logo
15 EKİM 2025


Ey basiret! Ey Kaf Dağının ardındaki!

25.07.2018 00:00:00
Sen meğer ne büyük bir değer imişsin.
İnciden de, mercandan da, yakuttan altından da daha kıymetli ve asla kıymet biçilemeyen bir nimet imişsin.
Sensiz yaşamak, sadece el yordamı ile yaşamakmış, taşlara duvarlara toslayarak, uçurumlara yuvarlanarak yaşamakmış meğer.
Sen yar değilsen, yardımcı değilsen ve önümüze ışık tutmuyorsan her an bir çukura düşmemiz, bir tuzağa yakalanmamız, bir yalancının peşine takılmamız işten bile değilmiş.
Sensizlik bir millete, bir devlete ne kadar pahalıya mal oluyormuş meğer, yaşayarak anladık, acıları tadarak öğrendik, nice mahrumiyetlerle kuşatılarak iliklerimize kadar hissettik.
Sen olmayınca, bir insan senden mahrum olunca, isminin önünde nice unvanlar da olsa, ünlüler kervanına da katılmış olsa meğer bir hiç imiş.
Prof. Dr. bilmem kim, ama yaşadığı ülkeye, nimetlerinden yararlandığı medeniyete kurulan tuzaklar zincirine halka olmaktan kurtulamıyor, kendi değerlerini, milletinin ve ait olduğu medeniyetin değerlerini öğüten değirmene su taşımayı hizmet belleyebiliyor.
Ey basiret! Bir millet senden mahrum olunca, tepesinde dolaşan azap bulutlarını yağmur bulutu zannedebiliyor ve çeşitli şekillerde azap sağanağına maruz kaldığı halde bu gelenin 'yağmur' olduğunu etrafına anlatıp duruyor.
"Ya o yerde neye bir seyr etmediler ki kendileri için akıllanmalarına sebep olacak kalpler ve işitmelerine sebep olacak kulaklar olsun, zira hakikat budur ki gözler körelmez ve lâkin sinelerdeki kalpler körelir." (Hac: 46).
"Sana karşı çıkanlar, hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? Zira dolaşsalardı, onların başına gelenleri görerek, düşünebilen kalpleri ve işitebilen kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, onlarda kör olan gözler değil, kör olan göğüslerdeki kalplerdir. Yani asıl felaket, kalp gözünün kör olmasıdır. Çünkü insana gerçekleri gösterecek olan odur." (Hac: 46).
Basiretten mahrum bir toplum, yaklaşmakta olan azap bulutlarını yağmur bulutu zannediyor, bu zannını inanca dönüştürüyor, yağmur beklentisinin boş bir hayal olduğunu, yalan olduğunu bildiği halde yalana inanıyor ve etrafını da inandırmaya çalışıyor.
İnci yoksa çıkarılır, mercan yoksa bulunur, altın yoksa bir şekilde temin edilir ama ey basiret sen yoksan hiç bir şey yok demektir.
Ne büyük bir devlet olduğunu, ne bulunmaz bir nimet olduğunu yaşadıkça daha iyi anlıyoruz, millet olarak kafamızı dağlara-taşlara çarptıkça ehemmiyetini daha iyi kavrıyoruz.
Ey basiret!
Seni bir şekilde elde etmemiz lazım, millet olarak sana sahip olmamız lazım, ekerek de olsa, toprağa dikerek te olsa, sabah-akşam sulayarak da olsa seni çoğaltmamız, seni toplumun bütün katmanlarına yaymamız lazım.
Sensiz hayat karanlık, sensiz hayat tuzaklarla dolu ve tuzaklara düşme hikayeleri ile dopdolu.
Ya seni çoğaltarak bütün bir topluma yayacağız ya da toplum olarak kafası-gözü yara-bere içinde bir toplum olarak el aleme rezil olmaya devam edeceğiz.
"Demem odur ki,
Nasıl ki en mübarek ve en doğru bile,
Her birinizin içindeki azizlikten daha aziz değilse,
En kötü ve en alçak da
Sizlerin içindeki o alçaklıktan daha alçak değildir.
Bir yaprak,
Tüm ağacın sakin bilgisi olmadan sararamıyorsa,
Hata eden, suç işleyen de sizlerin örtülü bir onayı
Bulunmadan suç işleyemez.
Sizler, uluhiyetinize doğru yol alıyorsunuz.
Bu yol alışta, yol da yolcu da sizsiniz.
Eğer aranızdan birinin ayağı kayar da düşüverirse,
Arkasındakiler için düşmüş anlamına gelir,
Onu düşüren taş, arkadan gelenlere
Bir ikaz olmalıdır.
Üstelik, düşen sadece arkadakiler için değil,
Öndekiler için de düşmüştür
O emin ve sağlam adımlarla ilerleyenler için...
Çünkü onlar o emin ve vakur adımları ile
Yol alırlarken,
O taşı kenara itmemişlerdir.

