"Bu ümmet de yetmiş üç fırkaya ayrılacak, biri hariç hepsi cehennem girer." (Ebu Davud, Sünnet, 1; Tirmizî, İman,18; İbn Mace,Fiten, 17; İbn Hanbel, 2/332).Her grup kendini kurtuluş adresi olarak göstermekte ve bilhassa bu konuda maalesef tutucu bir tavır sergileyip ve koyu bir taassup göstermektedir. Cemaat, grup, birey, meşrep ve mezheplerin ortaya çıkışıyla günümüzdeki algısı maalesef örtüşmemektedir. Kendisinde olmayan gruplar öğrenilmeden, tetkik edilmeden ötekileştirmek kimsenin haddine değildir. Özellikle Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat geleneği diye geniş bir paradigma oluşmuştur. Kendisini böyle tabir etmeyen cemaat ve meşrepler veya mezhepler sapkın görülmüş, ne dediğine dahi bakılmadan bu Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaatin dışında denilip dışlanmıştır. Elbette Kur'an'a ve Sünnet'e uyanlar kurtuluşa erenlerdir. Burada farklılık Kur'an'ı ve Sünnet'i yaşama biçimi olarak aldığımız referanslardır. Bunun da referansı Kur'an ve Sünnet olmalıdır ki, bu referansı hem Yüce Allah, hem de Efendimiz söylemiştir.Ancak Kur'an-ı Kerim'de Sünni diye bir tabir yoktur. Ve 73 fırkanın sadece birisi necat fırkası olduğu halde ve yine Efendimiz kurtuluş gemisinin Ehl-i Beyt gemisi olduğunun müjdesini verdiği halde bu birliktelik malesef sağlanamamıştır. Allah'a ulaştıran yol Nübüvvet yoludur, ki bu yol Hatemu'l-Enbiya Hz. Muhammed Mustafa ile son bulmuş, İmam Ali Murteza'nın velayetiyle kıyamete kadar devam edecektir. Allah-u Teala'nın muradını kavramak ve Kur'ani hayatı yaşamak üzere Efendimizin (s.a.a.) nuruna, Efendimizin nurundan o sonsuz umman ülkesinden nasiplenmek için de Ehl-i Beyt kapısından -yani evvela velayetin şahı İmamı Ali'den -istifadeden geçer. "Ben ilmin şehriyim Ali onun kapısıdır." (el-Cami'us-Sağir 1/415, Sevaiku'l-Muhrika 73; Tehzibu't-Tehzib 6/320; Müstedrek-i Hâkim 3/126). "Evlere kapılarından girin." (Bakara: 185). "O halde kim ilim istiyorsa ona kapısından girsin." (Yenabiü'l-Mevedde, s. 65) Bu kapıya açmak için de yine onların evlatları olan On iki İmam da bu kapıya adeta anahtar olmuşlardır. Hz. Fâtıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Ona bu makamda ortaktırlar. Onlardan sonra bu ulvi vazife Abdulkadir Geylani'ye verilmiştir. Onlara varan dostları, yarenleri, müntesipleri, talebeleri, halifeleri de bu yolun tariklerini oluşturur.Bu konuda Veda Hutbesi'nde Peygamberimiz şöyle buyurmuştur. "Size iki şey bırakıyorum; onlara temessük etseniz necat bulursunuz. biri Kitabullah, biri Ehl-i Beytim." (Tirmizî, Menâkıb: 31; Müsned, 3:14, 17, 26).Resûlullah (s.a.a.), İmam Ali'ye (a.s.), "Seni sona bırakmakla kendime kardeş yapmak istedim. Senin, Benim yanımdaki konumun, Harun'un Musa'nın yanındaki konumu gibidir, şu var ki Benden sonra peygamber gelmeyecektir ve sen Benim vârisimsin" buyurdu. Ali (a.s.), "Ya Resûlallah! Senden miras alacağım şey nedir?" diye sorunca, "Peygamberlerin bıraktıkları miras türü şey; Allah'ın kitabı ve peygamberlerinin sünneti" diye cevap verdi. (Taberanî, el-Kebîr/Şamile, 5/163).Bu hadisten anlaşılıyor ki, Ehl-i Beyt ile Sünnet arasında sıkı bir ilişki vardır. Sünnet'in asıl taşıyıcıları Hz. Ali (a.s.) ve Onun riyaset ettiği ve neslinin başını çektiği Ehl-i Beyt'idir. d"Sizden risaletime karşılık herhangi bir ücret