logo
04 MAYIS 2024

Erdoğan 11 yıl sonra söyledi

2005 yılında kaleme aldığı Milli Ekonomi Modeli teziyle ekonomi literatürüne soktuğu Prof. Dr. Haydar Baş'ın milli para projesi Türkiye ve dünyanın ümidi haline geldi.
12.12.2016 00:00:00
Dolar patladı, siyasiler milli para derdine düştü. Cumhurbaşkanından Başbakana, bakandan milletvekiline kadar herkes milli paradan bahsetmeye başladı. İşte milli para konusunda son günlerde yapılan en ilginç açıklama Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan geldi. Erdoğan, "Milli para kullanma kararı aldık. Rusya'ya dedik ki biz sizden ne alıyorsak Rus Rublesi ile İran ile aynı şekilde. Çin aynı şekilde Mutabık kaldık ve Merkez Bankası'na talimatı verdik" demişti. Başbakan Binali Yıldırım ise "Tercihimiz, beklentimiz odur ki vatandaşlarımız da ticari mukavelelerini milli para üzerinden yapsın" açıklamasında bulundu. Enerji Bakanı Berat Albayrak da milli para vurgusu yapan siyasilerden. Albayrak, "Türkiye, özellikle enerji politikalarında yeni dönemde, büyük enerji hacmi oluşturduğu ülkelerle milli parayla ticarete başlıyor" demişti.

