Bölgemizdeki gelişmeleri, Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında değerlendirmeyenler, yanılıyorlar, yanıltıyorlar.
AKP iktidarı, söz konusu projenin eş-başkanı olduklarını kendileri beyan ediyor, gizlemiyorlar.
Afganistan, Irak, Mısır, Tunus, Sudan, Yemen, Libya… vs yaşanan operasyonlar, BOP eksenli dönüştürmelerdir.
Suriye krizi ve provokasyonlar BOP kapsamında... İran’ın nükleer meselesi hakeza.
Ankara’nın kraldan daha kralcı telaşı bu sebepten!
Düşük yoğunluklu kesintisiz BOP savaşı sürüyor.
Böylece İslam coğrafyası dönüştürülüyor, İslam dünyası kan kaybediyor, İslam ülkeleri “demokratik sömürgeler” halini alıyor.
Türkiye, “eş başkanlık” aldatmacasıyla böyle bir kirli oyunun ortakçılığını, böylesi vahşi işgallerin taşeronluğunu sürdüremez.
Türkiye’nin Suriye meselesi yoktur, olamaz.
Türkiye’nin İran meselesi yoktur, olamaz.
Kimse kimseyi kandırmasın; bu meseleler, BOP meseleleridir.
İran’ın içine sızdırdıkları ajanlar, Suriye’ye konuşlandırıp iç savaş çıkarttıkları eli silahlı özel elemanlar, Türkiye’yi tahrik edecek provokasyonları artırabilirler.
Ankara bilsin ki, ne Suriye, ne de İran böyle bir sataşmaya girmez, sınır ihlali yapmaz, Türkiye’ye ateş açmaz… Çünkü İran ve Suriye, komşu ve kardeş ülke gördükleri Türk milleti ile hiçbir şekilde karşı karşıya gelmek istemiyor.
Ama BOP’un yerel taşeronlar böyle bir kapışmayı istiyor, Amerika ve Haçlı dünyası böyle bir dalaşı istiyor… Dolayısıyla Suriye-Türkiye veya İran-Türkiye arasında kapışma oluşturacak her türlü provokasyon, ancak bunların oyun ve tezgahı ile olur.
Türk milleti ve Ankara böyle okumalıdır bundan sonrasını...
Eğer Ankara’dakiler BOP istikametinde kararlı iseler, böylesi provokasyonlar onlar için hazır bahane olur, şüphesiz.
Akl-ı selim ise bu tuzakları görür, oyuna gelmez.
Türkiye, Irak tablosundan payına düşen dersi almalı, Irak’ın vaziyeti üstüne ibretle düşünmelidir.
Irak tablosunun Müslümanlar adına maliyeti besbelli… Irak’ın iç hali ortada.
1.5 milyon Müslüman’ın canına kıyılmış. Bir o kadar dul kalmış anne var. 4-5 milyon çocuk yetim… Yüzbinlerce Müslüman kadının namusu kirletilmiş. 5-6 milyon çevre ülkelere sığınmış vatan-cüda insanlar!
Aynı faturayı, Amerika’nın aklıyla bu bölgede olası bir çatışmaya girecek olan tüm taraflar yüklenecek. Böyle bir kardeş savaşına girişecek ülkeler, artık istikrar yüzü görmeyecek.
Irak’ın içi nasıl kaynıyorsa, nasıl bölünüp parçalanıyorsa; Türkiye dahil tüm bölge öyle kaynatılacak, öyle bölünecek, öyle parçalanacak.
Barzani, Oval Ofis’te ağırlanıyor; henüz bölgesine dönmeden ülkesinin Başbakan’ı Maliki’ye meydan okuyor. Malikî yönetimi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Haşimî’ye tutuklama müzekkeresi çıkartıyor. Irak’ı dizayn eden işgalciler, birbirlerine kırdırıyor. Irak kaynatılıyor, tepeden aşağıya bölünüyor, paralanıyor, parçalanıyor.
