Bugün "Bedensel Engelliler Günü"; engelsiz yaşam… engelsiz kent… Bunları dilerken, kardeşlerimize sesleniyoruz: Engeliniz pranganız olmasın!
Haklarınız önündeki bürokrasi, hukuksuzluk engellerini yıkın, hak arama özgürlüğünüzü sonuna kadar kullanarak Anayasa Mahkemesi ve hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar gidin!
BM'nin (Birleşmiş Milletler) 2006 yılında kabul ettiği Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme ülkemiz tarafından 2007'de imzalanmıştır. Engelli haklarıyla ilgili uluslararası yükümlülüğümüz olduğu gibi, 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun da Devleti, İdari Kurum ve kuruluşları yükümlü kılmıştır. Teoride kabul edilenler ne kadar hayat buluyor, derseniz; En iyi teori uygulamadır. Bu sözden hareketle; kentlerin, mekânların engelleri kaldırıldığında, erişilebilir hale getirildiğinde, engellilerin fiziki engelleri kaldırılmış olacak.
Bitmez tükenmez bir mahalli seçim süreci sarmalındayız. Bu nedenle erişilebilir kentler için yerel yönetimlerin yükümlülüklerini yoklamak istiyoruz. Sorunu, engelli vurgusu yapmadan, bir ayrıştırmaya yönelmeden, hak temelli bir yaklaşımla ele almak istiyoruz.
İnsanların kamusal hizmetlere ulaşabilmesi, öncelikli ve temel yurttaşlık hakkıdır. Belediyelerin kuruluş amacı ve işlevi belde halkının yerel nitelikteki ortak ihtiyaçlarını karşılamaktır. Kentte yaşanabilir bir çevre oluşturmak, kişilerin sağlıklı ve güvenli ortamda yaşayabilme hak ve ihtiyaçlarını karşılamak, yerel yönetimlerin temel görevlerinden biridir.
Kentte yaşayan herkesin, şehrin sunduğu kamusal hizmetlerin tümüne ulaşabilmesi ve sosyal yaşama güvenli bir şekilde katılabilmesidir erişilebilirlik. Binalar, yollar, ulaşım araçları… Kente dair ne varsa herkes ayrımsız olarak kullanabilmeli, erişebilmelidir. Böylece birlikte yaşama ve sosyal hayata katılma noktasında fırsat eşitliği tüm vatandaşlara sağlanmış olacaktır.
Şimdi engelli yurttaşlarımız için bir parantez açalım:
Hareket kısıtlılığı yaşayan insanlarımızın bağımsız ve güvenli biçimde hareket etmelerinin önünde pek çok engel bulunmaktadır. Açık alanlarda yaya yolu ve kaldırımların yeterli genişlikte olmaması, kaldırım yüksekliğinin standartlara uymaması, kent donatılarının (bitkilendirme, direk, billboard, altyapı donatıları, kent mobilyaları, durak ve benzerleri) uygunsuz yerleştirilmeleri, zemin kaplamalarının uygun seçilmemesi ya da bozulmuş olması, rampaların uygun eğim ve malzemeden yapılmaması, çocuk oyun alanlarının engelli çocukların da kullanabileceği şekilde tasarlanmaması, altyapı ve inşaat çalışmaları sırasında ve tehlike arzeden yerlerde yeterli ve gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması, otopark düzenlemelerinde engellerin bulunması, kaldırım ve yaya yollarında işgallerin bulunması; toplu taşıma araçlarının alçak tabanlı olmaması, durak ve araçlarda gerekli bilgilendirmenin yapılmaması… Tüm bu eksiklikler özellikle hareket kısıtlılığı yaşayan yurttaşlarımızın önündeki fiziksel engellerdir.
Haklara ulaşmadaki engelleri nasıl kaldıracağız? Hukukun hukuku ve hakkaniyete erişebildiğimizde!..
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023