İlk önce Prof. Dr. Baş dikkat çekti
Milli para kavramını Milli Ekonomi Modeli ile ekonomi literatürüne kazandıran Prof. Dr. Haydar Baş 27 Kasım 2005 tarihinde İstanbul'da düzenlenen 1. Uluslararası Milli Ekonomi Modeli (MEM) Kongresinde yaptığı kapanış konuşmasında ABD'nin kâğıdını boyayarak tüm dünyayı sömürdüğünü ifade etmişti. Prof. Dr. Baş konuşmasında, "ABD bütçesi her sene 600 milyar dolar açık veriyor ama buna rağmen ayakta duruyor. Nasıl bunu karşılıyor? ABD yaptığı ithalatı, kendi parasıyla yapıyor. Kendi parasıyla yaptığı için de dolar dünyanın en güçlü parası gibi görünüyor. Adam kâğıdını boyuyor, sana para diye veriyor. Dolar diye karşılıksız parayı sana veriyor. Böylece yıllık açığı 600 milyar dolar olmasına rağmen ABD dimdik ayakta duruyor. Tabi böyle hizmetkâr devletler olursa, köle siyasiler olursa olacağı da budur" ifadelerini kullanmıştı. Prof. Dr. Haydar Baş'ın 2005 yılında söylediği bu sözlerin üzeri yıllarca örtüldü. Dahası Türkiye'yi yönetenler "sermayenin dini, milliyeti olmaz" diyerek yıllarca tam tersi yönde tavır ortaya koydu. Bu tavır Türkiye'ye ve Türk milletine ağır bedeller ödetirken küresel sermaye Türkiye'nin emeğini sömürerek kazancına kazanç kattı. Rusya'dan başlayarak tüm dünyada yavaş yavaş uygulanmaya başlanan Milli Ekonomi Modeli gerçeğine yıllarca kulak tıkayan Türkiye'yi yönetenler zaten derin bir kriz içinde olan Türkiye dolar operasyonu çekilince harekete geçti ve bir ağızdan milli paradan bahsetmeye başladı.
Erdoğan 11 yıl sonra aynı şeyleri söyledi
BTP liderinin "27 Kasım 2005'te söylediği ABD karşılıksız bastığı dolar ile dünyayı sömürüyor" tezi tam 11 yıl sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dillendirildi. Erdoğan 3 Aralık 2016 tarihinde İstanbul'da katıldığı bir programda, "Benim de alanım ekonomi biraz bilirim. Döviz baskı aracıdır. Karşılığı olmadan bastırılan parayla 100 milyarlarca dolar birilerine akmaktadır. Bizim bunu çözmemiz lazım. Niçin yastık altında bu karşılığı olmayan parayı saklayalım. Zaman bu zaman... Dolarınızı, Euro'nuzu TL'ye çevirin" demişti.
Rusya'yı ayağa Prof. Baş kaldırdı
Yıllarca Türk halkının emeğini bastığı karşılıksız para ile sömüren ABD işi ekonomik darbeye kadar getirince Ankara'dakiler Prof. Dr. Haydar Baş'ın 11 yıl önce söylediklerini tekrarlamaya başladı. BTP liderinin Milli Ekonomi Modeli'nin bir parçası olan Milli Para Projesi dünyayı dolaştıktan sonra Türkiye'yi yönetenlerin dikkatini çekti. BTP liderinin uluslararası ticaretinizde milli paraları kullanın tavsiyesini dikkate alan Rusya ilk adımı BRICS ülkeleri arasında atarak milli para uygulamasını başlattı. Rusya Türkiye'ye dönük hamlesini ise 1 Aralık 2014'te yaptı. O tarihte Ankara'ya gelen Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile düzenlediği ortak basın toplantısında, "Milli paralarla ticaret çok önemli bir konu. Buna yönelik çalışmalarımız devam edecek. Gerek Rusya'da gerekse Türkiye'de ilgili finansal kurumların faaliyetlerini bu noktada teşvik edeceğiz" diyerek iki ülke arasında ticaretin milli paralarla yapılmasını tavsiye etti. Erdoğan'a milli para tavsiyesinde bulunan ülkelere Rusya'dan sonra İran da eklendi.
Projenin mimarı Prof. Dr. Haydar Baş!
Prof. Dr. Haydar Baş tarafından Milli Ekonomi Modeli ile ilk kez ekonomi literatürüne katılan Milli Para Projesi Prof. Dr. Haydar Baş'tan Rusya'ya, Rusya'dan tüm dünyaya ve yine Rusya'dan Türkiye'yi yönetenlere aktarıldı. İşte bu durumun kanıtlarından biri? BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, 27 Şubat 2013 tarihinde özel davetli olarak gittiği Rusya Parlamentosu Duma'da yaptığı konuşmada milli parayı şu sözlerle gündeme getirmişti, "Milli Ekonomi Modeli'ne göre devletin mutlak surette ekonomiye müdahil olması lazımdır. Kur politikalarını devletlerin bizzat FOREX piyasasının dışında kendisinin belirlemesi lazım. Dış ticarette de milli paraların kullanılması lazım. Bütün bunlar olduğu takdirde devletlerin kalkınmaması mümkün değildir."
Milli Para Nedir?
Milli para kavramı özellikle dolar kurundaki rekor artışın ardından dillere pelesenk oldu. Peki, nedir bu milli para? Türkiye milli parayı ilk kez Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tan duydu. Uluslararası ticarette Amerikan Doları yerine ülkelerin yerel paralarının kullanılması esasına dayanan milli para projesi Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ile ilk kez ekonomi literatürüne girdi.
