Gençlerimizin Üniversite Hakkını Engellemeyelim

Geçtiğimiz Pazar günü yapılan ÖSS sınavında milyonlar ter döktü.Tam 1 milyon 640 bin 259 aday yıllarca çalıştılar, didindiler ve sonuç olarak eğitime devam edip etmeyecekleri, kariyer sahibi olup olmayacakları sadece 195 dakikalık bir sınava bağlı.Bu gençler okumaya devam etmek için, büyük umutlarla bu sınava giriyor.Bir kısmı, oldukça cüzi bir kısmı sevinebiliyor, ailesini memnun edebiliyor, geri kalanlar ise mahcup ve çaresiz.Yaşanan manzarayı dikkatlice bir daha bakarsak, bu gençler anayasal hakkı olan eğitim ve öğretim hakkını kullanmak istiyor, eğitim sistemimiz ise "Hayır, sizler okuyamazsınız" diyor.Bu ne kadar adil?İlköğretimi zorunlu tutuyoruz, liseyi okumak isteyenlere kapıları açıyoruz, ama daha iyisini, yükseğini isteyenleri kapı dışarı ediyoruz, kapının önünden geri döndürüyoruz. Üstelik geçtiğimiz yıl sınava katılan 7 bin 397 okul birincisi adayın 2 bin 443'ü açıkta kalmıştı. Yani okullarının en iyileri dışarıda kalıyor, geride kalanları siz düşünün?Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, bahsettiğimiz gibi eğitim ve öğretim anayasal bir haktır ve engellenemez. Nasıl isteyen herkese lise okuma imkanı sunuyorsak, üniversite imkanı sunmak da bir zorunluluktur.Bir sınavla bu eğitim arzusuna engel koymak, umutları yıkmak asla doğru değildir ve siyasiler bu problemi acilen çözmelidir. Bu gençlere verilen eğitim homojen değil. Yani bütün gençler eşit eğitim imkanlarından yararlanmıyorlar, aynı kalite eğitim almıyorlar; ama girdikleri ve yarıştıkları sınav aynı.Parası olan daha iyi eğitim şartlarından istifade edebiliyor, ek eğitim alabiliyor, parası olmayan ise sürünüyor.Belki de parası olmayan öğrencilerden dahiler çıkacak, mucitler çıkacak, ama buna fırsat verilmiyor.Peki, ne yapılabilir?Bu sorunun en uygun cevabını Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş vermektedir.Sayın Baş'ın projesinde, her liseli sınavsız üniversiteye girebilecek, üniversite harçları kaldırılacak, burs miktar ve adedi arttırılacak. Devletin iktisadi ve sosyal politikasına paralel olarak üniversitelerimiz çeşitli dallarda ihtisaslaşmaya gidecek, faydalı projelerde müteşebbislere öncülük edecek ve sanayi-üniversite işbirliği sağlanacaktır. Bu sebeple üniversitelerimiz desteklenecektir. Eğitime ayrılan pay artırılacak ve başta öğretmenler olmak üzere eğitim sektöründe çalışanların maaşları iyileştirilecektir.Sayın Baş, "Sınavsız Üniversite" projesini ilk ifade eden liderdir. Bugünlerde Genç Parti, CHP de bunu dillendirmektedir, ama Sayın Baş bu projeyi 5 yıl öncesinde ortaya koymuştur.Her ne kadar Sayın Baş'ın projesini aynen ifade etseler de, maliyet gerektiren bu projeyi nasıl hayata geçirecekleri merak konusu.Çünkü Sayın Baş, bu projeyi nasıl gerçekleştireceğini uluslar arası kongrelerde kabul gören, Nobel'e aday bir modelle ortaya koydu.Peki, GP ve CHP bunu nasıl başaracak?Bugüne kadar herhangi bir izahatta bulundular mı, kaynak gösterdiler mi?Sayın Baş bu projeyi hayata geçireceğini sadece vaat etmiyor, noter tasdikli taahhütname ile imzalı ve hukuki bir şekilde önümüze koyuyor. Çünkü nasıl yapacağını bilimsel bir model göstererek ispatladı.Diğerlerinin yaptıkları Sayın Baş'ın önünü kesme gayretlerinden öteye geçmiyor.Bir önemli nokta daha var: Prof. Dr. Haydar Baş, sınavsız üniversite projesini bir ihtiyaca binaen ortaya koyuyor. Nasıl mı?Sunduğu Milli Ekonomi Modeli tüketim endeksli bir denge analizi. Yani önce tüketim, sosyal devlet projeleriyle milletin alım gücü arttırılarak canlandırılacak, ardından da oluşan bu iç talebin karşılanması için üretim desteklenecek.Tüketim üretimi coşturacak. Üretimin coşması demek, daha fazla fabrika, daha fazla iş yeri, dolaysıyla daha fazla istihdam demektir. Bu, aynı zamanda mühendise, iktisatçıya, bilim adamına, eğitimciye, doktora? daha fazla ihtiyaç demektir.  Dolayısıyla Sayın Baş oluşacak bu ihtiyacın karşılanması için de modelinin bir gereği olarak sınavsız üniversite projesini ortaya koymuştur.Yani Milli Ekonomi Modelinde sınavsız üniversite popülist bir yaklaşımdan öte, bir gerekliliktir.IMF, AB ve ABD dışında çözümleri olmayan diğer partiler için ise sınavsız üniversite, şu sıralar sınırlı olan üniversiteli işsiz sayısının artmasından başka bir işe yaramayacaktır.