Her fırsatta milliyetçiliğe karşı olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, Rize'de Cumartesi günü yaptığı konuşmasında "Bizde dinsel milliyetçilik yoktur" dedi.Milliyetçiliği ayakları altına aldığını bildiğimiz Başbakan Erdoğan, "dinsel milliyetçilik" derken neyi kastediyor acaba?Milliyetçilik, Türk Dil Kurumu'nun Büyük Türkçe sözlüğünde şöyle tanımlanıyor: "Maddi ve manevi açılardan millet ve ülkesinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutma anlayışı."Buradan hareketle Sayın Başbakan'ın sürekli vurguladığı "dinsel milliyetçilik" kavramının tanımını yaparsak şu sonuca ulaşıyoruz:Dinsel milliyetçilik, kendi dinini diğer inanışların tümünden üstün tutmak anlayışıdır.O zaman Başbakan'ın "bizde dinsel milliyetçilik yoktur" sözünü nasıl değerlendirmeliyiz?Bir Müslüman'ın dinsel milliyetçi olması Cenabı Hakk'ın emirleri çerçevesinde bir mecburiyettir aslında."Şüphesiz, Allah katında tek din, İslâm'dır." (Âli İmran Sûresi, 19.)"Kim, İslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o ahirette ziyan edenlerden olacaktır." (Âli İmran Sûresi, 85.)"Allah katında tek din İslam'dır" ilahi buyruğundan sonra her Müslüman dinsel milliyetçi olmalıdır. Dinini diğer dinlerden mutlaka üstün tutmalıdır.Her dini birbiriyle eşit gören, birbirinden farkı olmadığını düşünen bir insan için Müslüman olmakla Hıristiyan ya da Yahudi olmak arasında fark yoktur.Bu bağlamda Sayın Başbakan'ın dinsel milliyetçilikle ilgili sözleri çok tehlikeli ve yanlış sözlerdir. Bir yerlere yaranmak için söyleniyorsa şunu bilmeleri gerekir ki İslam'ın temel ölçüleriyle şaka olmaz. Şaka ya da ciddi hani niyetle söylenirse söylensin Cenabı Hakk'ın beyanlarına ters düşülmüş olur.Mevcut hükümetin misyonu kurulduğu günden bu güne kadar zerre değişmemiştir.AKP hükümetinin misyonunun ne olduğu 58. hükümetin bakanlarından Mehmet Aydın'ın açıklamalarında ayan beyan ortaya konulmuştu.Mevcut hükümeti işbaşına geldiği ilk dönemde Diyanetten Sorumlu Devlet Bakanı olarak göreve getirilen Mehmet Aydın 2. Din Şurası'nda yaptığı bir konuşmada şöyle söylemişti:"Bazı Müslümanlar, Hıristiyanlarla diyalog yaparken, "Yahu bir fırsat doğdu. Müslümanlığı anlatalım Hıristiyanlara" diyorlar. Bu, bir din mensubuna yapılacak en dinsizce bir hakarettir. Dinsizce diyorum." (II. Din Şûrası Tebliğ ve Müzakereleri c.2, s.322)Eski Bakan Mehmet Aydın'ın sözleriyle başlayan süreçte gelinen son nokta Sayın Başbakan'ın ifade ettiği "dinsel milliyetçilik" çıkışıdır. Milletimiz mevcut hükümet iş başına geldiğinden beri daha önce hiçbir hükümet döneminde duymadığı şeyleri duydu, yapılmayan icraatları yaşadı. Aşağıda sadece birkaçını saydığımız icraatlar aynı zamanda mevcut hükümetin kimliğini de hiçbir tereddüde yer bırakmadan ortaya koymaktadır."Dört hak din vardır" Sayın Başbakan tarafından ifade edildi.Besmele çekerek kilise açılmasını da milletimiz bu hükümet döneminde gördü.Nikâhta Hıristiyan şahit olayına şahit oldu. Ders kitaplarında Kelimei Tevhit'ten "Muhammedurrasulullah" ifadesi bu dönemde çıkarıldı.Nüfus belgelerinden İslam hanesinin boş bırakılması yine bu hükümet döneminde gerçekleşti.Cuma hutbelerinde, "Allah indinde tek din İslam'dır" ibaresi de bu hükümet döneminde ortadan kaldırıldı.Say say bitmeyecek böyle icraatlara hep mevcut hükümet imza attı.Muhafazakâr! Bir parti iktidarda değilken bu icraatlardan ya da sözlerden sadece bir tanesi ifade edilmiş olsaydı, yer yerinden oynar, cami çıkışları protesto gösterilerine sahne olurdu.Sayın Başbakan'ın bu açıklamaları her ne kadar vatandaşların toplandığı meydanlarda yapılıyor olsa da bence başka yerlere mesaj verme amaçlı ifade edilen şeyler.Mesaj nerelere veriliyor?İktidara yürürken icazet alınan odaklara, şimdi iktidarda kalabilmek için bu sözleriyle mesajlar veriyor Sayın Başbakan. Mesaj ne?"Ben değişmedim" mesajı.Yoksa Sayın Başbakan, "Ben sizden icazet alan aynı adamım" mı demek istiyor?