DP Genel Başkan Yardımcısı Agah Oktay Güner, Türkiye'de ekonominin tablosunun yürekler acısı olduğunu dile getirerek, "Hükümet ilan ediyor: Biz yüzde 8 kalkınma sağladık. 2 gün sonra yüzde 9 oluyor! Ekonomi bu kadar büyüyor da bu ülkenin hali ne böyle?" diye sordu
YENİ MESAJ - İSTANBUL
Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı Agah Oktay Güner, Allah'ın izni ve aziz yurttaşlarımızın teveccühü ile Meclis'e girecek milletvekillerimizin Türkiye'ye yepyeni bir ses getireceğini söyledi. Önceki akşam Kanal 99'da Gülgün Feyman ile Ana Haber Bülteni'ne konuk olan Güner, 12 Haziran'da yapılacak seçimin önemine ve anlamına ilişkin değerlendirme ve tespitlerde bulundu. "Bizim sesimizin üstünde ne Rusya'nın, ne de ABD'nin kontrolü hiç olmadı" giyen DP Genel Başkan Yardımcısı Güner, "Anadolu yaylasının gür rüzgarları gibi hep kendi coğrafyamızdan ve kendi gerçeklerimiz beslendik" ifadesini kullandı. Agah Oktay Güner, şunları söyledi: "Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu şartlarda bizi bekleyen 3 büyük tehlike var. Bu tehlikeler bütün yurttaşlarımızı bekliyor. Bu ülkede güven duygusu kalmamıştır. Demokrasi güven duygusuyla gelişir. Demokrasi ile yönetilen bir ülkede kapınız çalındığında ya postacı gelmiştir, ya da bakkalın çırağı ekmek ve süt getirmiştir. Türkiye'de ise yurttaşlar adeta rüyalarından yargılanıyor. Bugün Türkiye'de hiç kimse gecenin bir saatinde evinin ve işyerinin aranmayacağından emin değildir. Böyle bir ülkede ne birikim, ne de yeni bir yatırım olur, ne de sağlıklı düşünme mümkün olabilir."
Bölünme riski artıyorTürkiye'nin karşı karşıya bulunduğu ikinci büyük tehlikenin vatanın bölünmesi endişesi olduğunu vurgulayan Agah Oktay Güner, Başbakanın Strasbourg'daki konuşmasını dikkatle dinlediğini, Türk vatandaşı ve Türk insanı demekten dikkatle uzak durarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşı dediğini hatırlatarak, şöyle konuştu: "Bu topraklarda yaşayan hiç kimse etnik kökeni sebebiyle bir ayrımcılığa tabi olmaz. Saygı görürler. Ermeniler, Bizans zulmü karşısında dağların altına şehirler yaptılar. Türkler geldikten sonra din ve ekonomik hürriyetlerine kavuştular. Musevi düşmanlığının olmadığı ülke Türkiye'dir. Kürt kardeşlerimiz vatan coğrafyasında bin yıldır beraber yaşadığımız, bazı araştırmalara göre Orta Asya coğrafyasından birlikte geldiğimiz kardeşlerimizdir. Musikimiz, edebiyatımız, mutfağımız et ve tırnak gibidir. Bu ülkede yabancı merkezlerin 17. asırdan beri devam ettirdiği, 18. asırda hız kazandırdığı, 'böl, parçala, yut' politikası bir Kürt ayrımcılığı getirmiştir. Kendimi ne kadar tanıyorsam, aziz Kürt kardeşlerimi de o kadar tanıyorum. Bunların çok büyük bir bölümü bu bölücü gayretlere karşıdır. Hükümet açılım politikalarıyla bu meselerin altındaki ateşi söndüreceğine, ateşin üstüne benzin dökmüştür. Terörle mücadele eden kurumların elini kolunu sırf AB istiyor diye hukuki düzenlemelerle bağlamak yanlıştır. Milli kahraman karşılar gibi, teröristleri karşılaması çok hatalı olmuştur. Türkiye'de politika yapanlar bir tek şeyi düşünmelidir: Vatanın bütünlüğü ve devletin devamlılığı."Üçüncü olarak Türkiye'de ekonominin tablosunun yürekler acısı olduğunu dile getiren Güner, şunları söyledi: "Hükümet ilan ediyor: Biz yüzde 8 kalkınma sağladık. 2 gün sonra yüzde 9 oluyor! Ekonomi bu kadar büyüyor da bu ülkenin hali ne? Bu hükümet döneminde tarım kesimi, günübirlik değişen kararlar ve hatalı politikalarla perişan edilmiştir. Dünyanın en büyük hayvan sürülerine sahip olan Türkiye, kurban bayramında yad ellerden kurban ithal eden bir ülke olmuştur. Bugün Avrupa Birliği'nde 20 milyon çiftçi vardır ve bunlar 50 milyar Euro destek alıyor. Türkiye'de de 20 milyon çiftçi var ve bunlar da 5 milyar TL destek alabiliyor. Biz burada besicilik yaparak Avrupa'yı bile besleyebiliriz."