'Milli Para' kavramı tescilli
Milli para konusunda yazılı bir açıklama yapan BTP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Zühtü Kazancı Milli Ekonomi Modeli, "Prof. Dr. Haydar Baş adına tescil edilmiş bir markadır" demişti. Kazancı'nın açıklaması şöyle: "Türk Patent Enstitüsü'nce 2013/56874 marka numarası ile 26 Haziran 2013'ten itibaren 10 yıl müddetle tescil edilmiştir. Dolayısıyla Milli Ekonomi Modeli içerisinde yer alan her açıklama ve açılım da hukuken bu patent koruması dâhilindedir. Sahibi olan Prof. Dr. Haydar Baş'tan izinsiz olarak bu tabirlerin kullanılması emek hırsızlığıdır ve suçtur! Bu konuda her türlü hukuk mücadelesini ayrıca vereceğiz."
Türkiye'nin milli parası yok
Prof. Dr. Haydar Baş'ın kapitalizmin zalim dişlerini kıran milli para projesi dünyayı kasıp kavurduktan sonra en zor zamanlarında Türkiye'yi yönetenlerin de dikkatini çekti. Artık hemen her konuşmada milli paradan bahsediliyor, vatandaşa Amerikan dolarının Türk lirasına çevrilmesi tavsiye ediliyor. Peki, Prof. Dr. Haydar Baş'ı taklit edenler gerçekten onu anladı mı? Onların söylediği milli para Prof. Dr. Baş'ın projesindeki milli para mı? Bu noktada hayati bir detay karşımıza çıkıyor. Milli para projesinin mimarı Prof. Baş Türkiye'nin milli parası yok diyor ve bu tezini de şu şekilde ortaya koyuyor: "Şimdi herkes milli paraya dönelim diyor ama milli paranın ne olduğunu hiç kimse bilmiyor. Cebinizde taşıdığınız para milli para değildir. Bu Amerikan Doları'nın tercümesi olan paradır. Bizim paramız Hazine'de mevcut olan dövizin karşılığı olan TL'dir, yani bize ait değildir. Hem borç hem faiz ödüyoruz. Peki, bu paranın bize ait olması için ne olması lazım? Milletlerin yıllık kazancının adına Gayri Safi Milli Hâsıla (GSMH) denir. Bu GSMH'nin karşılığında basıp piyasaya süreceğiniz para milli paradır."
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'
'Çok ölü var' diyerek mezarlığa ambulans istedi
Pes dedirten çağrılar
Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığından tasarruf açıklaması
Cenazeleri bulunan işçilerin kimlikleri belli oldu
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
'Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok'
58 yıldır gerçek kimliğini arıyor
Aralarında kanser, MS ve diyabet ilaçları da var
81 ilaç geri ödeme listesine alındı
200 nüfuslu köyden 50 ülkeye ihracat
300 kişiye istihdam sağlıyor
Darısı Süper Lig'de yaşanan olaylara
Olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
Şehirde kurulan yağma düzenini açıkladı
Doğal gazını bile belediye ödemiş
7 ilçede 14 kişi gözaltına alındı
'Daltonlar' çetesine operasyon
'Artık sağlığım bu görevi yerine getirmeme izin vermiyor'
Genel başkanlığı bırakıyor
10 çocuktan 3'ü bu sorunu yaşıyor
Çocukların kabusu: Toksik ebeveyn
Selvi'nin Kavala çıkışına destek Türkeş'ten geldi
'Düşünmek bile istemiyorum ama...'
40 dakikalık uçuş sonrası geri döndü
AJet uçağında bomba paniği
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'
'Çok ölü var' diyerek mezarlığa ambulans istedi
Pes dedirten çağrılar
Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığından tasarruf açıklaması
Cenazeleri bulunan işçilerin kimlikleri belli oldu
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
'Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok'
58 yıldır gerçek kimliğini arıyor
Aralarında kanser, MS ve diyabet ilaçları da var
81 ilaç geri ödeme listesine alındı
200 nüfuslu köyden 50 ülkeye ihracat
300 kişiye istihdam sağlıyor
Darısı Süper Lig'de yaşanan olaylara
Olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
Şehirde kurulan yağma düzenini açıkladı
Doğal gazını bile belediye ödemiş
7 ilçede 14 kişi gözaltına alındı
'Daltonlar' çetesine operasyon
'Artık sağlığım bu görevi yerine getirmeme izin vermiyor'
Genel başkanlığı bırakıyor
10 çocuktan 3'ü bu sorunu yaşıyor
Çocukların kabusu: Toksik ebeveyn
Selvi'nin Kavala çıkışına destek Türkeş'ten geldi
'Düşünmek bile istemiyorum ama...'
40 dakikalık uçuş sonrası geri döndü
AJet uçağında bomba paniği