istemiyorum, Ehl-i Beyt'ime sevgiden başka" (Şura, 23) ayet-i kerimesi Efendimizin risaletinin tasdiki, kabulü ve O'na olan borcumuzun delilidir. İmam Şafii'nin vesair ulemanın icmasıyla O'nun Ehl-i Beyt'ini sevmek farzdır. İmam Tirmizi'nin, Sünen'inde (3130) rivayet ettiği hadis-i şerifte Enes b. Malik (r.a.) şöyle diyor: "Resûlullah sabah namazına çıkarken altı ay Fâtıma'nın kapısından geçerek onlara şöyle sesleniyordu: Ey Ehl-i Beyt, namaza, ey Ehl-i Beyt, Allah sizden murdarlığı giderip sizi tertemiz kılmak diler." (Ahzab, 33). Ayrıca bu konuda müdellel eserler ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş Hocamın Ehl-i Beyt Külliyatı'nda Ehl-i Sünnet âlimlerinden derlenmiş yüzlerce ayetin, Sünni kaynakların ve binlerce hadisin metnine ulaşabilirsiniz. Yukarıda bahsettiğimiz gibi Kur'an, Sünnet ve Ehl-i Beyt ile şekillenen tasavvufu, bundan başka dogma bilgiler ve kültler ile izah etmek mümkün değildir. Bundan harici görüşler bâtıl ve İslam'ın ruhunun ve mantalitesinin dışındandır. Kur'an'ın Ehl-i Beyt'iyle kıyamete kadar ayrılmayacağını söyleyen Ehl-i Beyt'ini referans almayan yaşam biçimleri konumuz dışındadır. Bunlar tarih içerisinde var olmakla beraber İslam dairesi içerisinde görülmemiş ve çoğunlukla kaybolup gitmişlerdir. Kur'an'ı anlamaya çalışırken Sünnet'i, Sünnet'i yaşamaya çalışırken Ehl-i Beyt'i yaşamayan bir tasavvuf ekolü var olamaz. Ancak günümüzde bu sevgi bağını zayıflatarak tahripkâr tutumlar her tarafa sızmıştır. Tasavvufu mistisizmle, panteizmle, hümanizm ile veya çeşitli felsefi akımlarla açıklamaya çalışmak veya ruhbanlık ile bağdaştırmak; tasavvuftan bin sene sonra doğan kendilerini yeniden anlamlandırmak isteyen batı felsefesi ile veya onun mistik anlayışlarıyla izahı mümkün değildir. Beslendikleri hatta yarım yamalak çaldıkları tasavvufi akımın yerine şimdi tasavvufu tarif eden yerli ilahiyatçıların onları referans göstererek bu tarife girmeye çalışmaları ise tuhaftır. Aslında bütün mezhepler de, meşrepler de Ehl-i Beyt'e ulaşmak için var olmuşlardır. Bugün maalesef müntesipleri bunu unutur hale getirmişlerse de öz itibarıyla tüm mutasavvıflar Ehl-i Beyt'in nurundan var olmuşturlar. Özetle, Fırka-i Naciye, Ehl-i Beyt'in kurtuluş gemisine binenlerdir. Bunun dışındaki yollar bâtıldadır. Hem burada cemaat, cemiyet, mezhep ve meşrep taassubu yoktur. Seven, sevilen, necat olan, kurtuluş olan, Fırka-i Naciye olan tek yol Ehl-i Beyt'tir. Vesselam.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Arda Karani / diğer yazıları
- Elbise Kuramı-3 / Elbise insanda gizlidir / 11.05.2024
- Elbise Kuramı-2 / İnsan elbisesinde saklıdır / 10.05.2024
- İCMA VE İCTİHAD / 26.10.2022
- Geylani okulunda Ehl-i Beyt ekolü / 10.08.2022
- Geylani Okulu / 29.07.2022
- Bir tasavvuf anatomisi / 22.07.2022
- Antroposen Çağı / 30.06.2022
- Holosen / Mavi Cennet / 09.06.2022
- Bir Deniz Masalı/ Günebakan Şiiri / 09.05.2022
- Sakız orucu bozar mı? -2- / 19.04.2022
- Elbise Kuramı-2 / İnsan elbisesinde saklıdır / 10.05.2024
- İCMA VE İCTİHAD / 26.10.2022
- Geylani okulunda Ehl-i Beyt ekolü / 10.08.2022
- Geylani Okulu / 29.07.2022
- Bir tasavvuf anatomisi / 22.07.2022
- Antroposen Çağı / 30.06.2022
- Holosen / Mavi Cennet / 09.06.2022
- Bir Deniz Masalı/ Günebakan Şiiri / 09.05.2022
- Sakız orucu bozar mı? -2- / 19.04.2022