Sınırımızın hemen ötesinde Kürt-Arap ve Şii-Sünni ayrılığı devreye kondu, kazan kaynatılıyor.
İş orada kalmayacak… Yeni fasıl daha açılıyor; Irak’ta Kürt-Türkmen, İran’da Acem-Türkmen çatışmasının altyapısı hazırlanıyor.
O taraf öyle de; bu taraf, beri taraf, bizim taraf oradan farklı mı?! Hayır
Sınırımızın içinde Türk-Kürt çatışmasının taşları döşenmiyor mu?! Aynı oyun içimizde oynanmıyor mu?!
Türkiye’nin aynen Irak gibi kaynatılmayacağına kim garanti verebilir?!
Bölgemizdeki en basit bir dalaş, birçok ülkede kardeş katliamı demektir, iç savaşlar demektir. Bölgedeki yeni bir kapışma, komşularımızla muhtemel bir kapışma, kazanın devrilmesi demektir.
Kaynayan kazan devrilince, tüm bölge bulaşacak, tüm bölge karışacak. İç savaş ve kardeş katliamı alıp başını gidecek… Bölgemiz ve dünya adeta kıyamet savaşına sürüklenecek.
Böyle bir kirli savaşta Müslüman’ın karşısına geçerek Haçlının safında yer alanlar, Hz. Peygamber’in bizzat ifadesiyle söylüyorum, bilsinler ki, Deccal’in safında yer almış olurlar, Deccal’in askeri olurlar. Cüppeli, şalvarlı, sakallı, takkeli de olsalar Deccal’e asker olurlar.
Şehit olmak ile gebermek arasındaki fark, Müslümanların yanında olmak ile Haçlının safında olmak farkıdır.
Masum Müslümanlara Haçlının safında yer alarak Haçlının aklıyla kurşun sıkanlar, bu halde can verir iseler, Müslüman olarak ölmezler, ancak gebermiş olurlar.
Söz konusu ölçü, en basit fıkıh kitabında dahi böyledir…
Hangi Müslüman, hangi Türk evladı böyle bir kötü akıbeti ister!
AKP iktidarı, söz konusu projenin eş-başkanı olduklarını kendileri beyan ediyor, gizlemiyorlar.
Afganistan, Irak, Mısır, Tunus, Sudan, Yemen, Libya… vs yaşanan operasyonlar, BOP eksenli dönüştürmelerdir.
Suriye krizi ve provokasyonlar BOP kapsamında... İran’ın nükleer meselesi hakeza.
Ankara’nın kraldan daha kralcı telaşı bu sebepten!
Düşük yoğunluklu kesintisiz BOP savaşı sürüyor.
Böylece İslam coğrafyası dönüştürülüyor, İslam dünyası kan kaybediyor, İslam ülkeleri “demokratik sömürgeler” halini alıyor.
Türkiye, “eş başkanlık” aldatmacasıyla böyle bir kirli oyunun ortakçılığını, böylesi vahşi işgallerin taşeronluğunu sürdüremez.
Türkiye’nin Suriye meselesi yoktur, olamaz.
Türkiye’nin İran meselesi yoktur, olamaz.
Kimse kimseyi kandırmasın; bu meseleler, BOP meseleleridir.
İran’ın içine sızdırdıkları ajanlar, Suriye’ye konuşlandırıp iç savaş çıkarttıkları eli silahlı özel elemanlar, Türkiye’yi tahrik edecek provokasyonları artırabilirler.
Ankara bilsin ki, ne Suriye, ne de İran böyle bir sataşmaya girmez, sınır ihlali yapmaz, Türkiye’ye ateş açmaz… Çünkü İran ve Suriye, komşu ve kardeş ülke gördükleri Türk milleti ile hiçbir şekilde karşı karşıya gelmek istemiyor.
Ama BOP’un yerel taşeronlar böyle bir kapışmayı istiyor, Amerika ve Haçlı dünyası böyle bir dalaşı istiyor… Dolayısıyla Suriye-Türkiye veya İran-Türkiye arasında kapışma oluşturacak her türlü provokasyon, ancak bunların oyun ve tezgahı ile olur.
