Gaybî bilgilerden yararlanma -1-
Bütün Ehl-i Beyt İmamları gaybî bilgilerden haberdardılar. Başka bir ifadeyle, mâneviyat ilmine vâkıftılar
15.06.2024 08:58:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Bütün Ehl-i Beyt İmamları gaybî bilgilerden haberdardılar. Başka bir ifadeyle, mâneviyat ilmine vâkıftılar.
İmam Hasan Askerî'nin kerametlerine dâir; Kutb Ravendî, "Harâic" kitabında toplam kırk; Seyyid Bahranî, "Medinetü'l-Meâciz" kitabında yüz otuz dört; Şeyh Hürr el-Amûlî, "İsbâtü'l-Hüdât" kitabında yüz otuz altı; Allame Meclisî, "Bihâ- ru'l-Envâr" kitabında seksen bir olay kaydetmişlerdir.
Bunun sebebi İmam Askerî ve babası İmam Hâdî'nin içinde bulundukları zor şartlar olabilir. Çünkü İmam Hâdî, Medine'den Samarra'ya zorla nakledildiği için oğlu Hasan Askerî'yi Ehl-i Beyt takipçilerine layıkıyla tanıtmak fırsatı bulamamıştı.
İmam Askerî'yi tanıtıp Ehl-i Beyt dostlarından tanıklar belirleme işi İmam Hâdî'nin ömrünün son zamanlarına kalmıştı.
Öyle ki, İmam Hâdî vefat ettiğinde bile, birçok kişi, İmam Askerî'nin İmam olduğundan haberdar değildi.
Öte yandan, bir grup Ehl-i Beyt takipçisi de İmam Hâdî henüz hayatta iken; oğlu Muhammed'in İmam olduğuna inanmaktaydı.
Bu sebeple bir grup, İmam Hâdî'nin huzurunda O'na saygı gösteriyorlardı. Fakat İmam Hâdî, bu yanlış düşünce ile mücadele ediyor, onları İmam Hasan el-Askerî'ye yönlendiriyordu.
İmam Hâdî şehit edildikten sonra İbn-i Mahviye gibi bir grup hain, bu varsayıma dayanarak halkı kandırmaya ve İmam Askerî'nin çevresinden dağıtmaya kalkıştılar.
Bu olaylar başlangıçta bir grup Ehl-i Beyt takipçisinin İmam Askerî'nin imamlığından şüphe duymalarına yol açtı. Hatta bazıları bu hususta İmam'ı denemeye çalışıyorlardı.
Bazıları da bu konuyla ilgili İmam'la yazışıyordu.
Bu yazışmalar o boyuttaydı ki, İmam el-Askerî bir mektubunda şöyle yazıyordu:
"Babalarımın hiçbiri imamet konusunda Ehl-i Beyt dostlarının sarsıntı ve kuşkularına benim kadar mâruz kalmamıştır."
İşte İmam el-Askerî'den sâdır olan kerametler kuşkuları gideri-yor, bazen de sapmış olanların doğruyu görmelerine vesile oluyordu.
İmam'ın en yakın dostlarından Ebu Hâşim Ca'ferî diyor ki: "Ne zaman İmam'ın huzuruna varsam onun İmam olduğuna dâir yeni bir belirti müşahade ediyordum."
İmam Askerî'nin gaybdan haber vermesi ve kerametleri konusunda nakledilen şu örnekleri sıralayabiliriz:
İmam'ın yakın dostlarından Muhammed b. Ali es-Semerî rivâyet ediyor: "İmam Askerî bana mektup yazarak, 'Bir fitne ile karşılaşacaksınız dikkatli olun!' diye uyardı.
Üç gün sonra Hâşimoğulları arasında bir anlaşmazlık oldu. İmam'a, 'Bu, o fitne midir?' diye yazdım.
İmam, 'Bu o değil; dikkatli olun' şeklinde cevapladı. Birkaç gün sonra Halife Mutezz öldürüldü."
İmam, Mutezz'in öldürülmesinden yirmi gün önce İshak b. Ca'fer Zübeyrî'ye, "Evinde kal, önemli bir olay yaşanacaktır" diye yazdı.
Diyor ki: "Beriha öldürüldükten sonra İmam'a, 'Buyurduğun olay oldu, şimdi ne yapayım?' diye yazdım." Bana, "Dediğim olay başka bir olaydır" diye haber gönderdi ve çok geçmeden Mutezz öldürüldü.
