Seçimlerden nasıl bir sonuç çıkarsa çıksın, iktidara kim gelirse gelsin, ekonomi politikalarının baştan sona değişmesi gerekmektedir. Çünkü uygulanan ekonomi politikalarının sürdürülebilirliği bulunmamaktadır. Bu politikaları uygulayan ülkelerin hepsi duvara toslamış ve iflâs etmiştir. En tipik örnek Yunanistan'dır.Sözünü ettiğimiz ekonomi politikaları, üretmeden borçlanarak tüketmeye, böylece büyümeye dayanmaktadır ki, bu hormonlu bir büyümedir. Gerçek büyüme, üretimle sağlanandır. Bunun için de yeni bir sanayi hamlesi mutlaka hayata geçirilmelidir.Seçimden sonra kurulacak hükümetin ekonomi alanında atacağı ilk adım, işte budur. Sanayi hamlesinin dış borçla başlatılması da doğru bir politika olamaz. Gerçi böyle bir politika, borçlanarak tüketmekten daha faydalıdır, ama tercih edilen bir politika değildir. Asıl olan sanayi hamlesini yurtiçi tasarruflarla gerçekleştirmektir. İyi de, söz konusu sanayi hamlesi liberal politikalarla olur mu? Elbette olmaz. Bunun için ekonomide yeni bir anlayış, daha doğrusu yeni bir model şarttır. O model de Milli Ekonomi Modeli'nden başkası olamaz.Milli Ekonomi Modeli'nin dışındaki modeller, ekonomistlerin 'Ponzi Oyunu' dedikleri dalavereyi esas alan modellerdir. Büyük bir dolandırıcı olan Charles Ponzi'nin, finans sektöründe oynadığı oyun çok büyük ve ilginç olduğu için finans sektöründeki soygun, vurgun ve aldatmalara, bu isim verilmektedir.Charles Ponzi, İtalya'da doğmuş, 20 yaşlarında ABD'ye göçmüş bir kişidir. ABD'de bir finans şirketi kuran Ponzi, kısa zamanda zengin olmuş ve sefahat hayatı yaşamaya başlamıştır. Ponzi, 90 günlük mevduata yüzde yüz faiz vaat ederek büyük miktarda para topladı. Öyle ki, günde topladığı para miktarı 250 bin dolar civarındaydı. Ponzi, önceki yatırımcıların faizlerini yeni topladığı paralarla ödüyor, kalan paralarla har vurup harman savuruyordu. Sözün özü, Ponzi, tam bir saadet zinciri oluşturmuştu.Bir gazete yaptığı araştırmada Ponzi'nin yatırımcılarını dolandırdığını ortaya koydu. Bunun üzerine Ponzi'nin şirketine el konuldu, şirket hesabında bulunan paralar yatırımcılara dağıtıldı. Dağıtıldı ama para yetmedi. Geride 7 milyon dolar daha alacaklı kaldı. Hâsılı Ponzi, dolandırıcılıktan mahkûm oldu. Hapse götürülürken, bir gazeteci Ponzi'ye ne düşündüğünü sordu. Ponzi, şu ibretlik cevabı verdi: "Halk, ne hak ediyorsa, onu alır, ne fazla, ne eksik."Ponzi'nin bu cevabını, seçim sonuçlarına da uyarlayabiliriz. Seçim sonuçları, halkın hak ettiğinden başkası olmayacaktır. Göreceğiz halk, herkese hakkını veren ekonomi modelini mi, yani Milli Ekonomi Modeli'ni mi, yoksa Ponzi oyununu mu seçecektir. Halk, neyi seçerse, onun karşılığını kesinkes bulacaktır. Bugüne kadar bulduğu gibi?
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018