Hayatını kaybeden ikinci diyaliz hastası da toprağa verildi
Burdur'da 25 Mayıs günü diyaliz tedavisinin ardından fenalaşınca hastaneye dönen, sonrasında Antalya Şehir Hastanesi'ne sevk edilen ve burada hayatını kaybeden hastalardan Saniye Aksöz (87) memleketi Burdur'un Kozluca köyünde toprağa verildi.
29.05.2024 18:47:00
İhlas Haber Ajansı
Burdur Devlet Hastanesi'nde 25 Mayıs Cumartesi günü 08.00-12.00 ile 12.00-16.00 seansında diyalize giren hastalardan bazıları baş dönmesi, mide bulantısı, şuur bulanıklığı ve nakil aracından inememe tarzı şikayetlerle hastaneye geri dönmüştü.
Bunun üzerine hastane yönetimi gün içinde diyalize giren tüm hastaları hastaneye çağırıp yapılan tetkiklerin ardından, gün içinde diyaliz merkezinde tedavi olan 33 hastayı Afyonkarahisar, Isparta, Antalya, Bucak'ta bulunan devlet hastaneleri ve özel diyaliz merkezlerine sevk etti. Sevk edilen 33 hastanın 14'ü ise entübe edilmişti.
Olay sonrası entübe edilerek ambulans ile Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edilerek burada tedavi altına alınan ve entübe halde tedavisi devam eden 4 hastadan biri olan 87 yaşındaki Saniye Aksöz, olaydan 4 gün sonra hayatını kaybetti.
Antalya'da Şehir Hastanesi'ndeki müdahaleye rağmen kurtarılamayan Aksöz'ün cenazesi otopsi işleminin ardından ailesine teslim edildi. Memleketi Burdur'un merkeze bağlı Kozluca evinin önüne getirilen Saniye Aksöz'ün cenazesi burada helallik alınmasının ardından köy meydanında İl Müftüsü Ali Hayri Çelik tarafından kılınan cenaze namazının ardından Kozluca köyü mezarlığında toprağa verildi.
Kozluca köyündeki cenaze törenine; Burdur Valisi Türker Öksüz, Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Cumhuriyet Başsavcısı Osman Kara, Baro Başkanı Ramazan Gedik, İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Güder, İl Emniyet Müdürü Ümit Bitirik, protokol üyeleri ve yakınları katıldı.
Öte yandan, vefat eden Saniye Aksöz'ün Kozluca eski belediye başkanı Şevket Aksöz, Burdur Güçbirliği sahibi Hasan Hüseyin Aksöz ve eski CHP İl Başkanı Kazım Aksöz'ün anneleri olduğu öğrenildi.
Basını, Basın İlan Kurumu ayakta tutuyor
Basın İlan Kurumu , 1961 yılından bu yana ülkemizin basın özgürlüğünün korunması ve yazılı basının sürdürülebilirliğinin sağlanmasında önemli bir rol oynamıştır. Basın İlan Kurumu'nun temel görevlerinin başında Türkiye'de yazılı basının gelişimine katkı sağlamak geliyor
29.05.2024 15:40:00
Mehmet Hakan Akkuş
Basın İlan Kurumu (BİK), kamu tüzel kişiliğini haiz bir idare. Resmi ilanların adil bir şekilde süreli yayınlara verilmesi ve gazetelerin yayın giderlerini karşılaması için 1961 yılında 195 sayılı Kanun ile kuruldu.
BİK, paydaşı olan Türk basın dünyasının yayımladığı resmi ilan ve reklamlar karşılığında içerik ve finansal bağımsızlığının en büyük destekçisi konumundadır. Basın İlan Kurumu'nun temel görevi, kamuya ait resmi ilan ve reklamların süreli yayınlarda ve internet haber sitelerinde yayımlatılmasına aracılık etmektir. BİK, bu görevini, ilan verenlerin ve süreli yayınların çıkarıcı menfaatlerini gözeterek yerine getirir.
BİK, 1961 yılından bu yana ülkemizdeki yazılı basının yayın giderlerinin karşılanması ve basın özgürlüğünün korunması amacıyla önemli hizmetler sundu. BİK'nin çalışmaları sayesinde bugün ülkemizdeki gazete ve dergiler, bağımsız yayıncılıklarını sürdürebilmektedirler.