Türk milleti ve Ankara böyle okumalıdır bundan sonrasını...
Eğer Ankara’dakiler BOP istikametinde kararlı iseler, böylesi provokasyonlar onlar için hazır bahane olur, şüphesiz.
Akl-ı selim ise bu tuzakları görür, oyuna gelmez.
Türkiye, Irak tablosundan payına düşen dersi almalı, Irak’ın vaziyeti üstüne ibretle düşünmelidir.
Irak tablosunun Müslümanlar adına maliyeti besbelli… Irak’ın iç hali ortada.
1.5 milyon Müslüman’ın canına kıyılmış. Bir o kadar dul kalmış anne var. 4-5 milyon çocuk yetim… Yüzbinlerce Müslüman kadının namusu kirletilmiş. 5-6 milyon çevre ülkelere sığınmış vatan-cüda insanlar!
Aynı faturayı, Amerika’nın aklıyla bu bölgede olası bir çatışmaya girecek olan tüm taraflar yüklenecek. Böyle bir kardeş savaşına girişecek ülkeler, artık istikrar yüzü görmeyecek.
Irak’ın içi nasıl kaynıyorsa, nasıl bölünüp parçalanıyorsa; Türkiye dahil tüm bölge öyle kaynatılacak, öyle bölünecek, öyle parçalanacak.
Barzani, Oval Ofis’te ağırlanıyor; henüz bölgesine dönmeden ülkesinin Başbakan’ı Maliki’ye meydan okuyor. Malikî yönetimi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Haşimî’ye tutuklama müzekkeresi çıkartıyor. Irak’ı dizayn eden işgalciler, birbirlerine kırdırıyor. Irak kaynatılıyor, tepeden aşağıya bölünüyor, paralanıyor, parçalanıyor.
Sınırımızın hemen ötesinde Kürt-Arap ve Şii-Sünni ayrılığı devreye kondu, kazan kaynatılıyor.
İş orada kalmayacak… Yeni fasıl daha açılıyor; Irak’ta Kürt-Türkmen, İran’da Acem-Türkmen çatışmasının altyapısı hazırlanıyor.
O taraf öyle de; bu taraf, beri taraf, bizim taraf oradan farklı mı?! Hayır
Sınırımızın içinde Türk-Kürt çatışmasının taşları döşenmiyor mu?! Aynı oyun içimizde oynanmıyor mu?!
Türkiye’nin aynen Irak gibi kaynatılmayacağına kim garanti verebilir?!
Bölgemizdeki en basit bir dalaş, birçok ülkede kardeş katliamı demektir, iç savaşlar demektir. Bölgedeki yeni bir kapışma, komşularımızla muhtemel bir kapışma, kazanın devrilmesi demektir.
Kaynayan kazan devrilince, tüm bölge bulaşacak, tüm bölge karışacak. İç savaş ve kardeş katliamı alıp başını gidecek… Bölgemiz ve dünya adeta kıyamet savaşına sürüklenecek.
Böyle bir kirli savaşta Müslüman’ın karşısına geçerek Haçlının safında yer alanlar, Hz. Peygamber’in bizzat ifadesiyle söylüyorum, bilsinler ki, Deccal’in safında yer almış olurlar, Deccal’in askeri olurlar. Cüppeli, şalvarlı, sakallı, takkeli de olsalar Deccal’e asker olurlar.
Şehit olmak ile gebermek arasındaki fark, Müslümanların yanında olmak ile Haçlının safında olmak farkıdır.
Masum Müslümanlara Haçlının safında yer alarak Haçlının aklıyla kurşun sıkanlar, bu halde can verir iseler, Müslüman olarak ölmezler, ancak gebermiş olurlar.
Söz konusu ölçü, en basit fıkıh kitabında dahi böyledir…
Hangi Müslüman, hangi Türk evladı böyle bir kötü akıbeti ister!
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019