Ermeniler amaçlarına ulaşmak üzereler

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan, "Dünya parlamentolarına 24 Nisan tarihini 'sözde Ermeni soykırımını anma günü' olarak kabul ettirmek isteyen Ermeniler, amaçlarına ulaşmak üzeredir" dedi "Ermeni Meselesi ve Hedefleri" konulu konferans veren Doç. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan, Batı emperyalizminin Osmanlı Devleti'nin şahsında Türk milletinin aleyhine tezgahlandığı önemli araçlardan birisi olan Ermeni meselesini üç dönemde incelemenin mümkün olduğunu söyledi.1878-1914 yılları arasında, 1878 Berlin Antlaşması ile bir taraftan Sırbistan, Karadağ ve Romanya emperyalist güçlerin dayatmasıyla Osmanlı Devleti'nden kopartıldığını, diğer taraftan Ermeni meselesinin uluslararası bir boyut kazandırıldığını dile getiren Çağlayan, "Osmanlı Devleti, Doğu Anadolu'da Ermeniler lehine düzenlemeler yapmaya mecbur bırakılmıştır. 1914'e kadar Ermeniler Abdülhamit ve İttihat rejimlerine muhalefet ederek isyanlar ve silahlı eylemlerle Berlin Antlaşması'nın 61. maddesini yürürlüğe sokturmaya çalışmışlardır" diye konuştu.İhanet üstüne ihanet1915-1916 döneminde vatandaşı oldukları devletin aleyhine toplu eylemlere giriştikleri için Osmanlı Hükümeti 24 Nisan'da Hınçak ve Taşnak gibi Ermeni teşkilatlarını kapattığını ve yöneticilerini tutuklattığını anlatan Kaya Tuncer Çağlayan, "Fakat Ermenilerin devlete ihanetleri ve isyanları devam edince Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın isteği ile 27 Mayıs 1915'te Sevk ve İskan Kanunu çıkarılarak 1916 sonuna kadar 700 bin civarında Ermeni Anadolu'nun güneyine sevk edilmiştir. Zor şartlarda yapılan göç sırasında insani sebeplerden kaynaklanan 60 bin civarında Ermeni hayatını kaybetmiştir. 1923 Lozan Antlaşması ile Türkiye ve dünya için Ermeni meselesi sona ermiştir. İmza koyan devletler, Anadolu'nun 'Türk yurdu' olduğunu, Ermenilere yönelik bir soykırımın olmadığını kabul etmiştir. 50 yıl sonra 1973'te ASALA terör Örgütü'nün ilk diplomatlarımızı şehit etmesiyle yeniden Ermeni dosyası açılmıştır. 10 yılda 40 diplomatımızı ve yakınını şehit eden ASALA, 4 T planının ilk kısmını tamamlamıştır. 1983'te PKK'ya terörü devreden Ermeni teşkilatları terör, tanıtım, tazminat ve toprak şeklindeki stratejilerinin tanıtım aşamasına geçmiştir. Bugün dünya parlamentolarına 24 Nisan tarihini 'sözde Ermeni soykırımını anma günü' olarak kabul ettirmek isteyen Ermeniler, amaçlarına ulaşmak üzeredir. Tazminat olarak 1.5 trilyon doları Türkiye ödeyemeyeceği için Trabzon'dan Mersin'e uzanan hattın doğusunu toprak olarak talep eden Ermeniler, günümüzde de hakim devletler tarafından kullanılmaktadır" şeklinde konuştu.Kendi kanlı tarihlerine baksınlarSözde soykırımı tanımayı diplomatik silah olarak kullanan emperyalist devletlerin, Türkiye'den çıkarlarına hizmet etmesini beklediklerini vurgulayan Çağlayan, şöyle devam etti: "İncirlik Üssü'nün genişletilmesinden, Irak'ın geleceğine, dolayısıyla Büyük Ortadoğu ve Yeni Amerikan Yüzyılı projelerine Ermeni dosyası servis edilmektedir. Tarihinde sahip olduğu büyük gücü dili, dini ve rengi ne olursa olsun insanı yaşatmayı temel düstur edinmiş olan asil Türk milletini 'katil' ilan etmek isteyenlerin kendi tarih sayfaları, katlettikleri milyonlarca sivil masum insanın kanıyla doludur. Öldürülmesini asla tasvip etmediğimiz Hrant Dink cinayeti etrafında oluşturulmak istenen Türklük karşıtı psikolojik hareket bu meselenin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Anadolu Türklüğünün Kafkas ve Orta Asya Türklüğü ile birleşmesinden ve dünya dengelerini büyük devletlerin aleyhine değiştirmesinden korkan Batılı ve Doğulu devletlerin niyetleri iyi anlaşılmalı, Türk milletini idare edenlerin ve Türk gençliğinin kuvvetli irade bütünlüğü içinde buna karşı koymalıdır."