BİK, bugüne kadar yaklaşık 150 milyar TL tutarında resmi ilan ve reklam dağıtımı gerçekleştirdi. BİK'in dağıttığı resmi ilan ve reklamlar, gazete ve dergilerin yayın giderlerinin önemli bir kısmını karşılıyor. Bu sayede, gazete ve dergiler, bağımsız yayıncılıklarını sürdürebilmekte.
BİK, resmi ilan ve reklam dağıtımının yanı sıra, basın tarihini belgeleyen bir arşiv oluşturmaktadır. BİK'in arşivi, Türk basın tarihinin en kapsamlı belge kaynağıdır.
Temel kuruluş amaçları arasında basını ve basın emekçilerini desteklemek olan BİK, basının desteklenmesine yönelik faaliyetleri kapsamında basın kuruluşları ile basın derneklerine ve basın sendikalarına 'kredi desteği' vermektedir. Ayrıca, 'basın mesleğinde fikren ve bedenen çalışanlara borç verme', yardıma muhtaç olanlarla hayatını kaybetmiş basın çalışanlarının ailelerine 'parasal destek' sunmaktadır. BİK, aynı zamanda azınlık statüsüne sahip Rum, Ermeni ve Yahudi cemaatlerine mensup vatandaşlarımız tarafından çıkarılan gazetelere de maddi destek verebilmektedir.
Genel Müdürlüğü İstanbul'da olan Basın İlan Kurumu, 81 ilde faaliyet gösteriyor. Resmi ilan ve reklamların daha büyük bir kitleye ulaşmasını sağlamak amacıyla "www.ilan.gov.tr" internet sitesi ve buna bağlı sosyal medya hesaplarını kamuoyuyla buluşturmuştur.
BİK, basının finansal bağımsızlığını destekleyerek, kamuya ait ilan ve reklamların yayımlanmasında önemli bir rol üstlenmektedir. Aynı zamanda, basın etiği ve ahlakına dair denetim mekanizmasıyla da basın kuruluşlarının sorumluluklarını yerine getirmesini sağlamaktadır. Bu sayede, bilgiye erişim ve şeffaflık prensiplerine katkıda bulunmaktadır.
Resmi ilan büyüklüğü ne kadar?
Genel Müdür Cavit Erkılınç, Basın İlan Kurumu'nun 32. Dönem 6. Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, internet haber sitelerine verilen resmi ilan yayımlama hakkının sektörde önemli bir gelir artışına yol açtığını belirtti. Mevzuatın gerektirdiği şartları taşıyan ve bu uygulamayı sürekli hale getiren internet haber siteleri, 1 Nisan 2023 tarihinden itibaren resmi ilan ve reklam yayımlamaya başlayarak önemli gelirler elde etti.
Bu süreçte internet haber siteleri, 1 milyar 130 milyon Türk Lirası tutarında resmi ilan ve reklam yayımladı. Genel Müdür Erkılınç, 2024 yılında bu desteği daha da artırarak sektörün dijital yayınlarına aktarmayı hedeflediklerini ifade etti. Gazete ve dergileri de içine kattığımızda, 2024 yılında 4 milyar Türk Lirası büyüklüğünde bir ilan ve reklam pastasına ulaşmayı beklediklerini belirtti.
BİK, internet haber sitelerinin trafiklerini ölçmek için geliştirdiği BİK Analitik yazılımı ile resmi ilan dağıtımını sağlamaktadır. Bu sayede nitelikli içeriklerle okunur ve görünür olan basını desteklemeyi amaçlamakta. BİK Analitik, uluslararası geçerliliği bulunan TS ISO/IEC 25051 Standardı Belgelendirmesiyle hizmet sunuyor.
Basın sektöründe ekonomik zorluklar
Günümüz Türkiye'sinde basın sektörü, tarihinin en zor ekonomik krizlerinden birini yaşamaktadır. Bu zorluklar, hem yerel gazeteleri hem de ulusal yayınları etkilemektedir.
Basılı yayınların maliyetlerini oluşturan faktörler (kâğıt, kalıp, mürekkep vb.) döviz cinsinden fiyatlarla artmıştır. Girdi maliyetleri, yüzde 100 ile yüzde 200 arasında değişmekte. Bu maliyet artışı, basın kuruluşlarının kar marjlarını sıkıştırmakta ve işletme sürdürülebilirliğini zora sokmakta.
