Mesleğim gereği, gençlikle iç içe çalıştım. Onları tanıma olanağı buldum. Ortak endişelerine tanık oldum. Gördüm ki gençlik Atatürk'ü yeterince tanımıyor. Atatürkçülüğün ne olduğunu yeterince bilmiyor. Peki, suçlu gençlik mi? Buna evet, diyemeyiz böyle yaklaşım, gençlere haksızlık olur.
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımızı eskiden olduğu gibi yine coşkuyla kutlamak hepimizin en büyük beklentisidir. Yaşımız ilerlemesine karşın bizler, o geçmiş bayramları özlüyoruz.
Ortaokul, lise öğrencilerimizin beden eğitimi öğretmenlerinin eşliğinde gururla, sevinçle yaptıkları gösteriler, hepimiz için bir anı olarak kaldı.
Ne acı ki, Cumhuriyet Bayramımız, 23 Nisan Ulusal Egemenlim ve Çocuk Bayramımızı, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımızı ve 30 Ağustos Zafer Bayramımızı unutturmak veya amacından uzaklaştırmak için çaba gösteren vatan hainleri ülkemizde kol geziyor ve yönetim de bunlara seyirci kalıyor.
Atatürk, yaşamı boyunca kendini insanüstü bir varlık olarak görmemiştir. Cumhuriyetimizin onuncu yılında birtakım afişler değişik adlarla hazırlanmıştı. "Dünya lideri, Yüce insan, Büyük Kurtarıcı... gibi unvanlar vererek hem onu toplumda yüceltmek hem de onu topluma tanıtmaktı. Bu tür sloganlar, Atatürk'ün beğenisine sunulmuştu. Atatürk, bu abartılı sloganların tümünün üstünü çizmiş ve kendisi bir slogan yazmış. "Atatürk de bizden biridir." Öyle ya o, ne gökten indi ne yerden çıktı. Her insan gibi bir anne- babanın çocuğu olarak dünyaya geldi.
1921 Anayasası'nda ilk kez "Halk Hükümeti" ilkesini koydurmuştu. Anayasa'nın 3. maddesinde, "Türkiye Halk Hükümeti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur." yazılıydı ki Anayasanın bu maddesini bizzat Mustafa Kemal kaleme almıştı.
Atatürk'ün Kurtuluş Savaşının köklerinden doğan "Devrimcilik ve Halkçılık" fikri, üzülerek belirtmeliyim ki Türk gençliğine dün de bugün de yeteri kadar öğretilmedi. Marksizm, Faşizm, Teokratik oluşumları, gençliğe öğretilirken Atatürkçülüğe yeteri kadar zaman ayrılmadı.
Acı gerçek şudur ki, Atatürk'ten sonraki dönemin bilim, sanat, düşünce ve politika adamları onun yalnız "söylev" yönü ile ilgilendi, herkes bu işin, ticaretini ve politikasını yaptı. Dünyada hiçbir ülkenin kahramanı, Atatürk kadar, ülkesinin insanlarınca sömürülmemiştir ve yıpratılmamıştır. Hepimiz biliriz ki 1980 Darbesi ile başlayan göstermelik Atatürkçülük, olur olmaz yerlere onun büstlerini dikmekle gerçekleşeceğini sanmışlardır.
Gençliğe, Atatürk kimliğini tanıtmakta da geç kalındı. Atatürk ilkelerine bağlı inançlı kadroları oluşturamadık.
Türkiye halklarının birlik beraberliği için Atatürk'ün görüşünü öğretmek, benimsetmek ve sevdirmek başlıca görev olmalıydı; ama başaramadık. Çünkü ulusal birliğin ve toplumsal güvencenin buna gereksinimi vardır.
Ülkemizde, düşün, bilim, sanat adamlarına düşen temel görev; gençliği ulussever, demokrat, geleneklerinize bağlı, Atatürk ilkelerini benimsemiş nesil yetiştirmek olmalıydı ama başaramadık.
Gençliğimize sahip çıkmak, dünya ulusları ile her alanda yarışacak düzeyde eğitmek temel hedefimiz olmalıdır.
Sevgili gençler, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun.
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023