Gelenlere şöööyle bir göz atalım...

Bu ülkede herkes daha iyi yaşam şartlarına kavuşsun sloganıyla faaliyetlere başlayan Aydın Doğan'ın DIŞBANK'ının yeri versiyonu FORTIS Bank hakkında bakın ne geldi?Son derece calib-i hayret bu iddia hakkında yetkililer bir şey der mi demez mi orasını zaman gösterecek. Ama biz öyle tuhaf bir hal aldık ki, kim ne derse desin, kim ne yerse yesin bizi bağlamaz.Çünkü bizim gündemimizi başkaları oluşturuyor. Böyle olunca da o başkalarının iyi dediği iyidir, kötü dediği kötüdür. Cami eylemleri, sokak nümayişleri, meşin kayışları bizi bağlamaz.Biz bir an kızarız made in USA malları boykot ederiz.Sonra kalkar made in USA bir düşünceyi iktidar ederiz.Biz bir an oturur Irak vahşetine hüngür hüngür ağlarız, sonra kalkarız, "Irak savaşına, bu savaşa bilfiil katılan ülkelerden biz daha çok destek sağladık" açıklamasını yapanlara alkış tutarız.   Biz böyleyiz, bize benzeriz, çok kolay sever, ondan daha da kolay bezeriz.Biz böyleyiz.Kâh ikindiyiz, kâh öğleyiz.Kimseye değil kastım,Ne bronşitim, ne de astım.Size bir sorum var.Hadi sor sor demeyin.Sorum şu; eğer biz (de), "Dinlerarası Diyalog için papalık Konseyi'nin bir parçası" olduğumuzu ilan etseydik, başımıza bunca haller gelir miydi?Birileri bize "boykot" ilan eder miydi?Bir şirketin "büyüğünden" bir arkadaşımız reklam talebinde bulunuyor, aldığı cevap çok ilginç; size ambargo var.İyi de ambargoyu hak edecek ne yaptık?Ama Allah'a şükür dimdik ayaktayız.Bizim bir tek suçumuz ve kabahatimiz var, o da; "Üçüncü bin yılda Asya'yı Hıristiyanlaştırmayı hedef seçmiş Papalığın bu gayretine elimizden geldiği kadar karşı durmak." Başka hiçbir suçumuz ve günahımız yoktur. Vallahi de yoktur, billahi de yoktur.Ne olduysa işte o kısa adı PCID denen olaydan sonra oldu.Nedir mi PCID?"Papa 6. Paul Cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog İçin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz.Demek ki, PCID Asr-ı saadette başlamamış, sayın Davut bey!PCID Papa 6. Paul tarafından başlatılmış.Bu ayrı bir konu.Bizi hesaba çeken inançlı insanlar şu cümlenin bir türlü hesabını soramadı;"İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve bunda en çok suçlanacak olan Müslümanlardır. Uygun bir yerdeki vakitli bir gayret, bu yanlış anlamanın büyük oranda azalmasına katkı sağlayabilir. Müslüman dünyası, İslam'ın asırlarla ölçülen yanlış algılanmasını silip atacak bir diyalog imkanını bağrına basacaktır." Bir "hocaefendi" Hıristiyan dünyasının tepe noktasında bulunan bir papaya Müslümanları şikayet ediyor.Oysa bize hep "Müslümanlar arasında husumet olmaz, küfür dururken birbirimizle niye uğraşıyoruz" sitemi yapılıyor. Biz hiçbir zaman bir Müslüman'ı bir gayr-i Müslim'e şikayet etmedik.Kendi aramızda ameli hatalarımızı belki konuştuk, o kadar.Hem sonra ne demek; "İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur."Bu da yetmemiş gibi; "Uygun bir yerdeki vakitli bir gayret, bu yanlış anlamanın büyük oranda azalmasına katkı sağlayabilir" eklenmiş. Sahi, neresi bu "uygun yer" ve nedir bu "vakitli gayret"?Bugünlük son sorum şu olsun; "İslam'ın asırlarla ölçülen yanlış algılanmasını silip atacak bir diyalog imkanını bağrına basacaktır" demektir?Bu "asırlarca ölçülen yanlış" Hz. Peygamber (as) dönemine kadar uzanır mı?  