Reklam gelirleri düşüşü
Ayrıca ekonomik kriz nedeniyle şirketlerin reklam bütçeleri kısıldı. Reklamverenler, daha az harcama yaparak maliyetleri düşürmeye çalışmakta. Bu durum, basın sektörünün reklam gelirlerini olumsuz etkiliyor.
Öte yandan yerel gazeteler, büyük yayın kuruluşlarına göre daha fazla zorlanıyor. Daha küçük okur kitlesi ve reklam gelirleri, yerel gazeteleri ayakta tutmak için yetersiz kalıyor. Bu zorlu dönemde basın sektörünün ayakta kalabilmesi için hem sektör paydaşlarının hem de hükümetin destekleri gerekiyor.Cadde ve sokaklardaki rögarlar tehlike oluşturuyor
Rögarlar, kanalizasyon ve yağmur suyu drenaj sistemlerine erişim sağlayan önemli altyapı unsurlarıdır. Ancak, cadde ve sokaklardaki rögarlar çeşitli sorunlara neden olabilir ve hem yayalar hem de araçlar için tehlike oluşturabilir
29.05.2024 14:20:00 / Güncelleme: 29.05.2024 14:22:39
Ahmet Haydar Tarhanlı
Artan nüfus sebebiyle şehir planlaması her geçen gün daha fazla önem kazanıyor. Özellikle cadde ve sokakların ortasına plansız ve rastgele bir şekilde yapılan rögarlar birçok soruna neden olmaktadır. Bu sorunları ve çözüm yollarını sizler için derledik.
Rögar kapakları genellikle kaldırımdan biraz yüksektedir ve bu da yayaların tökezlemesine ve düşmesine neden olabilir. Bu özellikle topuklu ayakkabı giyenler veya hareket kabiliyeti kısıtlı kişiler için tehlikelidir.
Çocuklar, rögar kapaklarının boyutları ve yükseklikleri nedeniyle daha büyük bir risk altındadır. Küçük çocuklar rögarlara düşebilir veya sıkışabilir ve ciddi yaralanmalara neden olabilir.
Araçların güvenliğini tehdit ediyor
Rögar kapakları düzgün bir şekilde kapatılmadığında veya hasar gördüğünde, araçların lastikleri bu kapakların üzerinden geçerken patlayabilir. Bu, özellikle yüksek hızlı araçlar için tehlikelidir.
Rögar kapakları yükseltildiğinde veya çöktüğünde, araçların süspansiyon sistemlerine zarar verebilir. Bu, onarımlar için önemli maliyetlere yol açabilir.
Sağanak yağışlarda bazı durumlarda rögar kapakları yerlerinden çıkmaktadır ve içine düşen araçların ağır hasar almasıne ve de ciddi kazalara neden olmaktadır.
Rögar kapakları gevşek veya hasarlı olduğunda, araçların üzerinden geçerken yüksek sesler çıkarabilir ve gürültü kirliliğine neden olabilir.
Rögar kapakları düzgün bir şekilde kapatılmadığında, kanalizasyon kokuları yayabilir ve çevreyi rahatsız edebilir.
Hasarlı veya eksik rögar kapakları, cadde ve sokakların estetik görünümünü bozabilir.
Ne tür önlemler alınabilir?
Rögarların oluşturduğu sorunları çözmek için çeşitli önlemler alınabilir:
Rögarların iyi bir planlamayla tehlike arzetmeyecek yerlerde yapılması.
Rögar kapaklarının düzenli olarak denetlenmesi ve onarılması.
Yükseltilmiş veya çökmüş rögar kapaklarının düzeltilmesi.
Çocuklar için rögar kapaklarının etrafına koruyucu bariyerler yerleştirilmesi.
Lastik patlamalarını önlemek için rögar kapaklarının düzgün bir şekilde kapatılması.
Rögar kapaklarının gürültü kirliliğini azaltacak şekilde tasarlanması.
Rögar kapaklarının estetik görünümü iyileştirmek için dekoratif unsurların eklenmesi.