Muhammed b. Hamza Servî anlatıyor: "Ebu Ca'fer Hâşimî aracılığı ile İmam Askerî'ye bir mektup göndererek, güçlenmem için dua etmesi dileğinde bulundum. İmam kendi yazısıyla gönderdiği mektupta şöyle buyuruyordu:
Müjdeler olsun sana! Allah pek yakında seni ihtiyaçsız kılacaktır. Amcan oğlu Yahya b. Hamza vefat etti. Vârisi yoktur. Yüz bin dirhem tutarındaki mal varlığı yakında senin olacaktır."
Ebu Hâşim Ca'ferî rivâyet ediyor: "Hapiste idim. Hapishanenin zorluğundan, zincir ve kündelerin ağırlığından dolayı İmam'a şikâyette bulundum. İmam cevaben yazdı ki: 'Bugün öğlen namazını evinde kılacaksın.'
Çok geçmeden hapisten çıkarıldım ve öğlen namazını evimde kıldım."
Ahmed b. Muhammed rivâyet ediyor: "Abbasî halifesi Muhtedi, mevâliyi katliam etmeye başlayınca İmam Askerî'ye, 'Allah'a şükürler olsun ki, halifenin başı başka işlere karışmış; sizi rahatsız etmiyor. (Muhtedi'nin) sizi tehdit ederek; bunları yeryüzünden yok etmeliyim, dediğini duymuştum' diye mektup yazdım.
İmam, şu cevabı kendi elleriyle yazmıştı: 'Onun ömrü bu tehditlerini yerine getiremeyecek kadar kısa olacaktır. Bugünden say; altıncı gün alçakça ve rezil bir şekilde öldürülmüş olacaktır.'
Altı gün sonra aynen İmam'ın buyurduğu gibi Muhtedi öldürüldü."
Ca'fer b. Muhammed Kalansî rivâyet ediyor: "Eşi hamile olan kardeşim Muhammed, İmam Askerî'ye mek-tup yazarak eşinin kolay doğum yapması ve bebeğin erkek olması için dua etmesini talep etti.
İmam cevabında yazdı ki: 'Allah sana erkek çocuk ihsan edecektir. Muhammed ve Abdurrahman her ikisi de güzel isimlerdir.'
Karısı ikiz erkek çocuk doğurdu. Birine Muhammed, diğerine Abdurrahman ismini koydular." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
İmam Hasan Askerî'nin kerametlerine dâir; Kutb Ravendî, "Harâic" kitabında toplam kırk; Seyyid Bahranî, "Medinetü'l-Meâciz" kitabında yüz otuz dört; Şeyh Hürr el-Amûlî, "İsbâtü'l-Hüdât" kitabında yüz otuz altı; Allame Meclisî, "Bihâ- ru'l-Envâr" kitabında seksen bir olay kaydetmişlerdir.
Bunun sebebi İmam Askerî ve babası İmam Hâdî'nin içinde bulundukları zor şartlar olabilir. Çünkü İmam Hâdî, Medine'den Samarra'ya zorla nakledildiği için oğlu Hasan Askerî'yi Ehl-i Beyt takipçilerine layıkıyla tanıtmak fırsatı bulamamıştı.
İmam Askerî'yi tanıtıp Ehl-i Beyt dostlarından tanıklar belirleme işi İmam Hâdî'nin ömrünün son zamanlarına kalmıştı.
Öyle ki, İmam Hâdî vefat ettiğinde bile, birçok kişi, İmam Askerî'nin İmam olduğundan haberdar değildi.
Öte yandan, bir grup Ehl-i Beyt takipçisi de İmam Hâdî henüz hayatta iken; oğlu Muhammed'in İmam olduğuna inanmaktaydı.
Bu sebeple bir grup, İmam Hâdî'nin huzurunda O'na saygı gösteriyorlardı. Fakat İmam Hâdî, bu yanlış düşünce ile mücadele ediyor, onları İmam Hasan el-Askerî'ye yönlendiriyordu.
İmam Hâdî şehit edildikten sonra İbn-i Mahviye gibi bir grup hain, bu varsayıma dayanarak halkı kandırmaya ve İmam Askerî'nin çevresinden dağıtmaya kalkıştılar.
Bu olaylar başlangıçta bir grup Ehl-i Beyt takipçisinin İmam Askerî'nin imamlığından şüphe duymalarına yol açtı. Hatta bazıları bu hususta İmam'ı denemeye çalışıyorlardı.