Müslümanların ehl-i kitap karşısında takındıkları tavrın ölçüsü, kaynağı asr-ı saadetten, Hz. Peygamber'den (as) başkası mıdır?Beni/bizi sorgulamaya kalkışanlar bu ifadeleri sorguladı mı acaba?1998'de Fethullah Gülen'in Papa'ya sunduğu mektuptan aldığım bu herşeyi özetleyen cümlelerden sonra bir başka mektuptan size bir cümle sunayım.Bu mektup Prof. Dr. Haydar Baş'ın Fethullah Gülen'e yazdığı tarihi mektubun son cümlesidir.Önce bir ara not.Prof. Dr. Haydar Baş söz konusu mektubu gönderdiğinde, Fethullah Gülen'e henüz papaya yukarıdaki cümlelerle başlayan mektubu göndermemişti.İşte Prof. Dr. Haydar Baş'ın Gülen'e gönderdiği mektubun bitiş paragrafı; "Samimiyet, ihlas ve vefanıza inandığım kardeşim olarak, bu açık ve samimi düşünce ve uyarılarımı, edille-i şer'iyye ölçüleri ve hassas inancınız ve vicdanınızla kâmil anlamıyla değerlendirip, bir nefs muhasebesi yapacağınıza inanıyor, bu vesileyle tekrar kalbî muhabbetlerimi arz ediyorum. Allah'dan Sırat-ı Mustakim üzere daim bulunmanızı niyaz ediyorum."Evet, Prof. Dr. Haydar Baş ve dolayısıyla bizler Gülen hakkında bu inanç ve kanaate sahiptik. Nereye kadar? Gülen'in kendisini; "Papa 6. Paul Cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog İçin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası" olduğunu ilan ettiği güne kadar.Ben de özellikle samimiyetine inandığım e-mail gönderen dostlara bu bilgileri sunduktan sonra gelelim FORTIS hakkında gelen e-postaya.Fortis Bank ile ilgili gerçekBelçika-Hollanda ortaklığı Fortis tarafından satın alınan Dışbank, dünden itibaren müşterilerini Fortis Bank adıyla kabul etmeye başladı.Fortis Bank Yönetim Kurulu Başkanı Karel De Boeck, 2010 yılına kadar şube sayısının 183'ten 300'e çıkarılacağını açıkladı." Bu haber dün, Türkiye'nin mümtaz basın ve yayın organlarının hemen hemen tümünde yer aldı. Fakat hiç kimse, Fortis Bank'ın, PKK'nın kullandığı mayınları üreten firmaya ortaklığından bahsetmedi. İşte gözden kaçan(!) o detay: Dünya üzerindeki bankaların hareketlerini izleyen Netwerk Vlaanderen adlı kuruluş, aralarında Fortis Bank'ın da bulunduğu 5 bankanın, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu tarafından üretimi yasaklanan misket bombası, nükleer bomba, seyreltilmiş uranyum silahları ve mayın gibi mühimmat üreten silah şirketleriyle ortak olduğunu belgeledi. Netwerk Vlaanderen tarafından hazırlanan 52 sayfalık raporda, Belçika'nın önde gelen finans kuruluşlarından biri olan Fortis Bank'ın, dünyanın en büyük mayın üreticisi Singapore Technologies Engineering-STE'de 1,376,600 adet hissesinin bulunduğu ortaya çıkarıldı. Raporda Fortis Bank'ın ortak olduğu Singapurlu mayın üreticisi STE'nin VS-50 ve VS-69 tipi mayınlar ürettiği belirtildi. Singapurlu STE firmasının ürettiği VS-50 ve VS-69 tipi mayınlar, Güneydoğu'da PKK tarafından sıklıkla kullanılıyor. Dünya Mayın İzleme Komitesi'nin 1999 tarihli raporunda Singapur'un tek mayın üreticisi STE'nin Valsella Valmara 69 ve Valsella VS-50 mayınlardan milyonlarca adet ürettiğini belgelemişti.