Ömer Lütfi Mete, yazılarını zevkle takip ettiğim ender yazarlardan. Ömer Lütfi Mete, dünkü yazısında şöyle bir sitemde bulunuyor:
"Kime içerleyelim? Terör örgütü gibi davranan UEFA'ya mı, yoksa devlet gibi davranamayan, "ayaklarımın altına aldım" dediği mesaja boyun eğerek başının üstüne çıkaran Ankara'ya mı?"
Mete, bu cümleleriyle hedefi tam onikiden vurmuş. Öyle ya, Başbakanımız Tayyip Erdoğan, terör saldırılarının ardından, "mesajı elimin tersiyle itiyor, ayaklarımın altında eziyorum" şeklinde bir açıklama yapmıştı. Teröre ve destekçilerine meydan okumuştu adeta! Ama son olaylar karşısında Başbakanımızın sergilediği tutum, tam da Mete'nin ifade ettiği tarzda, o mesajın altında ezilmekle eşdeğer. Başbakan Erdoğan UEFA'nın aldığı karara karşı çaresizliğini "ne yapalım biz de Brüksel'e taşırız konuyu" cümleleriyle ifade ediyor. Başbakanımız ayakları altına aldığı mesaja boyun eğmiş, çaresiz...
O günlerde Avrupa'dan gelen mesajların sıcaklığı aşırı olmalı ki, bu sıcaklık acı vermeye başladı. Düpedüz yakıyor yahu! Kimi aklı evveller de, "Avrupa'ya daha da yaklaştık" türküsünü çığırmaya başlamıştı. Biz bu filmi daha önce de seyretmiştik. 17 Ağustos depreminin ardından Avrupa'dan gelen birkaç taziye mesajı ve Yunanistan'ın şov maksatlı yardım ve dostluk mesajlarıyla gaza gelen AB şakşakçıları, "deprem bizi AB'ye yaklaştırdı" diye tempo tutmuşlardı. Hatta, depremle meydana gelen birkaç santimlik "Batı istikametine doğru kayma" olayı jeolojik realitesinden ziyade, siyasi bir platformda değerlendirilmiş, "bakın topraklarımız da Batı'ya yaklaşıyor, biz de yaklaşıyoruz" şeklinde tefsir edilmişti.
Şimdi de, Avrupa'ya İstanbul'da patlatılan bombalarla yaklaşmış olduk. Baksanıza, her afet, her felaket bizi AB'ye bir adım daha yaklaştırıyor.
Felaketlerle, kanla, ölümle perçinlenen bir dostluk! Bizim Avrupa'yla olan aşkımız işte böyle kanlı bir temele kurulu!
Avrupa cephesinde ise işler, bakışlar, fikirler çok farklı. Önce UEFA'nın aldığı kararla Türkiye'ye verilen değer (!) gösterildi, sonra Avrupa Konseyi, Türkiye'deki çalışmalarını güvenlik gerekçesiyle iptal ederek noktayı koydu. Ama bu nokta tam da Türkiye'nin üzerine konuldu ve rengi de kırmızı...