insanı rahatsız edebilir?

Tek bir zümreyi rahatsız eder.

VATAN HAİNLERİNİ.

Cumhuriyeti koruma ve kollama görevi kimdeyse vazifesini doğru yapsın!

Ne mutlu "Türküm" diyene.