Fransa'da İslam karşıtlığı körükleniyor
5 milyonluk Müslüman nüfusa sahip Fransa'da gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri kapsamında sağ ve aşırı sağ partilerin adaylarının, kampanyalarını İslam karşıtlığı üzerine kurdukları görülüyor.
20.09.2016 00:00:00
Fransa'da gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri son olarak aşırı sağ parti Ulusal Cephe'nin (FN) lideri Marine Le Pen'in adaylığını açıklamasıyla adaylar bazında şekillenirken, ülkede yaşayan Müslümanlar, kampanya sürecinin başlıca gündem maddeleri arasında yer alıyor.
Tesettür mayo, başörtüsü, camilerin finansmanı ve Müslümanların Fransa Cumhuriyeti ile uyumu tartışmalarıyla geçen süreçte yaklaşık 5 milyonluk nüfusla Fransa'nın ikinci dini olanı İslam, tüm partiler için ana seçim malzemelerinden biri haline geldi.
Fransız sağının en güçlü aday adaylarından Cumhuriyetçiler Partisi Başkanı Nicolas Sarkozy ve rakibi François Fillon, kampanya sürecinde Müslümanlara en çok atıfta bulunan liderler arasında yer alırken, "ülkedeki temel sıkıntının İslam olduğunu" öne süren açıklamalarda bulunuyor. Muhalefette yer alan partinin seçim sürecini resmen başlatan "Yaz Üniversitesi" etkinliğinde halka seslenen Fillon, "Cemaatçilikle mücadeleden bahsederken İslam'la yaşadığımız soruna değinmemek olmaz. Katolikler, Protestanlar, Yahudiler, Budistler ve Sihler ülkenin birliğini tehdit etmiyor" ifadelerini kullanmıştı. Seçim yarışına "Her Şey Fransa İçin" adlı kitabıyla katıldığını açıklayan Sarkozy de İslam konusunda en sert açıklamalarda bulunan liderler arasında yer alıyor.
Fransa'nın eski cumhurbaşkanı, kitabının İslam'a atıfta bulunan bölümünde "Polemiğe girmeden kabul etmemiz gereken bir gerçek var, Fransa Cumhuriyeti bugün tüm dinlerle zorluk yaşamıyor, sadece bir tanesi kaçınılmaz entegrasyon süreci için yeterli çabayı göstermemiş durumda" açıklamalarında bulunuyor.
Aşırı sağcı Marine Le Pen ise doğrudan İslam'la değil "İslamcı aşırıcılık" ile mücadele ettiğini ifade ederken, İslam'ın Fransa Cumhuriyeti ile uyumlu olabileceğini ifade eden açıklamalarıyla dikkati çekiyor.
Geçen hafta TF1 kanalına konuşan Le Pen, "Ben tek bir dine savaş açmış değilim. İslam'ın, özellikle aydınlar tarafından sekülerleştirilen bir İslam'ın, Cumhuriyetle uyumlu olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullanmıştı.
Müslümanlar oy malzemesi oldu
Seçim sürecinde İslam ve Müslümanlara ilişkin tartışmalar hakkında açıklamalarda bulunan Müslüman ve Arap Dünyası Çalışmaları Merkezi (IREMAM) Araştırma Direktörü François Burgat, "Müslümanlar Fransa tarihinde benzerine rastlanmamış seviyede seçim malzemesi haline geldi" değerlendirmesini yaptı.
Fransa'nın "Müslüman politikasının" seçimler üzerinden şekillendiğine vurgu yapan Burgat, "Hem iç hem dış siyasetle ilgili İslam'a ve Müslümanlara atıfta bulunan tüm açıklamalar ancak yaklaşan seçim çerçevesinde ele alınabilir" dedi.
Siyasi liderlerin ülkeyi asıl ilgilendiren işsizlik ve sanayi üretiminin düşmesi gibi ekonomik konulara herhangi bir çözüm önerisi getiremediği için tartışmayı "popülizmin tavan yaptığı" güvenlik ve milli birlik üzerinden yürüttüğünü savunan Burgat, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Siyasetçiler kendi sorumluluklarını düşünmek yerine, tüm tartışmayı Müslümanların Fransa'daki yeri ve İslam'a atfedilen 'kusurlar' üzerinden yürütüyor. Son yıllarda Fransa'daki tüm siyasi akımlar, aşırı sağın basite indirgeyen ve yabancı karşıtı tutumları etrafında birleşmeye başladı."
'Hollande'ın Müslüman oylarını alması çok zor'
Sağ ve aşırı sağın kendilerini reddetmesine karşın Müslümanların Sosyalist Parti'ye ve Hollande'a yönelmelerinin kesin olmadığını söyleyen Burgat, "Hollande, 2012 seçimlerinde kısmen başarıyla gerçekleştirdiği Müslüman oylarını cezbetme kampanyasını tekrar uygulamaya çalışacaktır. Fakat bu operasyondan sonuç alması çok zor çünkü Müslüman seçmenler artık kendisine güven duymuyor, görev süresi boyunca izlediği politikalardan hüsrana uğramış durumda" dedi.