Cadde ve sokaklardaki rögarların oluşturduğu sorunları çözmek, hem yayalar hem de araçlar için güvenli ve yaşanabilir bir ortam sağlamak için çok önemlidir.Burdur'daki diyaliz olayından ikinci ölüm haberi geldi
Burdur'da 25 Mayıs günü diyaliz tedavisinin ardından fenalaşınca hastaneye geri dönen, buradan da Antalya Şehir Hastanesine sevk edilen hastalardan 88 yaşındaki Saniye Aksöz de hayatını kaybetti. Olayda ölenlerin sayısı 2'ye çıkarken, 31 hastanın tedavisi sürüyor.
29.05.2024 12:05:00
İhlas Haber Ajansı
Burdur Devlet Hastanesi'nde 25 Mayıs Cumartesi günü 08.00-12.00 ile 12.00-16.00 seansında diyalize giren hastalardan bazıları baş dönmesi, mide bulantısı, şuur bulanıklığı ve nakil aracından inememe tarzı şikayetlerle hastaneye geri dönmüştü.
Bunun üzerine hastane yönetimi gün içinde diyalize giren tüm hastaları hastaneye çağırıp yapılan tetkiklerin ardından, gün içinde diyaliz merkezinde tedavi olan 33 hastayı Afyonkarahisar, Isparta, Antalya, Bucak'ta bulunan devlet hastaneleri ve özel diyaliz merkezlerine sevk etti. Sevk edilen 33 hastanın 14'ü ise entübe edilmişti.
Olay sonrası ambulans ile Antalya Şehir Hastanesine sevk edilerek burada tedavi altına alınıp entübe edilen hastalardan Saniye Aksöz (88) de bugün sabah saatlerinde hayatını kaybetti. Dün ise Antalya Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde entübe edilip tedavisi süren Mustafa Demir hayatını kaybetmişti.
Saniye Aksöz'ün cenazesinin Burdur merkez Kozluca köyünde defnedileceği öğrenildi.
Hayatını kaybeden ilk hasta toprağa verildi
Burdur'da 25 Mayıs günü diyaliz tedavisinin ardından fenalaşınca hastaneye dönen, sonrasında Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edilen ve burada hayatını kaybeden hastalardan Mustafa Demir memleketi Karamanlı'da toprağa verildi.
Burdur Devlet Hastanesi'nde 25 Mayıs Cumartesi günü 08.00-12.00 ile 12.00-16.00 seansında diyalize giren hastalardan bazıları baş dönmesi, mide bulantısı, şuur bulanıklığı ve nakil aracından inememe tarzı şikayetlerle hastaneye geri dönmüştü. Bunun üzerine hastane yönetimi gün içinde diyalize giren tüm hastaları hastaneye çağırıp yapılan tetkiklerin ardından, gün içinde diyaliz merkezinde tedavi olan 33 hastayı Afyonkarahisar, Isparta, Antalya, Bucak'ta bulunan devlet hastaneleri ve özel diyaliz merkezlerine sevk etti. Sevk edilen 33 hastanın 14'ü ise entübe edilmişti.
Olay sonrası entübe edilerek ambulans ile Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edilerek burada tedavi altına alınan ve entübe halde tedavisi devam eden 4 hastadan biri olan 70 yaşındaki Mustafa Demir, olaydan 3 gün sonra hayatını kaybetti.
Antalya'daki Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ndeki müdahaleye rağmen kurtarılamayan Mustafa Demir'in cenazesi otopsi işleminin ardından ailesine teslim edildi. Memleketi Burdur'un Karamanlı ilçesindeki evinin önüne getirilen Mustafa Demir'in cenazesi burada helallik alınmasının ardından Cami Mahallesi'ndeki İpekçioğlu Camii avlusuna götürüldü. Tefenni Müftüsü Selman Ünal Çolak tarafından kılınan cenaze namazının ardından Demir'in cenazesi ilçe mezarlığına getirilerek burada toprağa verildi.
Karamanlı ilçesindeki cenaze törenine; Burdur Valisi Türker Öksüz, Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, İl Emniyet Müdürü Ümit Bitirik, İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Güder ve yakınları katıldı. Evinin önünde helallik alındığı esnada Mustafa Demir'in yakınlarının feryatları ise yürekleri dağladı.