Haçlıların yüce Türk milletinin köklerinden, aslından, dininden kısaca milli ve manevi değerlerinden koparmak için yüz yıllardır başurmadığı, denemediği yöntem kalmadı. İlk önce 13 haçlı seferi yaptılar. Baktılar savaşla bu milleti yıkamayız. Yapılan onca araştırma ve projelerden sonra İngiliz Müstemlekeler Bakanlığının her müslüman ülkeye gönderdiği casuslardan biri olan Humpher 1713 senesinde Basra'da avladığı 14 yaşındaki Necidli Muhammed'i senelerce aldatarak Vehhabi fırkasını kurdurdular. İngiliz Müstemlekeler Bakanlığının emri ile 1737 senesinde tüm dünyaya ilan ettiler.
Ajan Humpher 1710 yılında İngiliz Sömürgeler Bakanlığının emriyle Mısır, Irak, İran, Hicaz ve hilafet merkezi İstanbul'da casusluk yapmak için gönderilen binlerce ajandan biriydi. İstanbul'a gelerek bir marangozun yanında çalışmış bu süre zarfında Ahmet Efendi adındaki hocadan Türkçe, Arapça ve Kur'an, tefsir dersleri almıştır. Türkçe ve Arapçayı mükemmel Anadolu aksanıyla konuşan Humpher, buradan Basra'ya giderek Muhammed Abdülvehhab'ın softasının dostluğunu kazanmış, zehirli fikirlerini ona aşılayarak zehirlemiştir.
İnsanlığa umut ve ufuk verebilecek olan tek din İslam dinidir. Batılılar bu gerçeği gördüler ve o yüzden İslam'ı hedef seçtiler. Birincisi, ne yapıp edip İslam'ı terörle özdeşleştirerek mahkum etmek. Müslümanları terörist, zararlı kimseler olarak göstermek. İkincisi de, İslam'ın içini boşaltarak sadece ferdi bir inanç meselesi haline getirerek dünyaya, hayata ilişkin entelektüel, siyasi, ekonomik, kültürel taleplerini iptal etmeye çalışmak. Bunu sağlamak için de, İngiliz Sömürge Bakanlığı Hıristiyan misyonerlerine üç asır önce şu gizli talimatı verdi:
1- İslâm alimleri, toplum nezdinde küçük düşürülerek saf dışı edilmelidir. 2- Peygamberin dinden maksadı sadece İslâm dini değildir. Hıristiyanların ve Yahudilerin dinleri de Müslümanlıktır. Çünkü kaynakları birdir. Bu konu ısrarla vurgulanmalıdır. 3- Müslümanlar ibadetlerden alıkonulmalıdır. "Allah'ın ibadete ihtiyacı olmadığı" gibi gerçekler her an onlara telkin edilmelidir. Böylece ibadetten soğumaları sağlanmalıdır. 4- Müslümanların kılık kıyafetiyle, yaşayışıyla, yazı, karikatür ve fıkralarla alay edilmeli. 5- Müslümanların ellerinde gerçek Kur'an'ın olmadığı, hadislerin uydurma olduğu söylenmeli. Ve onlar Kur'an, Ehl-i Beyt ve Sünnet hakkında şüpheye düşürülmelidir.
Özetlemek gerekirse, Haçlıların hedefi, dinin temeli olan iman esaslarını bildiren ilmini yok edip, İslamiyet'i emir ve yasakları olmayan bir hümanizma, bir felsefi ahlâk sistemi haline getirmekti. İslam'ı parçalamak için iki önemli nokta olduğunu gördüler: 1- Müslümanlar arasına nüfuz ederek ayrılık çıkaracak noktaları bulmak. 2- Zayıf oldukları noktalarda tefrika ve anlaşmazlık icad etmeye çalışmak.
Neticede Abdülvehhab'a bir mezhep kurdurarak İslam dünyasını kana buladılar. Arabistan devleti Suudi Arabistan oldu. Bu apaçık Vehhabiliğin sahibinin Haçlılar olduğunun ispatıdır.
Bu denemeden sonra nurculuk adı altında Said Nursi ile paralel Abduh, Afgani her biri bir koldan bazen de birleşerek hem Abdulhamit'e karşı, hem de Gazi Mustafa Kemal'e karşı saf tutarak İngilizlerle beraber oldular. Mustafa Kemal Atatürk ve Türk milleti bütün bu olumsuzluklara rağmen bunların üstesinden geldi ve Türkiye Cumhuriyeti devletini kurdu. Ancak Haçlılar durur mu? İçimizde yaşayan bizden bildiğimiz ne kadar hain ve ajan varsa hepsine bir makam ve mevki kazandırdılar. Kimisi köşe yazarı, kimisi cemaat lideri, kimisi püsküllü tarihçi, kimisi cübbe sahibi, kimisi de siyasi lider oldu. İşte bu hainlerin eli ile insanımızı önce maddi açıdan çökerttiler sonra sosyal ve eğitim açısından bitirdiler. En sonda gönlünde ki imanın içini boşalttılar.
Bugün insanımız haine, hırsıza, darbeciye sahip çıkarken bu hainleri yıllar evvel görüp milletini ayıktıran iman sahibi, Allah'ın adamı olan, bu millete her zaman sahip çıkan Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i bir türlü anlamaz ve O'na sahip çıkmaz. İnsanımız o kadar yıpratılmış ve o kadar aldatılmış ki artık gerçeği göremez görse bile imanından önce nefsini araya koyduğu için kabullenmez hale gelmiştir. İnsanımızı bu hale getiren fetösu, cübbelisi, köşe yazıcısı, diyalogçusu, siyasisi ve bunların arkasındaki güçlerin Allah belasını versin. Yüce Allah milletimizin kapanan basiretini açsın.
