Hakikati anlamak öyle zorlu öyle meşakkatli bir iştir ki bunu anlamanın yolu sadece iman ehli olanlara açıktır. Ve günümüzde iman ehli olmadığının farkında olmayan o kadar çok insan var ki. Hakikat tüm bunların ortasında tıpkı çamura saplanmış bir elmas gibi duruyor.
Peki, hakikat nedir? Hakikati kim ortaya çıkartabilir?
Bu sorular çoğalabilir fakat tek bir cevabı vardır; hakikat Allah'tır. Ve hakikati ancak Allah ortaya çıkartır. O hakikat ki Allah'ın yeryüzündeki gölgesidir. Aslında hakikat olan Allah'ın ruhuna üflediği insandır, halifesidir.
Şimdiye kadar hakikatleri kimin ortaya çıkardığı malumdur. Haklıya hakkını veren ve haksıza haddini bildiren de malumdur.
Hakikat ortada! Lakin onu görebilecek imanlar nerde? İmanlar her geçen gün körelirken, insanlar hangi hakikati görebilir? İnsan Hakikat kaynağının başında nasıl karanlıklara boğulur ve Haklı olanı görmeden nasıl haklı olduğunu düşünür?
Maalesef bizler en hakiki insanı kaybettik. O'nun ardından ne söylense kâfi gelmez. Ne yazıktır ki değeri bilinmedi merhum Dedem Haydar Baş'ın. O hayatı boyunca hakikati anlamış ve hakikati anlatmak için tüm hayatını ve varlığını bu uğurda vakfetmiştir.
Çocukluğumdan bu yana aklımdaki sorular O'nun bilgeliğiyle bir gün olsun cevapsız kalmadı. En hakiki insan olmanın da getirisi bu herhalde, Allah'ın lutfettiği büyük bir ilim hazinesi.
Hazinemizi kaybettik biz, ilmimizi ve hakikatin sözcüsünü. Öyle güzel konuşurdu ki bir an olsun insanın dikkati dağılmaz, söyledikleri bir ilaç gibi yaralı gönüllere tesir ederdi.
En hakiki insan, ey hakiki insan! Biz hasretinle boğuşurken bir yandan da bıraktığın davayı ileri taşımaya gayret ediyoruz.
Allah bizleri hakikat kapısından ve en hakiki insandan ayırmasın. Çünkü Hakk'ın karşısında yalnızca bâtıl olunabilir.
- İnsan ve sistem ilişkisi üzerine / 16.08.2018
- Görülemeyen gerçek / 13.11.2016
- Atatürk mü dinsiz! / 15.02.2016