Belki size ağır gelecek ama
Daha söyleyeceklerim var:
Öldürülen bir kimse,
Ölümünden dolayı sorumsuz değildir.
Soyulan,
Soyguna maruz kaldığı için suçsuz değildir.
Doğru olan biri,
Kötülerle kıyaslanarak günahsız sayılamaz.
Zalim zulmederken,
Beyaz ellerin elleri temiz olamaz.

Ayakta dimdik duranla, düşmüş olanın,
Kısır benliğimizin karanlığı ile uluhiyetimizin
Aydınlığı arasındaki alacakaranlıkta bekleyen kişinin,
Aynı kişi olduğunu,
Öğrenmenizden sonra anlayabilirsiniz ki,
Tapınaktaki köşe taşı ile
Binanın temelinin en altındaki taş arasında
Bir fark yoktur.
Biri diğerinden yüce değildir."
(Halil Cibran, Ermiş, s.62-64)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Aziz Karaca / diğer yazıları
Gazze'deki hükümet: Bölgeye sadece 173 yardım tırı girdi
Anlaşmada ifade edilenin çok altında
Gürcistan karşısında dört köşe olduk: 4-1
A Milli Futbol Takım grubu ilk ikide bitirmeye çok yaklaştı
Özgür Özel grup toplantısında konuştu
'Yoksulun cebine atılan o eli kıracağız'
Sağlıkta atama sonuçları açıklandı
15 bin 247 kişi yerleşti
BTP'nin seferberliği dört bir yanı sarıyor
Gençlerimiz kurtulmayı bekliyor
Daha imzaların mürekkebi kurumamıştı
İsrail ateşkese rağmen Gazze'de 6 Filistinliyi daha öldürdü
Her yerden yolsuzluk akıyor
Yalova'da İl Göç İdaresi'ne operasyon: 8 gözaltı
Erdoğan, Mısır dönüşü uçakta konuştu
'ABD'nin etkisini sürdürmesi önemli'
AJet’ten müthiş kampanya
9 dolara yurt dışına uçuş fırsatı
Bahçeli sorumlu dil kullanmaya davet etti
'Terörsüz Türkiye sekteye uğramamalı'
Eski Nilüfer Belediye Başkanı
Turgay Erdem tutuklandı
İzmir Büyükşehir Belediyesi yolsuzluk davasında 3 tahliye
Tunç Soyer 'adli kontrol' talep etti, mahkeme tutukluluğunun devamına karar verdi
Eski (!) Türkiye böyle değildi
Ambarlı'da 1,7 ton Hamzabeyli'de 105 kg uyuşturucu madde yakalandı
İddia milyarlarca liralık suç geliri ve gelirleri aklama
İstanbul'da 'Dağ Grup' operasyonu: 60 şüpheliye gözaltı kararı
Gidenleri açıklayanlar gelenleri açıklamıyor
Hafriyat kamyonundan moloz yerine göçmen çıktı
Gazze'deki hükümet: Bölgeye sadece 173 yardım tırı girdi
Anlaşmada ifade edilenin çok altında
Gürcistan karşısında dört köşe olduk: 4-1
A Milli Futbol Takım grubu ilk ikide bitirmeye çok yaklaştı
Özgür Özel grup toplantısında konuştu
'Yoksulun cebine atılan o eli kıracağız'
Sağlıkta atama sonuçları açıklandı
15 bin 247 kişi yerleşti
BTP'nin seferberliği dört bir yanı sarıyor
Gençlerimiz kurtulmayı bekliyor
Daha imzaların mürekkebi kurumamıştı
İsrail ateşkese rağmen Gazze'de 6 Filistinliyi daha öldürdü
Her yerden yolsuzluk akıyor
Yalova'da İl Göç İdaresi'ne operasyon: 8 gözaltı
Erdoğan, Mısır dönüşü uçakta konuştu
'ABD'nin etkisini sürdürmesi önemli'
AJet’ten müthiş kampanya
9 dolara yurt dışına uçuş fırsatı
Bahçeli sorumlu dil kullanmaya davet etti
'Terörsüz Türkiye sekteye uğramamalı'
Eski Nilüfer Belediye Başkanı
Turgay Erdem tutuklandı
İzmir Büyükşehir Belediyesi yolsuzluk davasında 3 tahliye
Tunç Soyer 'adli kontrol' talep etti, mahkeme tutukluluğunun devamına karar verdi
Eski (!) Türkiye böyle değildi
Ambarlı'da 1,7 ton Hamzabeyli'de 105 kg uyuşturucu madde yakalandı
İddia milyarlarca liralık suç geliri ve gelirleri aklama
İstanbul'da 'Dağ Grup' operasyonu: 60 şüpheliye gözaltı kararı
Gidenleri açıklayanlar gelenleri açıklamıyor
Hafriyat kamyonundan moloz yerine göçmen çıktı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.