Avusturya Genelkurmay Başkanı General Höçendorf, Bağlaşık devletlerle ilgili askeri anlaşmalara aykırı olarak hareket eder. O 1915 yılında Doğu cephesindeki askeri başarılardan sonra, 1916 yılında ülkesinin çıkarlarını İtalya hududundaki vuruşmalarda görür. Hâlbuki Bağlaşık Devletler gurubunun Başkomutanı Falkenhayn'ın 1916 yılında gurubu başarıya götürecek savaş plan ve programı, Verdön'de Fransa'ya yapılacak bir saldırıda görülmektedir. Bu plana göre Osmanlı ordusu, Anlaşma gurubu kuvvetlerini bilhassa Çanakkale'den çekilen kuvvetleri Süveyş Kanal harekâtı ile oyalamakla yine Rus ve İngiliz kuvvetlerini İran'da vuruşmalara zorlayarak meşgul edecekti. Avusturya Macaristan ordusunun ağır topçuları da Verdön vuruşmalarında Alman ordusunu destekleyerek Fransa'nın ezilmesine çalışacaktır. Amaç, zaferin, Fransa'nın ezilmesinde görüldüğü içindir. Ama General Höçendorf Alman Genelkurmaylığının bu isteklerine uymayarak, üstelik Rus hududundaki kuvvetlerini dahi İtalya hududuna çekerek saldırıya başlamıştır.Yukarıdaki askeri yanlışlıklar nedeni ile Alman kuvvetleri Verdön saldırılarında amacına ulaşamaz üstelik ağır askeri kayıplara uğrar. Batı cephesinde Som vadisinde de savunmada zorluklar çeker ve zorlanır. Alman kuvvetleri batı cephesinde zorlanırken, Rus orduları Avusturya hududunda Ağustos ayı için saldırı hazırlığı yaparken Avusturya -Macaristan hududunda savunma yapacak askeri birliklerin çok yetersiz olduğunu fark edince 3-4 Haziran gecesi Rus Generali Brusilov birliklerine saldırı emri verir. Alman ve Avusturya kuvvetleri bu saldırıya karşı koyamayarak 100 kilometre kadar geri çekilirler. General Brusilov, Karpat geçitlerine kadar bütün şehir ve kasabaları işgal eder. Tam bozguna uğrayan Alman ve Avusturya kuvvetleri, işgalci Ruslara karşı hiçbir şey yapamaz. Fakat Rusların cephanesi azaldığı için Karpat geçitlerinden geçerek daha ileri bölgelere girmekten çekinirler.Almanlar, temmuz Ağustos aylarında Som Vadisi savunmasında ağır kayıplar verdiğinden ve savunmada zorlandıkları için doğu cephesine yardım gönderemezler. Başkomutan Falkenhayn Osmanlı Devletinden, Galiçya'daki bozgunun durdurulması için askeri yardım ister. Enver Paşa en seçkin askerlerden kurulmuş olan XV. Kolorduyu Galiçya cephesine gönderir. Kendi torağı olmayan uzak diyarlarda kim için neden savaştığını dahi bilmeyen Anadolu'nun Mehmedi Galiçya'da harbılığına yerleştirdiği bol cephane ile Rus ordusuna saldırır. Her türlü silahı yeteneğinden dolayı çok iyi kullanan Mehmed, Ruslara kök söktürerek (İmrahor köyünden, Bu cephede savaşmış Hacı Hüseyin Dedenin deyimi ile) saldırıyı kırarak Rusları ters yüz ederek gerisin geriye kovalarlar. Velhasıl Galiçya'da Türk askeri kahramanlık destanları yazdırarak işgalden kurtarırlar. Rus General Brusilov tüm güzel ümitleri kırılmış olarak birlikleri ile beraber geriye kaçarak Galiçyadan çıkarlar. Bu savaşın sonunda da XV. Kolordunun asker mevcudu 12000 askere düşer.Ömrünün son günlerinde daha kötü günleri görmesinden koruyan Türk Kolordusunu Avusturya- Macaristan İmparatoru Franz -Josef altın madalya ile ödüllendirir.Genelkurmay Başkanı Höçondorf'da kaprisleri ile hem ülkesine, hem de bağlaşıklarına kötü günler yaşattığından dolayı İmparator Franz-Josef tarafından görevinden alınır. İmparator 1848 yılında tahta geçmiş, düşünceleri, duyguları ve çalışmaları ile çok uluslu bir yapıya sahip olan imparatorluk halklarını birleştirmede, birlikte yaşamada, halkı için çimento olmuştur. Onlar arasında birlikte yaşamayı sağlamıştır. Fakat ulusları birleştiren bu çimento, Brusilov komutasındaki Rus saldırıları ile çatlar. Avusturya halklarında dağılma ve ayrılma düşünceleri başlar. Bu düşünceleri gören duyan ihtiyar Franz-Josef üzüntü ve kederinden dolayı 21 Kasım 1916 günü hayata veda eder. Böylece 68 yıllık bir imparatorluk yönetimi son bulurken yerine genç oğlu Karl imparator olur. Ama oğlu İmparator Karl, dağılmaya başlamış olan imparatorluk birlikteliğini sağlamaya çalışmışsa da bunu başaramaz. İleriki günlerde göreceğimiz gibi bu savaşın sonunda parçalanacaktır. Ama bu gün bizi Türk ve Kürt diye ayırmaya çalışanlar bizi parçalayamayacaklar. Çünkü dokuz ve onuncu yüzyıllarda İç Asya Bozkırlarından gelmiş Göktürklerin, Uygurların, Karlukların ve Selçukluların torunları olarak Anadolu'yu Türkiye yapan Türklerin, Gulamların torunlarıyız.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011