Ajan Humpher 1710 yılında İngiliz Sömürgeler Bakanlığının emriyle Mısır, Irak, İran, Hicaz ve hilafet merkezi İstanbul'da casusluk yapmak için gönderilen binlerce ajandan biriydi. İstanbul'a gelerek bir marangozun yanında çalışmış bu süre zarfında Ahmet Efendi adındaki hocadan Türkçe, Arapça ve Kur'an, tefsir dersleri almıştır. Türkçe ve Arapçayı mükemmel Anadolu aksanıyla konuşan Humpher, buradan Basra'ya giderek Muhammed Abdülvehhab'ın softasının dostluğunu kazanmış, zehirli fikirlerini ona aşılayarak zehirlemiştir.
İnsanlığa umut ve ufuk verebilecek olan tek din İslam dinidir. Batılılar bu gerçeği gördüler ve o yüzden İslam'ı hedef seçtiler. Birincisi, ne yapıp edip İslam'ı terörle özdeşleştirerek mahkum etmek. Müslümanları terörist, zararlı kimseler olarak göstermek. İkincisi de, İslam'ın içini boşaltarak sadece ferdi bir inanç meselesi haline getirerek dünyaya, hayata ilişkin entelektüel, siyasi, ekonomik, kültürel taleplerini iptal etmeye çalışmak. Bunu sağlamak için de, İngiliz Sömürge Bakanlığı Hıristiyan misyonerlerine üç asır önce şu gizli talimatı verdi:
1- İslâm alimleri, toplum nezdinde küçük düşürülerek saf dışı edilmelidir. 2- Peygamberin dinden maksadı sadece İslâm dini değildir. Hıristiyanların ve Yahudilerin dinleri de Müslümanlıktır. Çünkü kaynakları birdir. Bu konu ısrarla vurgulanmalıdır. 3- Müslümanlar ibadetlerden alıkonulmalıdır. "Allah'ın ibadete ihtiyacı olmadığı" gibi gerçekler her an onlara telkin edilmelidir. Böylece ibadetten soğumaları sağlanmalıdır. 4- Müslümanların kılık kıyafetiyle, yaşayışıyla, yazı, karikatür ve fıkralarla alay edilmeli. 5- Müslümanların ellerinde gerçek Kur'an'ın olmadığı, hadislerin uydurma olduğu söylenmeli. Ve onlar Kur'an, Ehl-i Beyt ve Sünnet hakkında şüpheye düşürülmelidir.
Özetlemek gerekirse, Haçlıların hedefi, dinin temeli olan iman esaslarını bildiren ilmini yok edip, İslamiyet'i emir ve yasakları olmayan bir hümanizma, bir felsefi ahlâk sistemi haline getirmekti. İslam'ı parçalamak için iki önemli nokta olduğunu gördüler: 1- Müslümanlar arasına nüfuz ederek ayrılık çıkaracak noktaları bulmak. 2- Zayıf oldukları noktalarda tefrika ve anlaşmazlık icad etmeye çalışmak.
Neticede Abdülvehhab'a bir mezhep kurdurarak İslam dünyasını kana buladılar. Arabistan devleti Suudi Arabistan oldu. Bu apaçık Vehhabiliğin sahibinin Haçlılar olduğunun ispatıdır.
Bu denemeden sonra nurculuk adı altında Said Nursi ile paralel Abduh, Afgani her biri bir koldan bazen de birleşerek hem Abdulhamit'e karşı, hem de Gazi Mustafa Kemal'e karşı saf tutarak İngilizlerle beraber oldular. Mustafa Kemal Atatürk ve Türk milleti bütün bu olumsuzluklara rağmen bunların üstesinden geldi ve Türkiye Cumhuriyeti devletini kurdu. Ancak Haçlılar durur mu? İçimizde yaşayan bizden bildiğimiz ne kadar hain ve ajan varsa hepsine bir makam ve mevki kazandırdılar. Kimisi köşe yazarı, kimisi cemaat lideri, kimisi püsküllü tarihçi, kimisi cübbe sahibi, kimisi de siyasi lider oldu. İşte bu hainlerin eli ile insanımızı önce maddi açıdan çökerttiler sonra sosyal ve eğitim açısından bitirdiler. En sonda gönlünde ki imanın içini boşalttılar.
Bugün insanımız haine, hırsıza, darbeciye sahip çıkarken bu hainleri yıllar evvel görüp milletini ayıktıran iman sahibi, Allah'ın adamı olan, bu millete her zaman sahip çıkan Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i bir türlü anlamaz ve O'na sahip çıkmaz. İnsanımız o kadar yıpratılmış ve o kadar aldatılmış ki artık gerçeği göremez görse bile imanından önce nefsini araya koyduğu için kabullenmez hale gelmiştir. İnsanımızı bu hale getiren fetösu, cübbelisi, köşe yazıcısı, diyalogçusu, siyasisi ve bunların arkasındaki güçlerin Allah belasını versin. Yüce Allah milletimizin kapanan basiretini açsın.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Gökhan Demir / diğer yazıları
- ABD ve İsrail’i gölgede bıraktılar… / 28.10.2024
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020