Bazıları da bu konuyla ilgili İmam'la yazışıyordu.
Bu yazışmalar o boyuttaydı ki, İmam el-Askerî bir mektubunda şöyle yazıyordu:
"Babalarımın hiçbiri imamet konusunda Ehl-i Beyt dostlarının sarsıntı ve kuşkularına benim kadar mâruz kalmamıştır."
İşte İmam el-Askerî'den sâdır olan kerametler kuşkuları gideri-yor, bazen de sapmış olanların doğruyu görmelerine vesile oluyordu.
İmam'ın en yakın dostlarından Ebu Hâşim Ca'ferî diyor ki: "Ne zaman İmam'ın huzuruna varsam onun İmam olduğuna dâir yeni bir belirti müşahade ediyordum."
İmam Askerî'nin gaybdan haber vermesi ve kerametleri konusunda nakledilen şu örnekleri sıralayabiliriz:
İmam'ın yakın dostlarından Muhammed b. Ali es-Semerî rivâyet ediyor: "İmam Askerî bana mektup yazarak, 'Bir fitne ile karşılaşacaksınız dikkatli olun!' diye uyardı.
Üç gün sonra Hâşimoğulları arasında bir anlaşmazlık oldu. İmam'a, 'Bu, o fitne midir?' diye yazdım.
İmam, 'Bu o değil; dikkatli olun' şeklinde cevapladı. Birkaç gün sonra Halife Mutezz öldürüldü."
İmam, Mutezz'in öldürülmesinden yirmi gün önce İshak b. Ca'fer Zübeyrî'ye, "Evinde kal, önemli bir olay yaşanacaktır" diye yazdı.
Diyor ki: "Beriha öldürüldükten sonra İmam'a, 'Buyurduğun olay oldu, şimdi ne yapayım?' diye yazdım." Bana, "Dediğim olay başka bir olaydır" diye haber gönderdi ve çok geçmeden Mutezz öldürüldü.
Muhammed b. Hamza Servî anlatıyor: "Ebu Ca'fer Hâşimî aracılığı ile İmam Askerî'ye bir mektup göndererek, güçlenmem için dua etmesi dileğinde bulundum. İmam kendi yazısıyla gönderdiği mektupta şöyle buyuruyordu:
Müjdeler olsun sana! Allah pek yakında seni ihtiyaçsız kılacaktır. Amcan oğlu Yahya b. Hamza vefat etti. Vârisi yoktur. Yüz bin dirhem tutarındaki mal varlığı yakında senin olacaktır."
Ebu Hâşim Ca'ferî rivâyet ediyor: "Hapiste idim. Hapishanenin zorluğundan, zincir ve kündelerin ağırlığından dolayı İmam'a şikâyette bulundum. İmam cevaben yazdı ki: 'Bugün öğlen namazını evinde kılacaksın.'
Çok geçmeden hapisten çıkarıldım ve öğlen namazını evimde kıldım."
Ahmed b. Muhammed rivâyet ediyor: "Abbasî halifesi Muhtedi, mevâliyi katliam etmeye başlayınca İmam Askerî'ye, 'Allah'a şükürler olsun ki, halifenin başı başka işlere karışmış; sizi rahatsız etmiyor. (Muhtedi'nin) sizi tehdit ederek; bunları yeryüzünden yok etmeliyim, dediğini duymuştum' diye mektup yazdım.
İmam, şu cevabı kendi elleriyle yazmıştı: 'Onun ömrü bu tehditlerini yerine getiremeyecek kadar kısa olacaktır. Bugünden say; altıncı gün alçakça ve rezil bir şekilde öldürülmüş olacaktır.'
Altı gün sonra aynen İmam'ın buyurduğu gibi Muhtedi öldürüldü."
Ca'fer b. Muhammed Kalansî rivâyet ediyor: "Eşi hamile olan kardeşim Muhammed, İmam Askerî'ye mek-tup yazarak eşinin kolay doğum yapması ve bebeğin erkek olması için dua etmesini talep etti.
İmam cevabında yazdı ki: 'Allah sana erkek çocuk ihsan edecektir. Muhammed ve Abdurrahman her ikisi de güzel isimlerdir.'
Karısı ikiz erkek çocuk doğurdu. Birine Muhammed, diğerine Abdurrahman ismini koydular." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.