Elde fener toslayarak gider…

"Şehr-u Ramazan… Ünzile fih'il Kur'an…"
Öyle bir ay ki Ramazan.
İndirilmiştir onda Kur'an.
Her şey onda belli beyan.
Açıklanmıştır ilahi ferman.
Elinde fener, zifiri karanlık bir gecede yol alıyorsun, düğmeye basmayı akıl edemiyorsun ve önüne gelen taşa, duvara toslayarak ilerlemeye çalışıyorsun.
Dünyamızı aydınlatan güneşten daha etkili ışık kaynağı olan Kur'an elinde ve bir kez daha o ışık kaynağının kendisinde indirildiği Ramazan ayına erişmişsin…
Bundan sonra, "o sokak mıydı, bu cadde miydi, dost o muydu, bu muydu?" türünden sorular, tereddütler, ikilemler ayıp oluyor.
Zihnindeki, gönlündeki karışıklığı düzeltecek, bulanıklığı berraklığa tebdil edecek, şüpheleri kesin bilgiye dönüştürecek mesajlara kulak ver.
Sahurdan sonraki seher vakitlerini buna ayır.
İftarın hemen öncesindeki o övülen vakitleri bu işe ayır.
Okuyup geçme, tane tane, ayet ayet oku ve her birinin mesajını anlamaya çalış.
Kavramaya çalıştığın mesajlar toplamından elde edeceğin aynayı hayata tut, yöneticilere tut, dışarıya tut ve içeriye tut, o zaman göreceksin kimlerin yanlış yaptığını ve kimlerin dosdoğru gittiğini.
Bayrama kadar şu ayetleri ezberleyebilirsin:
"Mü'minler, mü'minleri bırakıb da kâfirleri dost edinmesin, ve onu her kim yaparsa Allah'tan ilişiği kesilmiş olur ancak onlardan bir korunma yapmanız başka, maamafih Allah sizi kendisinden tahzir buyurur, nihayet de gidiş Allah'adır." (Ali İmran, 28)
"Ey o bütün iman edenler! Eğer o kitap verilenlerden her hangi bir fırkaya uyarsanız sizi imanınızdan sonra çevirirler kâfir ederler." (Ali İmran, 100)
"Ey müminler, kendinizden başkasını sırdaş ve dost edinmeyiniz. Olanca güçleri ile size zarar dokundurmaya, dirliğinizi bozmaya çalışırlar, karşılaştığınız her sıkıntı onları sevindirir. Gerçi kinleri ağızlarından taşmıştır ama kalplerinde saklı tuttukları kin daha büyüktür. Eğer düşünecek olursanız size ayetlerimizi açık açık anlattık." (Ali İmran, 118)
"İşte siz öyle iyi insanlarsınız ki, onlar sizi sevmezken siz onları seversiniz. Onlar sizin kitabınızı inkâr ederken siz kitapların hepsine iman edersiniz. Onlar sizinle karşılaştıkları zaman, sözde:
'İman ettik' derler. Kendi takımlarıyla baş başa kaldıkları zaman size olan kinlerinden dolayı parmak uçlarını ısırırlar. Sen, 'Kininizle geberin. Allah kalplerinizdeki kinlerinizi biliyor' de." (Ali İmran, 119)
"Size bir iyilik dokununca tasalanırlar, size bir kötülük isabet ettiğindeyse buna sevinirler. Eğer siz sabreder ve sakınırsanız, onların hileli düzenleri size hiçbir zarar veremez. Şüphesiz, Allah, yapmakta olduklarını kuşatandır." (Ali İmran, 120).