Geçmiş depremlerden çıkardığımız dersler!
Geçmiş depremlerin enkazından yükselen acı dersler, gelecekteki felaketlere karşı tek çarenin kentsel dönüşüm olduğunu fısıldıyor. Peki, bu zorunlu dönüşüm, şehirlerimizi sadece daha güvenli mi kılacak, yoksa yaşam biçimlerimizi de kökten değiştirecek mi?
24.04.2025 15:30:00
Eyüp Kabil
Eyüp Kabil





Türkiye, tarih boyunca yıkıcı depremlerle sıklıkla yüzleşmiş bir ülkedir. Her büyük deprem, beraberinde derin acılar, can kayıpları ve maddi hasarlar getirmiş, ancak aynı zamanda gelecekteki felaketlere karşı alınması gereken dersleri de gözler önüne sermiştir.
Geçmişte yaşanan acı tecrübelerden çıkarılan en önemli sonuçlardan biri, depreme dayanıklı yaşam alanları oluşturmanın, yani kentsel dönüşümün hayati gerekliliğidir.
Geçmiş Depremlerin Acı Bilançosu
Türkiye'de yakın tarihte yaşanan bazı büyük depremler ve bu depremlerden çıkarılan kritik dersler şunlardır:
1999 Marmara Depremleri (Gölcük ve Düzce): Bu depremler, Türkiye'nin deprem gerçeğiyle acı bir şekilde yüzleşmesine neden oldu. On binlerce insan hayatını kaybetti, yüz binlercesi evsiz kaldı ve ülke ekonomisi büyük zarar gördü. Bu depremlerin en önemli öğretileri şunlar oldu: Deprem yönetmeliklerine uygun olmayan, denetimsiz ve mühendislik hataları içeren binaların ne kadar riskli olduğu açıkça görüldü. Zemin etüdü yapılmamış, düşük kaliteli malzeme kullanılmış yapılar en büyük hasarı gördü.
Plansız kentleşme, altyapı yetersizlikleri ve kaçak yapılaşma, deprem sonrası müdahale ve yardım çalışmalarını zorlaştırdı. Deprem sonrası arama kurtarma çalışmalarındaki koordinasyon eksiklikleri ve yetersiz hazırlıklar, kayıpların artmasına neden oldu.

2011 Van Depremleri: Bu depremler, soğuk kış koşullarında gerçekleşmesi nedeniyle depremzedelerin yaşam koşullarını daha da zorlaştırdı. Ayrıca, kırsal kesimdeki yapı stokunun da ne kadar dayanıksız olduğu bir kez daha görüldü. Bu depremlerden çıkarılan dersler:
Sadece şehir merkezlerinde değil, kırsal bölgelerde de depreme dayanıklı yapılaşmanın sağlanması gerektiği anlaşıldı. Deprem sonrası travmanın etkileri uzun sürebilir ve bu nedenle psikolojik destek hizmetlerinin yaygınlaştırılması gerektiği vurgulandı.
2020 Elazığ ve İzmir Depremleri: Bu depremler, daha küçük ölçekli olsalar da, yapısal hasarların ve can kayıplarının yaşanmasına neden oldu. Özellikle zemin sıvılaşması gibi faktörlerin yapısal hasarı artırdığı görüldü. Bu depremlerden çıkarılan dersler:
Yapılaşma öncesinde detaylı zemin etüdü yapılması ve zemine uygun yapı tekniklerinin kullanılması gerektiği bir kez daha teyit edildi. Riskli yapıların tespit edilerek güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması gerektiği aciliyet kazandı.
Kentsel Dönüşümün Önemi ve Gerekliliği
Geçmiş depremlerin acı bilançosu ve bu depremlerden çıkarılan dersler, kentsel dönüşümün Türkiye için bir tercih değil, bir zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Kentsel dönüşüm, sadece riskli yapıların yenilenmesi anlamına gelmez, aynı zamanda daha yaşanabilir, güvenli ve sürdürülebilir kentler oluşturma vizyonunu da içerir. Kentsel dönüşümün faydaları şunlardır:
Can Kaybını ve Yaralanmaları Önleme: Depreme dayanıklı yapılar inşa ederek, olası bir depremde can kaybı ve yaralanma riskini önemli ölçüde azaltır.
Maddi Hasarı Azaltma: Güçlü yapılar, depremde yıkılma veya ağır hasar görme olasılığını düşürerek ekonomik kayıpları en aza indirir.
Yaşam Kalitesini Artırma: Kentsel dönüşüm projeleri genellikle modern altyapı, yeşil alanlar, sosyal donatılar ve ulaşım imkanlarını da içerir, bu da yaşam kalitesini yükseltir.
Afet Sonrası Müdahaleyi Kolaylaştırma: Planlı kentleşme ve düzenli yapılar, deprem sonrası arama kurtarma, yardım ulaştırma ve geçici barınma gibi faaliyetleri kolaylaştırır.
Ekonomik Kalkınmaya Katkı Sağlama: Kentsel dönüşüm projeleri, inşaat sektörü başta olmak üzere birçok alanda ekonomik hareketlilik yaratır.

