Fitne çıktığında!

Kur'an-ı Kerim'de fitne ile ilgili ayeti kerimeleri okuyanlara üzülerek belirtmeliyiz ki, çok yanlış manalara yönelmektedirler. 
Bunun başlıca sebebi ise hiç şüphesiz mealciliktir. 
Mealcilik, ayeti kerimenin nüzul sebebine inmediği için bazı aklı evveller kelimelerin siyak ve sibakına bakmadan koca koca çamları bir bir devirmektedirler.
Bunlara en güzel örnek Bakara suresi 191. ayeti kerimedir. 
Mealen Rabbimiz (c.c.) şöyle buyurmaktadır: "Fitne çıkarmak adam öldürmekten daha kötüdür."
Bazı kötü amaçlı, koyun postuna bürünmüş çakallar, bu ayeti kerimedeki iki, üç kelimeyi cımbızla alarak, insanımızı yanlışa yönlendirmek istemektedirler.
Maalesef günümüz Müslümanları da bu ayeti kerimeyi yanlış anlamış olmalılar ki, İslam coğrafyasının her yerinde kardeşkanı oluk gibi akmaktadır.
Bazı âlim kisvesine bürünmüş şarlolar da kimi sultanların (krallarımızın) kardeş katlini bu ayeti kerimeyle, caiz gösterme yanlışına düşmektedirler. Söyledikleri söz ise gerçekten cahilcedir; 
'Fitne çıkarmak adam öldürmekten daha tehlikeli ise fitne çıkmasına sebebiyet olabilecek insanlar öldürülebilir.' 
Nasıl akıl! İşlenmemiş bir suça ceza verilebilir mi? 
Katilleri, bebekken daha büyümeden, öldürebiliyorlar mı? 
Bu ayeti kerimedeki fitne ne?    
İmam Celaleddin Essuyuti, Eddurul Mensur isimli tefsirinde (1. cild 457. sayfası Beyrut Lübnan baskısı) ayeti kerimede kast edilen fitne "şirktir" diye tefsir etmiştir. 
Bu ayeti kerimenin tamamına baktığımızda Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: 
"Onları nerede yakalarsanız öldürün, onların sizi çıkardığı yerden (yani Mekke'den) siz de onları çıkarın! Fitne çıkarmak adam öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram'da onlarla savaşmayın ki, onlar da sizinle orada savaşmasınlar. Fakat onlar sizinle savaşırlarsa, hemen onları öldürün; kâfirlerin cezası böyledir." 
Anlaşılacağı üzere muhatap alınan Mekkeli Müşriklerdir ve çıkardıkları fitne Allah (c.c.) varlığını birliğini, peygamberini inkârdır. 
Çıkardıkları fitnenin (şirkin) karşılığında cezanın muhatabı kâfirlerdir. Oysaki bu ahmaklar, cahilce buradaki muhatabın, Müslümanlar olduğunu iddia etmekte, kardeş kavgasına işaret etmek istemektedirler. 
Fitneden, kardeşin kardeşi boğazladığı zamanı veya koşulu esas ölçü alacaksak; Adem (a.s.) oğlu Kabil, kardeşi Habil'i öldürmüş, kendisine göre babasıyla kendisinin arasını açan fitnenin kökünü kazımıştı. Rabbimiz hangisine cenneti vaad etmiş, hangisini ise cehennem ateşiyle cezalandırmıştı?
Kainatın Efendisi ne güzel buyurmuşlardır; "Fitne çıktığında evlerinize sığının, oklarınızı kırın, yaylarınızı kesin, Adem'in (a.s.) oğlu Habil gibi olun." (Ebu Davud)
Şimdi İmam Ali'nin (r.a.) neden evine çekildiğini, hakkı olanı almak için mücadele etmediğini daha iyi anlamış oluruz.