YENİ MESAJ - İSTANBUL
Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı Agah Oktay Güner, Allah'ın izni ve aziz yurttaşlarımızın teveccühü ile Meclis'e girecek milletvekillerimizin Türkiye'ye yepyeni bir ses getireceğini söyledi. Önceki akşam Kanal 99'da Gülgün Feyman ile Ana Haber Bülteni'ne konuk olan Güner, 12 Haziran'da yapılacak seçimin önemine ve anlamına ilişkin değerlendirme ve tespitlerde bulundu. "Bizim sesimizin üstünde ne Rusya'nın, ne de ABD'nin kontrolü hiç olmadı" giyen DP Genel Başkan Yardımcısı Güner, "Anadolu yaylasının gür rüzgarları gibi hep kendi coğrafyamızdan ve kendi gerçeklerimiz beslendik" ifadesini kullandı. Agah Oktay Güner, şunları söyledi: "Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu şartlarda bizi bekleyen 3 büyük tehlike var. Bu tehlikeler bütün yurttaşlarımızı bekliyor. Bu ülkede güven duygusu kalmamıştır. Demokrasi güven duygusuyla gelişir. Demokrasi ile yönetilen bir ülkede kapınız çalındığında ya postacı gelmiştir, ya da bakkalın çırağı ekmek ve süt getirmiştir. Türkiye'de ise yurttaşlar adeta rüyalarından yargılanıyor. Bugün Türkiye'de hiç kimse gecenin bir saatinde evinin ve işyerinin aranmayacağından emin değildir. Böyle bir ülkede ne birikim, ne de yeni bir yatırım olur, ne de sağlıklı düşünme mümkün olabilir."
Bölünme riski artıyorTürkiye'nin karşı karşıya bulunduğu ikinci büyük tehlikenin vatanın bölünmesi endişesi olduğunu vurgulayan Agah Oktay Güner, Başbakanın Strasbourg'daki konuşmasını dikkatle dinlediğini, Türk vatandaşı ve Türk insanı demekten dikkatle uzak durarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşı dediğini hatırlatarak, şöyle konuştu: "Bu topraklarda yaşayan hiç kimse etnik kökeni sebebiyle bir ayrımcılığa tabi olmaz. Saygı görürler. Ermeniler, Bizans zulmü karşısında dağların altına şehirler yaptılar. Türkler geldikten sonra din ve ekonomik hürriyetlerine kavuştular. Musevi düşmanlığının olmadığı ülke Türkiye'dir. Kürt kardeşlerimiz vatan coğrafyasında bin yıldır beraber yaşadığımız, bazı araştırmalara göre Orta Asya coğrafyasından birlikte geldiğimiz kardeşlerimizdir. Musikimiz, edebiyatımız, mutfağımız et ve tırnak gibidir. Bu ülkede yabancı merkezlerin 17. asırdan beri devam ettirdiği, 18. asırda hız kazandırdığı, 'böl, parçala, yut' politikası bir Kürt ayrımcılığı getirmiştir. Kendimi ne kadar tanıyorsam, aziz Kürt kardeşlerimi de o kadar tanıyorum. Bunların çok büyük bir bölümü bu bölücü gayretlere karşıdır. Hükümet açılım politikalarıyla bu meselerin altındaki ateşi söndüreceğine, ateşin üstüne benzin dökmüştür. Terörle mücadele eden kurumların elini kolunu sırf AB istiyor diye hukuki düzenlemelerle bağlamak yanlıştır. Milli kahraman karşılar gibi, teröristleri karşılaması çok hatalı olmuştur. Türkiye'de politika yapanlar bir tek şeyi düşünmelidir: Vatanın bütünlüğü ve devletin devamlılığı."Üçüncü olarak Türkiye'de ekonominin tablosunun yürekler acısı olduğunu dile getiren Güner, şunları söyledi: "Hükümet ilan ediyor: Biz yüzde 8 kalkınma sağladık. 2 gün sonra yüzde 9 oluyor! Ekonomi bu kadar büyüyor da bu ülkenin hali ne? Bu hükümet döneminde tarım kesimi, günübirlik değişen kararlar ve hatalı politikalarla perişan edilmiştir. Dünyanın en büyük hayvan sürülerine sahip olan Türkiye, kurban bayramında yad ellerden kurban ithal eden bir ülke olmuştur. Bugün Avrupa Birliği'nde 20 milyon çiftçi vardır ve bunlar 50 milyar Euro destek alıyor. Türkiye'de de 20 milyon çiftçi var ve bunlar da 5 milyar TL destek alabiliyor. Biz burada besicilik yaparak Avrupa'yı bile besleyebiliriz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.