Kentsel Dönüşümde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Kentsel dönüşümün başarılı olabilmesi için bazı önemli hususlara dikkat etmek gerekmektedir.
Dönüşüm projeleri, zemin etütleri, mühendislik hesaplamaları ve deprem yönetmeliklerine tam uyum esas alınarak yürütülmelidir.
Dönüşüm sürecine yaşayanların katılımı ve rızası sağlanmalı, adil ve şeffaf bir süreç izlenmelidir.
Sadece bina yenileme değil, altyapı, ulaşım, yeşil alanlar ve sosyal donatılar da dikkate alınarak kapsamlı bir planlama yapılmalıdır.
Sürdürülebilir finansman modelleri oluşturularak dönüşümün yaygınlaştırılması sağlanmalıdır.
Bürokratik engeller azaltılarak dönüşüm projelerinin hızlı ve etkin bir şekilde hayata geçirilmesi önemlidir.
Geçmişte yaşanan acı tecrübelerden çıkarılan en önemli sonuçlardan biri, depreme dayanıklı yaşam alanları oluşturmanın, yani kentsel dönüşümün hayati gerekliliğidir.
Geçmiş Depremlerin Acı Bilançosu
Türkiye'de yakın tarihte yaşanan bazı büyük depremler ve bu depremlerden çıkarılan kritik dersler şunlardır:
1999 Marmara Depremleri (Gölcük ve Düzce): Bu depremler, Türkiye'nin deprem gerçeğiyle acı bir şekilde yüzleşmesine neden oldu. On binlerce insan hayatını kaybetti, yüz binlercesi evsiz kaldı ve ülke ekonomisi büyük zarar gördü. Bu depremlerin en önemli öğretileri şunlar oldu: Deprem yönetmeliklerine uygun olmayan, denetimsiz ve mühendislik hataları içeren binaların ne kadar riskli olduğu açıkça görüldü. Zemin etüdü yapılmamış, düşük kaliteli malzeme kullanılmış yapılar en büyük hasarı gördü.
Plansız kentleşme, altyapı yetersizlikleri ve kaçak yapılaşma, deprem sonrası müdahale ve yardım çalışmalarını zorlaştırdı. Deprem sonrası arama kurtarma çalışmalarındaki koordinasyon eksiklikleri ve yetersiz hazırlıklar, kayıpların artmasına neden oldu.

2011 Van Depremleri: Bu depremler, soğuk kış koşullarında gerçekleşmesi nedeniyle depremzedelerin yaşam koşullarını daha da zorlaştırdı. Ayrıca, kırsal kesimdeki yapı stokunun da ne kadar dayanıksız olduğu bir kez daha görüldü. Bu depremlerden çıkarılan dersler:
Sadece şehir merkezlerinde değil, kırsal bölgelerde de depreme dayanıklı yapılaşmanın sağlanması gerektiği anlaşıldı. Deprem sonrası travmanın etkileri uzun sürebilir ve bu nedenle psikolojik destek hizmetlerinin yaygınlaştırılması gerektiği vurgulandı.
2020 Elazığ ve İzmir Depremleri: Bu depremler, daha küçük ölçekli olsalar da, yapısal hasarların ve can kayıplarının yaşanmasına neden oldu. Özellikle zemin sıvılaşması gibi faktörlerin yapısal hasarı artırdığı görüldü. Bu depremlerden çıkarılan dersler:
Yapılaşma öncesinde detaylı zemin etüdü yapılması ve zemine uygun yapı tekniklerinin kullanılması gerektiği bir kez daha teyit edildi. Riskli yapıların tespit edilerek güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması gerektiği aciliyet kazandı.
Kentsel Dönüşümün Önemi ve Gerekliliği
Geçmiş depremlerin acı bilançosu ve bu depremlerden çıkarılan dersler, kentsel dönüşümün Türkiye için bir tercih değil, bir zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Kentsel dönüşüm, sadece riskli yapıların yenilenmesi anlamına gelmez, aynı zamanda daha yaşanabilir, güvenli ve sürdürülebilir kentler oluşturma vizyonunu da içerir. Kentsel dönüşümün faydaları şunlardır:
Can Kaybını ve Yaralanmaları Önleme: Depreme dayanıklı yapılar inşa ederek, olası bir depremde can kaybı ve yaralanma riskini önemli ölçüde azaltır.
Maddi Hasarı Azaltma: Güçlü yapılar, depremde yıkılma veya ağır hasar görme olasılığını düşürerek ekonomik kayıpları en aza indirir.
Yaşam Kalitesini Artırma: Kentsel dönüşüm projeleri genellikle modern altyapı, yeşil alanlar, sosyal donatılar ve ulaşım imkanlarını da içerir, bu da yaşam kalitesini yükseltir.
Afet Sonrası Müdahaleyi Kolaylaştırma: Planlı kentleşme ve düzenli yapılar, deprem sonrası arama kurtarma, yardım ulaştırma ve geçici barınma gibi faaliyetleri kolaylaştırır.
Ekonomik Kalkınmaya Katkı Sağlama: Kentsel dönüşüm projeleri, inşaat sektörü başta olmak üzere birçok alanda ekonomik hareketlilik yaratır.

Kentsel Dönüşümde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Kentsel dönüşümün başarılı olabilmesi için bazı önemli hususlara dikkat etmek gerekmektedir.
Dönüşüm projeleri, zemin etütleri, mühendislik hesaplamaları ve deprem yönetmeliklerine tam uyum esas alınarak yürütülmelidir.
Dönüşüm sürecine yaşayanların katılımı ve rızası sağlanmalı, adil ve şeffaf bir süreç izlenmelidir.
Sadece bina yenileme değil, altyapı, ulaşım, yeşil alanlar ve sosyal donatılar da dikkate alınarak kapsamlı bir planlama yapılmalıdır.
Sürdürülebilir finansman modelleri oluşturularak dönüşümün yaygınlaştırılması sağlanmalıdır.
Bürokratik engeller azaltılarak dönüşüm projelerinin hızlı ve etkin bir şekilde hayata geçirilmesi önemlidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.