Türkiye'de en çok araç FSM'den geçiyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 'En çok trafik hacmi Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde oluştu. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde trafik hacmi 240 bin, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde ise 190 bin oldu' dedi
04.05.2024 11:39:00 / Güncelleme: 04.05.2024 11:45:41
İHA
Türkiye'de en çok araç FSM'den geçiyor
Türkiye'de en çok araç FSM'den geçiyor
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Karayolları Genel Müdürlüğü'nün 2023 yılı Trafik Hacim Bilgileri istatistiklerini değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye Yüzyılı vizyonuyla Türkiye'de ulaşımın tüm modlarında çağ atlatan yatırımlar ve atılımlar yaptıklarını belirten Bakan Uraloğlu, karayollarının, ulaşım yatırımlarının lokomotifi olduğunu söyledi.

Uraloğlu, karayollarında yapılan yüksek standartlı yollarla Türkiye'nin dört bir yanında konforlu ve güvenli ulaşımı sağladıklarının altını çizerek, 'Ülkemizin doğusundan batısına kuzeyinden güneyine yüksek standartlı bölünmüş yollarla bağladık. Vatandaşlarımız artık yolculuklarında karayolunu da tercih ediyor' diye konuştu.

'FSM'de trafik hacmi 240 bin'

Ülke genelinde Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğundaki yol ağında gerçekleştirilen ölçümlerde trafik hacimlerinin metropol geçişlerinde ve Karadeniz Sahil Yolu gibi bölgesel hizmet veren akslarda artış görüldüğüne dikkati çeken Bakan Uraloğlu, şunları kaydetti:

'En çok trafik hacmi Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde oluştu. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde trafik hacmi 240 bin, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde ise 190 bin oldu. İstanbul-Tekirdağ Devlet Yolu'nun bazı kesimlerinde Yıllık Ortalama Günlük Trafik (YOGT) miktarı 100 bini aştı. İstanbul-Kocaeli Devlet Yolu'nun çeşitli noktalarında 70 bini aşmaktadır. İstanbul Havalimanı'na bağlantı sağlayan yol kesiminde ise trafik 100 bini geçti.'

'Ankara Havalimanı güzergahını kullanan araç sayısı günde 70 bini buldu'

Yıllık Ortalama Günlük Trafik miktarlarının yüksek olduğu kesimlere dair açıklamalar yapan Bakan Uraloğlu, şöyle konuştu:

'İzmir şehir merkezindeki KGM sorumluluğundaki bazı kesimlerde trafiğin 70 binin üzerine çıktı. Konya şehir geçişindeki kesimlerde trafik 100 bini aşıyor. Ankara-Sincan-Yenikent güzergahındaki bazı kesimlerde 100 binin üzerine çıktı. Ankara Havalimanı'na erişim sağlayan güzergahta bazı kesimlerde ise günlük araç sayısı 70 bini aştı. Ankara-Gölbaşı arasında da her gün 80 bin araç seyahat etti. Ankara'yı Polatlı tarafına bağlayan Ankara-Temelli Yolu'nu da her gün 60 binin üzerinde araç kullandı.'

Uraloğlu, Ankara'nın şehir içi trafiğini rahatlatan önemli yollardan biri olan Eskişehir Çevre Yolu'nda da trafik hacminin günlük 70 binin üzerinde olduğunu vurguladı.

Bakan Uraloğlu, Gaziantep için büyük öneme sahip Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi'ne ulaşım sağlayan yol kesiminde ise günlü trafiğin 70 bini geçtiğini kaydetti.

Samsun Çevre Yolu'nun önemli oranda trafik alan yollarından bir diğeri olduğunu belirten Uraloğlu, Çevre Yolu'nun her gün 60 bin araç tarafından kullanıldığını aktardı. Uraloğlu, Karadeniz Sahil Yolu'nda ise en fazla yoğunlaşan kesimin Trabzon geçişi olduğunu vurgulayarak trafik hacminin 90 bine ulaştığını ifade etti.

Bakan Uraloğlu, yüksek trafik alan yollardan biri olan Antalya-Alanya Yolu'nda da günlük araç hacminin 90 bini bulduğunu vurgulayarak Bursa-Karacabey Yolu'nda 70 bin sınırının da aşıldığını kaydetti.

Uraloğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

'Otoyol kesimlerinde; Çatalca-İzmit güzergahındaki çeşitli noktalarda 100 bin, Mahmutbey-Çamlıca güzergahında 100 bin, Kuzey Marmara Otoyolu'nda çeşitli noktalarda 90 bin, Ankara Çevre Yolu'nun bazı kesimlerinde 100 bin, Bursa Çevre Yolu'nun bazı kesimlerinde 100 bin, İzmir Çevre Yolu'nun bazı kesimlerinde 100 bin, Adana Çevre Yolu'ndaki çeşitli kesimlerde trafik hacminin 90 bine ulaştığı görülüyor. 2003 yılından bu yana ülke genelindeki trafik hacminin yüzde 195 artarak 154,5 milyar taşıt x km değerine ulaştı. Bu sayılar, bu yolları yaparak ne kadar yerinde bir karar verdiğimizin de en büyük kanıtıdır. Bizler hizmet için, vatandaşlarımızın konforu için yol yapmaya, Türkiye'nin yolunu açmaya devam edeceğiz.'