Terör saldırıları sonrası ilan edilen olağanüstü halin Müslümanları hedef alması ve Fransız tipi İslam'ı oluşturma süreci kapsamında Müslümanların görüşlerinin alınmamasının Müslümanlar ile solun arasını açtığını belirten Burgat, özellikle yeni kurulan İslam Vakfı'nın "bardağı taşıran son damla olduğu" yorumunda bulundu.
Tesettür mayo, başörtüsü, camilerin finansmanı ve Müslümanların Fransa Cumhuriyeti ile uyumu tartışmalarıyla geçen süreçte yaklaşık 5 milyonluk nüfusla Fransa'nın ikinci dini olanı İslam, tüm partiler için ana seçim malzemelerinden biri haline geldi.
Fransız sağının en güçlü aday adaylarından Cumhuriyetçiler Partisi Başkanı Nicolas Sarkozy ve rakibi François Fillon, kampanya sürecinde Müslümanlara en çok atıfta bulunan liderler arasında yer alırken, "ülkedeki temel sıkıntının İslam olduğunu" öne süren açıklamalarda bulunuyor. Muhalefette yer alan partinin seçim sürecini resmen başlatan "Yaz Üniversitesi" etkinliğinde halka seslenen Fillon, "Cemaatçilikle mücadeleden bahsederken İslam'la yaşadığımız soruna değinmemek olmaz. Katolikler, Protestanlar, Yahudiler, Budistler ve Sihler ülkenin birliğini tehdit etmiyor" ifadelerini kullanmıştı. Seçim yarışına "Her Şey Fransa İçin" adlı kitabıyla katıldığını açıklayan Sarkozy de İslam konusunda en sert açıklamalarda bulunan liderler arasında yer alıyor.
Fransa'nın eski cumhurbaşkanı, kitabının İslam'a atıfta bulunan bölümünde "Polemiğe girmeden kabul etmemiz gereken bir gerçek var, Fransa Cumhuriyeti bugün tüm dinlerle zorluk yaşamıyor, sadece bir tanesi kaçınılmaz entegrasyon süreci için yeterli çabayı göstermemiş durumda" açıklamalarında bulunuyor.
Aşırı sağcı Marine Le Pen ise doğrudan İslam'la değil "İslamcı aşırıcılık" ile mücadele ettiğini ifade ederken, İslam'ın Fransa Cumhuriyeti ile uyumlu olabileceğini ifade eden açıklamalarıyla dikkati çekiyor.
Geçen hafta TF1 kanalına konuşan Le Pen, "Ben tek bir dine savaş açmış değilim. İslam'ın, özellikle aydınlar tarafından sekülerleştirilen bir İslam'ın, Cumhuriyetle uyumlu olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullanmıştı.
Müslümanlar oy malzemesi oldu
Seçim sürecinde İslam ve Müslümanlara ilişkin tartışmalar hakkında açıklamalarda bulunan Müslüman ve Arap Dünyası Çalışmaları Merkezi (IREMAM) Araştırma Direktörü François Burgat, "Müslümanlar Fransa tarihinde benzerine rastlanmamış seviyede seçim malzemesi haline geldi" değerlendirmesini yaptı.
Fransa'nın "Müslüman politikasının" seçimler üzerinden şekillendiğine vurgu yapan Burgat, "Hem iç hem dış siyasetle ilgili İslam'a ve Müslümanlara atıfta bulunan tüm açıklamalar ancak yaklaşan seçim çerçevesinde ele alınabilir" dedi.
Siyasi liderlerin ülkeyi asıl ilgilendiren işsizlik ve sanayi üretiminin düşmesi gibi ekonomik konulara herhangi bir çözüm önerisi getiremediği için tartışmayı "popülizmin tavan yaptığı" güvenlik ve milli birlik üzerinden yürüttüğünü savunan Burgat, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Siyasetçiler kendi sorumluluklarını düşünmek yerine, tüm tartışmayı Müslümanların Fransa'daki yeri ve İslam'a atfedilen 'kusurlar' üzerinden yürütüyor. Son yıllarda Fransa'daki tüm siyasi akımlar, aşırı sağın basite indirgeyen ve yabancı karşıtı tutumları etrafında birleşmeye başladı."
'Hollande'ın Müslüman oylarını alması çok zor'
Sağ ve aşırı sağın kendilerini reddetmesine karşın Müslümanların Sosyalist Parti'ye ve Hollande'a yönelmelerinin kesin olmadığını söyleyen Burgat, "Hollande, 2012 seçimlerinde kısmen başarıyla gerçekleştirdiği Müslüman oylarını cezbetme kampanyasını tekrar uygulamaya çalışacaktır. Fakat bu operasyondan sonuç alması çok zor çünkü Müslüman seçmenler artık kendisine güven duymuyor, görev süresi boyunca izlediği politikalardan hüsrana uğramış durumda" dedi.
Terör saldırıları sonrası ilan edilen olağanüstü halin Müslümanları hedef alması ve Fransız tipi İslam'ı oluşturma süreci kapsamında Müslümanların görüşlerinin alınmamasının Müslümanlar ile solun arasını açtığını belirten Burgat, özellikle yeni kurulan İslam Vakfı'nın "bardağı taşıran son damla olduğu" yorumunda bulundu.