Ünlü halk ozanlarımızdan Mevlüt İhsani'nin gayet veciz bir şekilde ifade ve işaret ettiği gibi; duymasını, dinlemesini bilenler, Anadolu coğrafyasının bağrında sakladığı sırlara biraz vakıf olanlar, tırmandıkları her dağdan, aştıkları her tepeden, gölgesine sığındıkları her ağaçtan, soğuk suyundan içmek için başına oturdukları her gözeden "vatan vatan" seslerini duymakta zorlanmazlar.Anadolu'nun dört bir yanında dağların başında, dağların eteklerinde şehitlikler vardır, o civardaki köylülerin kendi imkanları ile kara taşlarla çevirdikleri ve gelip geçtikçe durup Fatiha okudukları yatırlar vardır ve o mekanlar o yöre halkının nesilden nesile aktardığı terbiyeye, idrak ve anlayışa göre saygın mekanlardır. Geceler olabildiğince karanlık da olsa o şehit mezarlarını etrafı tabii kandillerle hep aydınlanır ve görmesini bilen köylüler uzaklardan o kandilleri seyrederler.Tarlasını kara sabanla sürerken, silahı elinde, kasaturası belinde ve elbiseleri dahi çürümemiş şehitlere rastlayan ve derhal üstünü kapatıp etrafını taşlarla çeviren büyüklerimizden dinlediklerimiz bir hayli fazladır. Onun için, İstiklal Marşımızda yer alan; "Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda" mısraı öylesine kafiyeyi tamamlamak için söylenmiş bir mısra değildir.İşte, bizler vatan derken, vatan toprağı derken böyle bir topraktan bahsediyoruz. Ve siz, ey vatan topraklarını satanlar! Toprağı satarken işte böyle bir vatan toprağını, yani toprakla birlikte bağrındaki şehitleri de satmış oluyorsunuz.Bazen bir köylünün kara sabanına takılarak bazen de sel sularının toprağı sürüklemesi ile açığa çıkan ama elindeki silahı asla kimselere vermeyen şehitlerin gazabından korkun ve altında şehitler yatan toprağı ecnebilere satmayın diyoruz.Anadolu coğrafyasında yaşayan insanlara saygınız yok, bu toprakların altında yatan şehitlere saygınız yok, sizler kimsiniz, necisiniz Allah aşkına?..Peki şiirden anlar mısınız, buyurun: Şehit mezarından geçtiğim yerdeGelen bir inilti tan tan diyorduTarihe gömülmüş hangi seferde?Vatan için kurban kurban diyordu.
Sürmüş düşmanları yurdundan atmışKanını yoğurmuş, toprağa katmışKahraman ölür mü, uykuya yatmışVar mı evladıma çatan diyordu.
Kan ile dolmuştu karlı çizmesiÖnünde bir yığın düşman kellesiEli yarasında, kısıkça sesiKulak verdim, vatan vatan diyordu. Bir arslan heybeti mezar taşındaSilahı, çantası yanıbaşındaKahraman Türklerin her savaşındaŞehit abidesi yatan diyordu.
Mevlüt der Türk genci emanetin alŞerefli al bayrak, ak yüzlü hilalAziz cumhuriyet, şanlı istiklalEmanet bıraktı Ata'n diyordu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025