İliç'te iki işçinin daha cansız bedeni bulundu

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 'Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelan sonrası iki işçi kardeşimize daha ulaştık' dedi.
04.05.2024 11:35:00 / Güncelleme: 04.05.2024 11:44:49
Anadolu Ajansı
İliç'te iki işçinin daha cansız bedeni bulundu
İliç'te iki işçinin daha cansız bedeni bulundu
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, sosyal medya hesabından Erzincan İliç'te meydana gelen heyelan sonrası hayatını kaybeden işçileri arama çalışmalarının devam ettiğini ve iki işçiye daha ulaşıldığını açıkladı.


Bakan Bayraktar yaptığı paylaşımda, 'Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelanda ilk günden bu yana aralıksız olarak devam eden arama çalışmalarında iki işçi kardeşimize daha ulaştık. Diğer 5 madencimize ulaşmak için de ekiplerimiz 7 gün 24 saat çalışmalarını sürdürüyor. İşçi kardeşlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum' ifadelerini kullandı.

Cenazeler Ramazan Çimen ve Kenan Öz'e ait

Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, AA muhabirine, ulaşılan cenazelerin Ramazan Çimen ve Kenan Öz'e ait olduğunu belirterek, aileye başsağlığı diledi.

Aydoğdu, bölgedeki çalışmaların aralıksız sürdüğünü ifade etti.

Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kaymasında 9 kişi kaybolmuş, işçilerden Uğur Yıldız ve Adnan Keklik'in cenazesine ulaşılmıştı.

Ne olmuştu?

Erzincan İliç'te 13 Şubat'ta Çöpler Altın Madeni sahasında siyanürlü liç yığının göçmesi sonucu toprağın kayması üzerine 9 işçi göçük altında kaldı. Liç yığını altında kalan 9 maden işçisinden 35 yaşındaki Uğur Yıldız'ın cansız bedenine kazadan 53 gün sonra ulaşılmıştı. 

'Daltonlar' suç örgütüne yönelik operasyonlarda 14 şüpheli yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul'un Kağıthane Esenyurt, Beylikdüzü, Başakşehir, Bahçelievler, Küçükçekmece ve Beşiktaş ilçelerinde 'Daltonlar' suç örgütüne yönelik düzenlenen 'Mahzen-37' operasyonlarında 14 şüphelinin yakalandığını açıkladı.
04.05.2024 08:25:00
İhlas Haber Ajansı
'Daltonlar' suç örgütüne yönelik operasyonlarda 14 şüpheli yakalandı
'Daltonlar' suç örgütüne yönelik operasyonlarda 14 şüpheli yakalandı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın paylaştığı bilgilere göre, İstanbul'un Kağıthane Esenyurt, Beylikdüzü, Başakşehir, Bahçelievler, Küçükçekmece ve Beşiktaş ilçelerinde elebaşılığını yurt dışı firar olan Beratcan Gökdemir'in yaptığı Daltonlar organize suç örgütüne yönelik operasyon düzenlendi.


Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı ve İstihbarat Başkanlığı koordinesinde İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen operasyonlarda yakalanan şüphelinin; Esenyurt ilçesinde 31.03.2024-05.04.2024 tarihleri arasında M.O.S., B.T. ve C.T. isimli 3 ayrı iş yerinin kurşunlanması eylemlerini gerçekleştirdikleri, Beylikdüzü ilçesinde 31.03.2024 tarihinde E.B.G.R. isimli iş yerinin kurşunlanması eylemini yaptıkları, Başakşehir ilçesinde 02.04.2024 tarihinde B.S. isimli iş yerine el bombası atılması ve 14.04.2024 tarihinde iş yerinin kurşunlanması eylemlerini gerçekleştirdikleri, Bahçelievler ilçesinde 04.04.2024 tarihinde P. ve C.C. isimli iş yerlerinin, 16.04.2024 ve 19.04.2024 tarihilerinde S.G.L. ve İ.P isimli işyerlerinin kurşunlanması eylemlerini gerçekleştirdikleri, Küçükçekmece ilçesinde 22.04.2024 tarihinde 80. Yıl Parkı'nda kurşunlama eylemini yaptıkları, Bakırköy ilçesinde 16.04.2024 ve 25.04.2024 tarihlerinde G.B. isimli kuyumcunun kurşunlanması eylemlerini gerçekleştirdikleri, Esenyurt ve Avcılar ilçelerinde 08.04.2024 ile 13.04.2024 tarihlerinde meydana gelen 4 adet ikamet ve iş yeri kurşunlama eylemini yaptıkları, Beşiktaş ilçesinde 05.04.2024 ile 11.04.2024 tarihlerinde 2 ayrı kasten öldürmeye teşebbüs eylemini yaptıkları ve Esenyurt ilçesinde 12.04.2024 tarihinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemini yaptıkları tespit edildi.

Operasyonlar sonucu, 1 adet AK-47 uzun namlulu tüfek, 3 adet tam otomatik tabanca, 2 adet çalıntı motosiklet ile çok sayıda balistik yelek ve kar maskesi el geçirildi.

Tuğrul Türkeş'ten Selvi'nin Osman Kavala çıkışına destek: Düşünmek bile istemiyorum ama...

AK Parti Milletvekili Tuğrul Türkeş, Osman Kavala'nın yeniden yargılanma talebini eleştirenlere tepki gösterdi, "Konunun iç hukuk ile çözülmesi ihtimali birilerini rahatsız mı ediyor?" diye sordu.
04.05.2024 07:29:00
Haber Merkezi
Tuğrul Türkeş'ten Selvi'nin Osman Kavala çıkışına destek: Düşünmek bile istemiyorum ama...
Tuğrul Türkeş'ten Selvi'nin Osman Kavala çıkışına destek: Düşünmek bile istemiyorum ama...
AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş'in Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilen Osman Kavala çıkışı gündem oldu. Türkeş X hesabından yaptığı paylaşımda Kavala'nın avukatlarının yeniden yargılama talep etmesiyle ilgili değerlendirmede bulundu.

Osman Kavala Davası'nın uluslararası arenada Türkiye'yi zor duruma soktuğunu belirten Türkeş, Kavala'nın serbest bırakılması yönünde Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi'nin kaleme aldığı ve MHP cephesinden ağır eleştiriler gelen yazıyı savundu.



Osman Kavala Davası'na vakıf olmayan kişilerin konuya dair görüş bildirdiğini savunan Türkeş ''Düşünmek bile istemiyorum ama; acaba konunun iç hukuk ile çözülmesi ihtimali mi bazı çevreleri rahatsız ediyor?'' sorusunu sordu.

Türkeş'in açıklaması ve konuya dair soruları şöyle: 

'DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORUM AMA...'

''Türkiye'nin hem uluslararası alanda hem de iç hukuk açısından önemli bir davası olan ''Osman Kavala'' davasının avukatları, yargılamanın yenilenmesi dilekçesi vermişler.

Malumunuz Osman Kavala 2 yıldır yargılanıyor ve tutuklu. Konu medyada yer aldı.

Bir sürü (hukukçu) ve hukukçu sıfatı taşımayan kişiler davaya vakıf değilken ve en önemlisi dilekçenin tümünü görmeden konunun aleyhine fikir beyan etmeye başladılar.

Ben şahsen merak ediyorum bu kişiler neye dayanarak ve neye karşı çıktılar.

A- Abdulkadir Selvi'nin meseleyi yazmış olmasına mı?

B- Osman Kavala'nın nihayet tahliye olma ihtimalinin yüksek olmasına mı?

C- Türkiye'nin uluslararası arenada haksız ithamlardan kurtulmasına mı?

D- Kendilerinin bunu akıl edememesine mi?

E- Onların oluşturmaya çalıştıkları gri ortamdan sislerin dağılıyor olmasına mı?

F- Düşünmek bile istemiyorum ama; acaba konunun iç hukuk ile çözülmesi ihtimali mi bazı çevreleri rahatsız ediyor?.''

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.